Suriye rejimiyle istihbari temaslar kimi zaman doğrudan, kimi zaman Rusya gibi aracılarla yürütülüyor. Suriye devletinde bütünlüğün ortadan kalkması nedeniyle, bazen Suriye istihbaratı adına yetkilendirilen kişiyle, bazen Rusya aracılığıyla temas kurulan kişiyle görüşülüyor.
Rusya ve İran, Türkiye’yi Suriye rejimiyle doğrudan temas kurmaya zorluyor. Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Türkiye’nin güvenlik çıkarlarının Şam yönetimiyle doğrudan diyalog yoluyla korunabileceğini açıkça ifade etti.
Ankara’nın Şam’la yeniden ilişki kurup kurmaması iç politikada da sinir uçlarını harekete geçiren bir tartışma konusu.
Türkiye’nin an itibarıyla yaklaşımı net. Yüz binlerce insanın ölümüne, milyonlarca insanın yerinden yurdundan ayrılmasına neden olan Esad rejimiyle doğrudan bir temas kurulması mümkün değil. Bu zorlamayı yapanların son 10 gündür sadece Doğu Guta’da gerçekleşen katliamlara bakmaları bile yeterli.
Tablo bu ancak bir de sahanın gerçekleri var.
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın’ın, “Olağanüstü şartlar gerektirdiğinde belli sorunları çözmek için ilgili birimlerimiz yani istihbarat birimimiz doğrudan ya da dolaylı belli temaslar kurabilir” sözlerinin ardından dün de Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı harekâtlarına, İdlib’de gözlem noktaları oluşturulmasına, Soçi ve Astana sürecine dikkati çekerek, “Devlet yönetimi, siyasiler arasında doğrudan bir görüşme yoktur. Fakat istihbarat örgütleri gerektiğinde görüşebilirler” dedi.
Bozdağ, “Harekâtlarda hava unsurlarının kullanılması dolaylı da olsa Suriye yönetiminin rızasıyla yapılmaktadır. Doğrudan Suriye yönetimiyle bir görüşme olmamıştır. Ancak Rusya üzerinden Suriye ile bir görüşme, Türkiye’nin beklentilerinin oraya iletilmesi hadisesi vaki olmuştur” diye konuştu. Bu açıklamalar sahadaki zorunlulukları ve gerçekleri gösteriyor.
Dün, güvenlik ve istihbarat kaynaklarıyla görüşerek, “Rejimle dolaylı görüşmeler nasıl ve ne zamandan beri gerçekleşiyor?” sorularına yanıt aradım. Aldığım yanıtlar, istihbarat birimleri arasındaki temasın uzun süredir devam ettiğini gösteriyor. Bu bilginin, “rejimle temas kurulsun” ısrarını sürdüren CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na da bir süre önce verildiğini öğrendiğim.
İstihbaratların teması çilingir
Aldığım bilgiler ve yapılan değerlendirmeleri şöyle aktarabilirim:
- Suriye sahasındaki aktörlerin kendi menfaatleri nedeniyle geliştirdikleri asimetrik ilişkiler, çıkar çatışmaları ve Türkiye’nin bir numaralı önceliği olan güvenlik sorunu arka plan diplomasisini zorunlu kılıyor. Bunun en önemli unsurlarından biri de istihbarat kurumlarının faaliyetleri.
- Genelde kuzey Suriye, özelde Fırat’ın batısı konusunda MİT’in faaliyetleri süreç içinde bir çilingir vazifesi görüyor.
- İstihbarat birimleri, gözlem noktalarının kurulması aşamalarında da sadece Suriye istihbaratı ile değil, bölgedeki yerel güçler dahil bir çok kesimle faaliyet yürüttü, yürütüyor.
Kritik yol kazaları önlendi
- Bu ortamda sahadaki aktörlerle ilişkinin tamamen kopması hatalı kararlar doğurabiliyor. Yanlış anlaşılmalar ve ciddi yol kazalarının olması, bugüne kadar yürütülen faaliyetlerle, istihbarat birimleri arasındaki temasla giderildi.
