Salı günü TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu'nun katıldığı "Bölge Toplantısı"nı izlemek üzere Şanlıurfa'daydım. Şehrin ileri gelenlerinin "bayramlıklarını" giydikleri bir gün...Şanlıurfa Valisi Yusuf Yavaşcan, Belediye Başkanı Ahmet Eşref Fakıbaba ve civar illerden gelen oda ve borsa başkanlarının katıldığı "zirve" niteliğinde bir buluşma. Buluşmanın önemi, Hisarcıklıoğlu'na Şanlıurfa'nın simgesi bir dağ ceylanının (yeniden ormana bırakılmak üzere) salona getirilerek hediye edilmesiyle daha da anlaşılır oluyor. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği'nin (TOBB) "ayrı bir cumhuriyet" olduğunu biliyor musunuz?.. Türkiye'nin her yerinde olduğunu, iktidar ışıltısını parlatarak etkinleştiklerini, bölgelerin en etkin sivil toplum inisiyatifi olarak görüldüğünü, hükümetlerin "dirsek" temasını güçlü tutmak istediği bir kurum olduğunu; tüm bunlara karşılık etkinliğin yalnızca "başkan" ile mümkün olabildiğini... Basın mensuplarının 'görüntü' aldıktan sonra salon dışına çıktıkları toplantıya TOBB Başkanvekilleri gibi ben de konuk olarak katılıyorum. Hemen belirtmeliyim ki, çok sayıda TOBB toplantısı izledim; bu kadar "ekonomi" odaklı olanına ilk kez tanık oluyorum.TOBB'da "Ekonomiyi bir de bizden dinleyin dönemi" başlıyor. Tabii TOBB'un mutfağında eski Merkez Bankası Başkanı Süreyya Serdengeçti ve ekibinin yer aldığını unutmamak gerekiyor. Hisarcıklıoğlu bir akademisyen kadar iyi hazırlanmış. Elinde işaret sopası, büyütülmüş bilgisayar ekranından barkovizyona yansıyan veriler, tablolar, fotoğraflar...Mikrofonu yakasında, kürsüde kısa bir süre kalıyor, konuşma yaptığı sahnede dolaşarak "dersini" anlatıyor. Ekonomik verilerin iş dünyası için ne anlama geldiğini anlatıyor, bölgenin odaklanması gereken kalkınma projeleri üzerinde duruyor; TOBB'un faaliyetleri hakkında bilgi veriyor ve bölgeyi kalbinden fethediyor. Toplantıdan sonra yemeğe geçiyoruz. Diyarbakır Ticaret Borsası Başkanvekili Erkut Temiz ile sohbet ediyorum. Diyarbakır'da bölge ülkelerinin katıldığı ekonomi fuarının 'başarı' olduğunu söylüyor. Daha dün cenazelerin kalktığı ilde ekonomik yaşamın sürmesi mucize. Diyarbakır'da ekonomi felç edilmeye çalışılıyor. Temiz de Hisarcıklıoğlu gibi "sulama kanalları" yatırımları tamamlansa Diyarbakır'ın sorunu çözülür görüşünde. Diyarbakır'da yeşeren ovalardan bereket akacak akmaya ama gelin görün ki, "suyun kontrolü" petrolün kontrolü kadar "derin bir strateji."Temiz, PKK'nın kepenk kapattırma eylemleri karşısında esnafın ne kadar zor duruma düştüğünü yineliyor. Devlet de, PKK da kepenkleri kayda geçiyor. Yerel yönetime güvenleri yok. Barış sözcüklerini samimi bulmuyorlar. Temiz, "Diyarbakır'da eğlence hayatı da var, eğitimde Türkiye sıralamasında üst sıralara geldik. Kimse bizi iyi taraflarımızla görmek istemiyor; hep yoksulluk, terör... Bari bizi siz anlayın. Diyarbakır'a mal satmıyorlar. Bize mal gönderin" diyor.Bir kent yaşamaya çalışıyor! Anadolu'nun bileni TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu, Şanlıurfa'daki konuşması sırasında marketler karşısında rekabet gücünü yitiren ve hızla kapanan bakkal dükkânlarını anlatıyordu.Dinleyen oda, borsa başkanlarına "Ortaklık kurmalısınız" diyen Hisarcıklıoğlu, "işbirliği" anlayışının henüz yerleşmemesinden doğan sıkıntılara örnekler veriyordu."İki kardeş ortak olur, para kazanılmaya başlanır ve bir gün biri diğerine (Sabahları dükkânı sen aç) der, işte o an ortaklığın bozulma işaretidir. Karısı başlar (Niye dükkânı hep sen açıyorsun) diye söylenmeye. Arkası (Onun karısı şunu almış, biz niye almıyoruz) dedikodularıyla gelir. Ortaklığın yürümesi için tek bir şey gerekir (Sen önden buyur) demek. Bunu yaparsan o ortaklık hiç bozulmaz."Salondan "Evet, aynen öyle oluyor" sesleri yükseliyordu. Aklıma hemen Alarko'nun eşbaşkanları merhum Üzeyir Garih ile İshak Alaton'un anıları geldi. Garih ile Alaton ailece pek görüşmez, birbirlerini "yücelten" konuşmalar yapmaktan kaçınmazlardı. Öyle ki birbirlerine "hayat arkadaşım" diyecek kadar da yakınlardı. syilmaz@milliyet.com.tr Sihirli cümle: Sen önden buyur