Özellikle deeptech girişimcilerinin ülkemizde fon bulması 31 Aralık 2017’den beri oldukça zordu. Neden 31 Aralık 2017 derseniz, iki güzide girişim sermayesi fonumuz ACT ve DCP o tarihte “follow-on” yatırımlar haricinde ilk fonlarındaki yatırımlarını tamamlamışlardı. DCP geçtiğimiz aylarda ikinci fonunun ilk kapanışını yaptı, geçtiğimiz günlerde de artık yatırımlara başlayacaklarını duyurdu. Ben de sıcağı sıcağına bu güzel haberi deeptech girişimlerine vermek istedim. 2021 ve 2022 yıllarında bolca güzel deeptech yatırımı göreceğiz diyebiliriz artık. Aklımdaki soruları da DCP’den Haluk Zontul’a sordum.
S. Ünsal: Yeni fonunuzun detaylarını öğrenebilir miyiz?
H. Zontul: DCP-II isimli yeni fonun ilk kapanışını 30 milyon Avro ile Eylül 2020 sonunda gerçekleştirdik. Nihai kapanış hedefimiz ise 60 milyon Avro. Fonun ilk yatırımlarını 2021’in ilk çeyreğinde tamamlamayı planlıyoruz. Özellikle derin teknoloji veya deeptech olarak nitelediğimiz, teknolojiyi sadece kullanmanın ötesinde teknolojiyi Türkiye’de üreten ve geliştiren ve küresel büyüme hedefleri olan girişimlere, Çekirdek ve Seri-A se-viyelerinde yatırım yapmayı hedeflediğimiz bir yatırım stratejimiz var.
S. Ünsal: Fon kurma süreci nasıl geçti, özellikle Peak, Rollic, İyzico, Foriba gibi ex-it’lerin faydası oldu mu?
H. Zontul: Ekosistemimiz son dönemde çok başarılı exitler ile gündeme geliyor, hatta yapılan yatırıma oranla bakıldığında dünyadaki en yüksek ROI rakamlarına sahip. Bunun-la birlikte fon kurma süreci uzun ve zorlu bir süreç. Uluslararası yatırımcıların görmek istediği performans değerlerini, yatırım süreçlerine ilişkin kurumsallığı, takım sürekliliğini sağlayabilen fon yönetim şirketlerinin sayısı hala istenen seviyenin çok uzağında. Dolayısı ile Türkiye, VC konusunda uluslararası yatırımcıların radarında hak ettiği yeri almıyor. Bizim öngörümüz ise bahsetmiş olduğunuz başarı hikayelerine yenileri eklendikce ve gi-rişimcilerimiz yurtdışı pazarlara açıldıkca bu anlayışın orta vadede yavaş yavaş değişeceği yönünde.
S. Ünsal: İlk fonunuza göre ne gibi değişiklikler var?
H. Zontul: Aslında yatırım stratejisi olarak çok büyük değişiklik yok. Türkiye’de teknoloji üreten girişimlerin, iş modeli inovasyonu ile faaliyet gösteren girişimlere nazaran daha az yatırım aldıklarını ve bu farkın yatırımcılar için bir fırsat oluşturduğunu düşünüyoruz. Ülkemizde daha çok üniversiteler, araştırma kurumları ve teknoparklarda gerçekleştirilen Ar-Ge çalışmaları sonucu ortaya çıkan işlerin küresel pazarlarda rekabet edebilecek nitelikte ekipler tarafından yönetildiğinde başarılı olacağına inanıyoruz.