Doğrudan ya da aracıyla
- Temaslar kimi zaman doğrudan, kimi zaman Rusya gibi aracılar sayesinde yürütülüyor. Suriye devletinde bütünlüğün ortadan kalkması nedeniyle, bazen Suriye istihbarat servisi adına yetkilendirilen kişiyle, bazen Rusya aracılığıyla temas kurulan kişiyle görüşülüyor.
- İstihbarat birimleri arasındaki temasın en kritik başlıklarından biri Suriye hava sahasının kullanımı konusunda yürütülüyor. Bu faaliyet, özellikle Zeytin Dalı Harekâtı’nda Rusya üzerinden önemli sonuçlar doğurdu.
Hangi konular konuşuluyor?
- İstihbarat birimleri arasındaki temasın ana konuları genel çerçevede şöyle sıralanıyor:
1- YPG’ye destek verilmemesi, terör faaliyetlerinin engellenmesi.
2- DAEŞ’le mücadele edilmesi, DAEŞ’lilerin Türkiye sınırlarına doğru sürülmemesi.
3- Suriye halkına yönelik baskı ve zulmün sonlandırılması.
4- Göçü önleyecek önlemlerin alınması.
Konvoy vakasının perde arkası
- Afrin harekâtının ilk aşamasından itibaren istihbarat birimleri hem masada hem sahada çalışıyor. Planlama, harekât, teknik istihbarat, ÖSO’nun hazırlanması ve yönlendirilmesinde Genelkurmay’la eşgüdümlü bir çalışma var.
- Afrin’deki günlük gelişmeler, son dönemdeki temasların ana gündemi. Suriye buraları kontrol edemiyor ama egemenlik hakkı olduğunu savunuyor. Son dönemde, rejim askerinin Afrin’e gireceği propagandasının yapılmasına bu gözle bakmak gerekiyor.
- İstihbarat birimleri, Afrin’e Suriye rejimine bağlı milis güçlerinin konvoyla gittiği haberleri yayıldığında da devredeydi. Televizyondan gidişleri canlı yayınlanan konvoyun nerede bulunduğu, bulundukları yer şehir merkezi mi, Afrin’e 100 km uzaklıkta bir yer mi, belli değildi. “Afrin merkezde” denilerek 3 araba gezdiriliyor. Bunun anında teyit edilmesi gerekiyor. Hem uydu istihbaratıyla hem sinyal istihbaratıyla hem de sahadan canlı istihbaratla durumun gerçek boyutları tespit edildi. Amaçları ne bunlara bakıldı.
- Bu girişimler Suriye rejiminin, “Sen beni arka kapı diplomasisiyle muhatap alıyorsun ama üst perdeden de siyaseten de muhatap al” mesajı olarak da görülüyor.
YPG ile rejim nerede anlaşamadı?
- Türkiye, bölgenin terörden arındırılmasını, sahiplerine bırakılmasını istiyor. YPG’nin Suriye rejimiyle yapmaya çalıştığı anlaşma, görünürde, “Gel, Türkiye’nin bu yapmak istediğini sen gerçekleştir. Sana yönetimi vereyim. Sen de deklare et, ‘Burada PKK yoktur, benim egemenliğim altındadır, tıpkı Şam gibi” diye değerlendiriliyor.
- Anlaşamadıkları noktalardan biri silah teslimatı olarak görünüyor ancak mesele Suriye’nin geneliyle ilgili. YPG’nin Suriye’de elde ettiği ve bir bölümü petrol bölgeleri, barajlar, ekonomik alanlardan oluşan kazanımları konusunda Esad rejimiyle anlaşmazlık yaşıyor. Ankara’nın tespitleri el altından başka konularda da anlaşmaya çalıştıkları yönünde. Anlaşmaya çalıştıkları konulardan birinin de yeni anayasa yapımı olduğu belirtiliyor.
- Afrin’e yeni sızma girişimleri bugün de var, yarın da olacak. Ama Türkiye’nin tavrı net. Yine aynı şekilde püskürtülecek.