Selva Demiralp

Selva Demiralp

sdemiralp@ku.edu.tr

Tüm Yazıları

Hafta içindeki toplan-tıda Merkez politika faizini sabit tuttu. Merkez’in bu toplantı öncesi cevaplaması gereken soru şuydu: Faiz artırımına gitmenin bedeli mi daha yüksek yoksa gitmemenin mi?

Öncelikle “bedel” ile neyi kastettiğimizi açmak lazım. Benim tahminim, yavaşlamaya başlamış ve bu yavaşlamanın ivme kazanmasından endişe edilen bir ekonomide “bedel” uzun vadeli piyasa faizlerinde yaşanacak yükseliştir. Çünkü piyasa faizlerinin daha da artması ekonomiyi bir resesyona sokabilir. Zaten bu nedenle para politikasının “ideal” uygulamalarında enflasyon çok yükselmeden faizler artırılır ki sonrasında daha fazla faiz artırımına gidilip ekonomiyi boğma tehlikesi olmasın. Şu anda karşı karşıya olduğumuz tehlike bu.

Haberin Devamı

İki bileşen var

Piyasa faizinin iki bileşeni var. Bunlardan bir tanesi politika faizi yoluyla kısa vadeli faizlerde gerçekleşen değişim, ikincisi ise vade primi. Vade primi, enflasyon beklentileri ve risk algısı gibi faktörlerden etkileniyor.

1. Senaryo: Faiz artırımına gidilir (güçlü kredibilite)

Eğer Merkez Bankası faiz artırırsa, uzun vadeli faizlerin iki bileşeninde de değişiklik olur. Bir yandan, kısa vadeli faizler artacağı için uzun vadeli faiz üzerinde yukarı yönlü baskı oluşur. Öte yandan, eğer Merkez Bankası faiz artırımlarıyla enflasyonu indireceğine dair bir inanç oluşturabilirse, yani kredibilite sahibi ise, enflasyon beklentileri aşağı iner. Bu durumda gerek enflasyon beklentileri gerekse risk primi aşağı yönlü hareket ederek kısa vadeli faizlerin oluşturduğu yukarı yönlü baskıyı ekarte eder.

2. Senaryo: Faiz artırımına gidilir (zayıf kredibilite)

Arada sırada gelen, ne zaman geleceği anlaşılamayan ve bir tepki fonksiyonuyla ilişkilen-dirilemeyen faiz artışları enflasyonla mücadele konusunda kalıcı bir inanç oluşturamadıysa, o zaman vade primi aşağı yönlü çekilemez. Bu durumda politika faizindeki artışı takiben uzun vadeli faiz de artabilir.

3. Senaryo: Faiz artırımına gidilmez

Bu durumda politika faizi sabit kalacağından, kısa vadeli faizler değişmez. Öte yandan, bu tür bir hareket hele de bizdeki gibi Merkez Bankası bağımsızlığının ciddi şekilde test edildiği bir ortamda Merkez’in enflasyonla mücadele konusunda pasif kalacağı inancını körükleyebilir. Bunun sonucunda ise enflasyon beklentileri ve risk primi daha da artacağından Merkez politika faizine dokunmasa da politika faizi artar.

Haberin Devamı

Dünkü karar öncesinde Merkez’in önündeki senaryolar bunlardı. 2. ve 3. senaryoların her ikisinde de piyasa faizinin artması söz konusu. Ancak aradaki fark şu: İkinci senaryoda enflasyon beklentileri kısmen de olsa kontrol altına alınır. Ayrıca bu patikaya tutarlı bir şekilde devam edilmesi durumunda kredibilite kazanılıp bir numaralı senaryoya terfi etmek mümkün olur. Üçüncü senaryoda görülen faiz artışı ise kanımca en tehlikeli olandır. Belki kısa vadede görülen faiz artışı 2. senaryodan düşük olabilir ancak uzun vadede enflasyon beklentilerinin kontrolden çıktığına işaret eder.