Selva Demiralp

Selva Demiralp

sdemiralp@ku.edu.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

30 Ağustos 2013 tarihli yazımda ekonomiyi bir maraton koşucusuna, hükümeti ise yapısal reformlarla bu koşucunun kapasitesini artırmaktan sorumlu antrenöre benzetmiştim. Bu benzetmede Merkez Bankası koşucunun hızını izleyip antrenörün tespit ettiği ortalama hızı tutturmasını sağlayan koşu bandı idi. Bant bu işi koşucunun nabzını izleyerek yapıyor. Yani eğer koşucunun nabzı yükselirse bant koşucuyu yavaşlatırken eğer nabız yavaşlarsa bu sefer hızlandırıyor.
Ekonominin ortalama büyüme hızı Orta Vadeli Program (OVP)’da hükümet tarafından belirleniyor. “Sürdürülebilir büyüme” oranı olarak da nitelendirebileceğimiz bu oran enflasyonist baskıların olmadığı büyüme oranı olarak da görülebilir. Ekim 2013’te açıklanan son programa göre 2014 yılı için belirlenen büyüme hedefi yüzde 4. Yani maraton koşucusu bu ortalama hız ile koşarsa hükümet enflasyonun yüzde 5.3 seviyesinde olacağı öngörmüş. Bu açıklamadan yaklaşık sekiz ay sonra gelinen noktada şöyle bir resimle karşı karşıyayız: Birinci çeyrekte büyüme yüzde 4.3 olarak gerçekleşti. Yılın bundan sonrası için bu rakamın daha da yüksek olabileceği tahmin ediliyor. Yani sene sonu itibariyle OVP’de öngörülen büyüme hedefinin biraz üzerinde bir büyüme gerçekleşebilir.

Fazla iyimserlik...
Enflasyona baktığımızda ise geçen hafta açıklanan Haziran enflasyon rakamı ile birlikte senelik enflasyonun yüzde 9.2 seviyesine geldiğini görüyoruz. Buradan iki sonuç çıkarabiliriz:
1) OVP’deki yüzde 4’lük büyüme hedefine karşılık gelen 5.3’lük enflasyon rakamının fazla iyimser bir tahmin olduğu görülüyor. Çünkü mevcut büyüme rakamı OVP hedefine oldukça yakın seyretmesine rağmen enflasyon rakamı OVP’de telaffuz edilen hedefin neredeyse iki katına çıkmış. Her ne kadar senenin geriye kalan kısmında enflasyon oranında bir düşüş beklense de sene sonu enflasyon rakamının OVP hedefinin önemli miktarda üzerinde olması muhtemel.
Bu ne demek? Bu koşucunun sağlığında bir sorun olduğuna işaret ediyor. Yani sağlıklı olduğu dönemde zorlanmadan elde ettiği yüzde 4’lük büyüme hızı şu anda koşucunın kalbini zorluyor. O nedenle öncelikle sağlık sorununu gidermek yani enflasyonu düşürmek lazım. Bunun içinse temposunu düşürmek yani büyümeden feragat ederek daha düşük bir büyüme oranına razı olmak gerek. Aksi takdirde problem daha ciddileşecek ve çözümü zorlaşacak.
2) Mevcut tablo bu iken hükümetin Merkez’e yaptığı faiz indirimi çağrısı OVP’de belirlenen büyüme hedefinin de üzerinde bir büyüme arzusunu dile getiriyor. Yani antrenör koşucuyu daha önce belirlemiş olduğu ortalama koşma hızının da üzerine çıkarmak istiyor.
Şimdi durup düşünelim. Koşucumuz zaten mevcut hızını bile devam ettirmekte zorlanıyor. Yüksek enflasyon oranı buna işaret. Durum böyle iken hızı yavaşlatmak gerekirken koşucunun daha hızlı koşmasını istiyorsunuz. Kısa bir süre için bu da mümkün. Ancak bu plan uzun vadede koşucuda kalıcı hasar yaratacaktır. Mevcut şartlarda yapılması gereken kısa vadede koşucunun hız kesmesine izin vermek uzun vadede ise yapısal reformları devreye sokarak koşucuyu daha hızlı koşar hale getirmektir.