Yatırım stratejimizde çok büyük değişiklik olmamakla beraber özellikle yatırım ortamın-da önemli değişikliler gerçekleşiyor. Pandemi şartları öncesi etkisini hissettiğimiz teknolojik dönüşümün, bu süreçle birlikte çok daha hızlandığını hepimiz gözlemliyoruz. Büyük şirketlerin eski tarz marjinal veya kademeli iyileştirmeler ile rekabet pozisyonlarını koruyabildikleri bir dünyadan, teknolojinin büyük değişimleri tetiklediği, rekabet etmek için yenilik ve atılım yapmanın gerekli olduğu bir dünyaya geçiyoruz. Küresel şirketler teknolojinin toplumları değiştirme hızının gitgide arttığını ve sadece kendi kaynakları ile yürüttükleri Ar-Ge’nin rekabet avantajlarını korumak için yeterli gelmediğinin farkında-lar ve açık inovasyon yaklaşımıyla yeni teknolojileri bünyelerine katmak istiyorlar. Bu nedenle yeni girişimlere yatırımlar, üniversite ve teknoloji merkezleri ile iş birlikleri giderek önem kazanıyor. Bizim tahminimiz bu hıza ayak uydurmak için ekonominin tüm paydaşları arasında, özellikle kurumsal şirketler ile startup’lar arasında iş birliğinin ar-tacağı bir döneme giriyoruz.
S. Ünsal: İlk fonunuzdan neler öğrendiniz ? Ne gibi dersler çıkardınız?
H. Zontul: Pandemi bize teknolojik üstünlükle desteklenmeyen büyümenin ne kadar kırılgan olabileceğini gösterdi. Deeptech girişimler büyümelerine zor şartlar altında da devam edebiliyor ve bu tip dış şoklardan daha az etkileniyor.
Bununla birlikte deeptech girişimlerin takip yatırımları çekebilmesi için mutlaka yurtdışına açılması ve yurtdışında büyüme stratejilerinin bulunması gerekiyor. Bunu erken yapabilen firmaların gerçek potansiyellerine ulaşma konusunda çok daha avantajlı olduklarını gözlemledik.
Bu sebeple ihracat potansiyeli olan girişimlere, yurtdışına açılmayı en başından beri hedefleyen ve planlayan, küresel pazarlarda iş yapabilecek girişimcilere daha fazla yatırım yapmak istiyoruz.
S. Ünsal: Ne tip girişimler size başvurmalı ve nasıl başvurmalılar, nelere dikkat et-meliler?
H. Zontul: Bizim gibi fonlar özellikle kısa vadede çok hızlı ölçeklenme potansiyeli gösteren girişimler için ideal kaynaklar. Dolayısı ile proje bazlı işler ya da satış döngüle-rinin çok uzun olduğu sektörlerde yer alan girişimler bizim katma değer ekleye-bileceğimiz alanlar arasında yer almıyor.
Biz genellikle üniversite ve araştırma merkezlerinden çıkan, birden çok disiplini bir araya getiren ve bu yüzden daha özgün, fikri mülkiyete sahip, tekrarlaması veya taklit etmesi kolay olmayan, doğal rekabet avantajı barındıran girişimlere yatırım yapmak istiyoruz.
Sektör olarak ise özellikle siber güvenlik, yapay zeka veya makine öğrenmesi, biyoteknoloji, yaşam bilimleri ve dijital sağlık, ileri malzemeler, çevre ve tarım teknolojileri, genel olarak arkasında kapsamlı geliştirme süreçleri olan ve bizim yatırım için değerlendirmek istediğimiz alanlar.
Başvuru konusunda bize web sitemizdeki e-mail adreslerinden bir yatırımcı sunumu ileterek ulaşabilirler.
S. Ünsal: Neden sizin fona başvurmalılar?
H. Zontul: Bizim girişimlere sermayenin ötesinde sağlayabileceğimiz katkılar şirketten şirkete değişiyor. Öncelikle çok sayıda startup’ı görerek değerlendirmenin sağladığı bir birikimden faydalanarak olası yaygın hataları önleyebiliyoruz. Özellikle girişimlerin ilk aşamalarında bu önemli bir katkı. Mümkün oldukca girişimlere kendi network’ümüzü açarak girişimcinin normalde ulaşmasının zor olduğu veya zaman alacak fırsatlara erişim imkanı sağlıyoruz. Finansal disiplin ve belli bir aşamadan sonra kurumsallaşma da destek verdiğimiz diğer alanlar. Temel amacımız kurucuların en iyi bildiği işe odaklanarak hızlı büyüme sağlamak, bunun için startup’ların ihtiyacı doğrultusunda katkı sağlamaya çalışıyoruz.