Serpil Yılmaz

Serpil Yılmaz

syilmaz@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Amerika'da bir piyanistin 100'üncü yılı kutlanıyormuş, "Bu kadar yaşayacağımı bilseydim, kendime daha iyi bakardım" diyerek söze başlayan Faruk Yağız, 50 yıllık Türkiye Çimento Müstahsilleri Birliği (TÇMB) tarihine tanıklığını, arka cebinden çıkardığı notlardan okuyacağını söylediyse de, sahneye koydurduğu koltukta başladığı konuşmasının, stand-up tadında ilerleyeceği belliydi. Bodrum Princess Otel'de bu yıl 3'üncüsü düzenlenen "Çimento Günleri" sohbetindeyiz, çimento sektörünün duayenlerinden ve eski Petkim Genel Müdürü Yağız anılarını fıkralarla süslüyor.Bir profesör atlar hakkında konuşacakmış, dinleyici olarak salona tek kişinin geldiğini görünce sormuş: "Konuşmamı ister misin?" Dinleyici seyismiş, yanıt vermiş: "Ahırda tek at da olsa, ben ona bakarım." Konuşmacı iki saatlik konuşmasını bitirdiğinde, "Memnun kaldınız mı?" diye sorunca seyisten karşılık: "Tek at da olsa bakardım, ama ben bütün atların yiyeceği yemi ona yedirmezdim."Sadık Akalan (2004 yılında ölen TÇMB eski başkanlarından) "Kendini de çok güzel methederdi. Bir arsası varsa, dünyanın en iyi arsasıdır. Bir ameliyat geçirdi mi öyle bir anlatır ki, 'Ben de şu dağları aşmak için bu ameliyatı geçirsem" diye düşünürsünüz"...Temel, yarışta atlardan birine oynamış. Atı en arkada. "Senin at en arkada" demişler, "Görmüyor musunuz, nasıl da bütün atları önüne kattı, koşturuyor" cevabını vermiş.Sadık Bey'e "Sen nereden giyiniyorsun?" diye sordum. "Her şeyin bir yeri vardır, iç çamaşırının bile. Donları Kopenhag'dan alırım."- "Ne işe yarıyor?"- "Alsaydın bana sormazdın!!!" Kopenhag'dan donlar Sabancı Topluluğu'nun aileden olmayan az sayıdaki yöneticisinden biri olan merhum Ayduk Çelenk de anıldı. Çelenk çimento sanayiinde 30 yıla yakın görev yapmıştı. Acı anılar... Çimentoda kota var. Bir gün işletmeye çalışanlardan birinin akrabası olan bir müşteri geliyor. Fabrikanın müdürlerinden Cavit Borçbakan'ı başından vuruyor, sonra da kendisine silahı doğrultuyor. İkisi de ölüyorlar.Özal ile Libya'ya gidiyorlar. Bir hafta kaldık, hiç kimseyle selamlaşamadık bile. Kaddafi'nin çadırına gittik, minderlere oturdular, etrafında öbek öbek oturduk. Bütün anlaşmalar o anda imzalandı. Kaddafi, "Bu kadar müteahhit var, bunlardan biri cami yapsın" dedi. Özal da İdris Yamantürk'e söylemiş, kabul etmedi. "Abi kabul etseydiniz..." dedik. İdris, "Temel tekneyle balığa çıkmış, namaz kılıyor. Balık vurdi diye bir ses. Temel istifini bozmamış, usulca "Balık büyük müdür, küçük müdür? Büyükse namazı bozacağım" demiş."O saate kadar neşe içinde dinlediğimiz Yağız, konuşmasını "Eşim de beni neşe içinde dinlerdi, umarım aranızdadır, sesi kulağıma geldi, ruhu şad olsun" sözleriyle bitirdi.TMÇB Yönetim Kurulu Başkanı Adnan İğnebekçili, Çimentaş Genel Müdürü Mustafa Güçlü, eşleri ve çimento ailesinin 200 kadar üyesiyle birlikte akşam yemekte dinlediğimiz Fedon, kız kardeşinin ölümü üzerine yıllar önce bestelediği ağıdı okudu. Türkçeydi... Fedon'un duygularını ötekileştirebilir misiniz?Diyeceksiniz ki, hiç mi çimento sektöründen haber yok. O da var. Türkerler, Sabancı'ya sattıkları Ladik Çimento'dan sonra, Urfa Çimento'nun satışı için de Garanti Bankası'nı görevlendirmişler. Başbakan Erdoğan'ın yakın dostu Remzi Gür'ün iş ortağı Türkerler, çimentodan çekiliyor. Irak satışları geçen yıla göre 3 milyon tondan 1 milyon tona düşmüş. Çevreye 1 milyar dolarlık yatırım yapacaklar, iç talep düşüyor, 1.7 milyar dolarlık yatırım yapılıyor... syilmaz@milliyet.com.tr Kaddafi'nin cami isteği