Serpil Yılmaz

Serpil Yılmaz

syilmaz@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Salı günü bu köşede Burak'ın annesi Neriman Okay'ın "Bisiklete bindirmedim, kaza yapar, ölür diye" sözlerine yer vermiş, tüm anaların-babaların aynı korkularla çocuklarını büyüttüklerini yazmıştım.Neredeyse her kesimden "Duygularınızı paylaşıyorum" mesajları taşıyan telefonlar, mail'ler aldım.Sürpriz telefon Petkim Genel Müdürü Kenan Yavuz'dan geldi. Hakkâri'nin dağlarında kurulan pusuda yaşamını yitirmiş bir "insan" ve de askerlik görevi sırasında "şehit" edilmiş bir evlat: Bilgisayar mühendisi şehit jandarma asteğmen Zeki Burak Okay... Yavuz'un en son röportajını Capital'in eylül sayısında okumuştum. Koç Topluluğu Otomotiv Grubu genel müdür yardımcılığı görevinden sonra, Petkim'e yönetim kurulu üyesi olarak giren Yavuz, 2004 yılında aynı kurumun yönetim kurulu başkanı olmuştu.Son iki yılda kurumda kişi başına verimlilik ve kapasite kullanım oranı yüzde 20'ler düzeyinde artarken, aynı oranda da çalışan sayısında azalma sağlanmış. Yönetici sayısı 8'den 5'e düşmüş, 20'ye yakın departman kapatılmış.Sonuçta İMKB'de, THY ve Tüpraş'tan sonra halka açıklık oranı yüzde 38.5 ile en yüksek düzeyde işlem gören Petkim, 2006 yılında ihracatını yüzde 50 artırıp cirosunu da 1.5 milyar dolar olarak hedeflemiş.Bunca ekonomik veriyi niye verdim?Bu ülkenin sorumlu ve namuslu vatandaşları "yan gelip yatmıyorlar"!Ne askerde, ne işlerinde...Yavuz'un beni arama nedeni Petkim'i konuşmak değildi, Burak'ın yakınıydı ve "Bizi en iyi siz anlamışsınız" diyor, teşekkür ediyordu."Burak'ı askere ben teslim ettim" diyerek acısını dile getiriyordu Yavuz. Benden istediği de Burak'ın annesi Neriman Hanım'ı arayıp "teselli" etmem!Devlet katında "acılarına ortak" olmak için arayanları, soranları yoktu. Aileyi "yalnızlaştırma" politikası güdülüyordu.Burak'ın babası Sezai Okay'a ulaştım..."Biz vatan haini değiliz, oğlumuz tabii ki Allah katında şehittir. Ancak bizim içimiz yanıyor, bu olayı sorgulamak zorundayız. Burak o dağlarda çiçek toplamaya, dağcılık yapmaya gitmedi ama, askerlik bilgisi de yoktu. Üzerinde bir çelik yelek bile yoktu yavrumun" sözleri dökülüyor Sezai Okay'ın ağzından. Yan gelip yatmadı Burak nöbet yerini PKK'ya ihbar eden "hain" askerin komutanıymış, "Bu adamın abuk sabuk davranışları var" diyebilmiş yakınlarına...Hain, "o gece" ordudan kaçıp PKK'ya katılmış. Burak komutanlarından bu nedenle sıkı bir fırça yemiş "o geceye" 5 kala...En son nişanlısını aramış, "Nöbetim uzun sürecek, telefonum kapalı olur" demiş.1 Eylül gecesi Burak ile jandarma er Emrah Yiğit'in şehit edildiği saldırının planlayıcısı olan, "Amed" kod adlı "hain", aynı gün çatışmada güvenlik güçlerince öldürülmüş.Şimdi soruyoruz tabii..."Gerilla savaşı"nın ön saflarına yollanan bu gençler için yapılacak hiç mi bir şey yoktu?Başbakan Erdoğan açıkladı: Askerlik yan gelip yatma yeri değildir.Çok talihsiz bir açıklama...Kimlerin yan gelip yattığının malum olduğu bir ülkedeyiz. Kişi başı gelir, gelişmişlik kriterlerine göre insani yaşam standartlarımız ortada.Hepsinden de önemlisi PKK ile "savaşta" iç ve dış politika argümanlarını değerlendirme becerisini gösteremeyip ülkeyi "vicdanından" ikiye bölenler ortada... syilmaz@milliyet.com.tr Hain ile burun buruna