Habertürk ekranında Şener'in sorulara verdiği yanıtlar, AKP'nin "resmi" söylemlerinin içinde kalıyor.Eğer, oruç nedeniyle fiziksel olarak kendini iyi hissetmemesi veya gündemin ekonomiden çok siyasal alana çekilmesine yönelik hazırlıklarını iyi yapamaması gibi bir nedeni yoksa, Şener'in "Boğaz üç boğumdur" sözünü doğrulayan "konuşmacı" üslubu dikkat çekiyor.Cumhurbaşkanlığı seçim süreci ve sonrası olarak iki ayrı siyasal dönemi analiz eden Şener'in, "günün sonuna" kadar, ne kamuoyunda "kriz" algılamalarına yol açmaya, ne de parti içinde dengelere karşı risk almaya niyeti var izlenimi veriyor.Açıkça ifade ettiği, "Cumhurbaşkanlığı'na aday değilim" sözünden başka! Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener ile soru-cevap maratonunun içinden geçiyoruz. Şener'e Orhan Pamuk'un Nobel Edebiyat Ödülü alması üzerine kamuoyunda yaşanan "bölünme"yi anımsattığımızda, "Şimdi de Pamuk'a ne konuşması gerektiğini söyleyenler çıkıyor. Bırakalım herkes kendisi gibi olsun, kendi görüşleri neyse söylemeye devam etsin" karşılığını veriyor.Son olarak Pamuk'un, Fransız Parlamentosu'nun Ermeni soykırımı inkârına yönelik kararını eleştirdiğini vurgulayan Şener'in, Nobel Edebiyat Ödülü sıkıntısı yok. Orhan Pamuk yorumu DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar'ın "Düz ovada siyaset yapsınlar" sözleri sonrasında, Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt'ın "o zat" çıkışı da Şener'e soruldu. Şener, Büyükanıt'ın "konuşmasına" bir yorum getirmese de, Ağar'ın sözlerini, "Bu tür spot sözler sorunu çözmez" diyerek dikkatlerden kaçırmayı tercih ediyor.Şener, Ağar'ın "Af" yorumlarına soruyla karşılık veriyor: "Bakalım dağdaki ovaya inip siyaset yapma arzusunda mı?"Ağar'ın aynı soruya "Evet" yanıtını verdiği kamuoyuna yansımıştı.Şener'in Başbakan Tayyip Erdoğan'ın "Kürt sorunu" ifadesini kullandıktan sonra, "suskun" bir döneme geçmesi üzerine sorulan bir soruya verdiği cevap da dikkat çekiciydi:"Hiçbir siyasi lider yanlış anlaşılmayı istemez. Maksadını aşan yorumlar yapıldığı zaman, baskılar (!!!) arttığı zaman ileri gidilemiyor." Dağdaki istiyor mu? Şener, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'nun (TMSF) "tasfiye" sürecinin sonuna gelmesi nedeniyle BDDK'yla birleşeceği yolundaki açıklamasına ilişkin de şunları söylüyor:"TMSF asıl işi olan mevduat sigortacılığına dönecek. Zaten kuruluş aşamasında, TMSF'nın icraatı BDDK bünyesindeydi; sonradan ayrıldı. Tüm mali piyasaların birleştirilmesine çalışılıyor. Mali piyasaları tek çatı altında toplayacak Para Üst Kurulu (SPK, TMSF, BDDK ve sigortacılık) oluşması yönünde henüz somut bir hazırlık bulunmuyor."Şener'in sözlerinden "kurul" çalışmasının seçim sonrasına bırakıldığı izlenimi aldım. Büyük olasılıkla bunun nedeninin de "atama" sıkıntıları olduğunu düşünüyorum.Herkesin kafasında bir "atama-atanma" sıkıntısı var ya, hadi hayırlısı... syilmaz@milliyet.com.tr Kurul seçim sonrasına