Hafta içi açıklanan enflasyon rakamları manşet enflasyonda 30 baz puanlık bir yükselişle senelik enflasyonu 7.55’e çekerken, Merkez Bankası’nın direkt kontrol edemediği gıda, tütün ve altın fiyatlarını hariç tutan “çekirdek” enflasyon yaklaşık yüzde 1’lik bir azalış ile 7.72’ye düştü.
Sağ üstteki şekilde mavi çizgi Tüfe enflasyonunu gösterirken siyah kesik çizgi çekirdek enflasyonu gösteriyor. Bu iki enflasyon göstergesine ilave olarak çizilmiş olan kırmızı çizgi ise Merkez Bankası’nın Ocak enflasyon raporunda açıkladığı enflasyon patikası ile tutarlı olan trendi gösteriyor.
Buna göre 2015 sonunda enflasyonun yüzde 5.5’e inerken 2016 sonunda yüzde 5’lik hedefi yakalaması öngörülüyor.
Şekilde ilk dikkat edilmesi gereken 2014’ün ikinci yarısından itibaren özellikle çekirdek enflasyonda izlenen düşüş trendi. Kasımdan itibaren manşet enflasyon da bu trende eşlik etmiş.
Enflasyondaki bu iniş trendi 2014 ortasından itibaren düşüş gösteren petrol fiyatlarından büyük ölçüde etkilendi. Ancak petrol fiyatlarının enflasyona olumlu olarak geçişkenlik sağlayabilmesinin bile 2014 başında atılan sıkı para politikası sayesinde mümkün kılındığını unutmamak lazım. Çünkü petrol fiyatları ne kadar düşerse düşsün bunun TL cinsinden maliyeti döviz kuruna göre belirleniyor ve döviz kuru da para politikasından etkileniyor.
İnanç sarsıldı!
Merkez’in 2014 başında yaptığı faiz artırımı ilk aşamada etkilerini kuru dizginleyerek gösterdi. Kurdaki bu rahatlama ileriki aylarda enflasyona da yansıdı ve senenin ikinci yarısından itibaren enflasyonda düşüş başladı. 2015’e girerken Merkez artık “hasat”a hazırlanmış, piyasalar enflasyonda ciddi bir düşüş beklemeye başlamıştı. Sonra ne olduysa tablo birden değişiverdi.
Merkez’in Ocak ayında başlattığı faiz indirim hızını yetersiz bulan hükümet kanadından gelen eleştiriler bağımsız para politikasına olan inancın bozulmasına neden oldu. Gereğinden daha gevşek para politikası enflasyon beklentilerini tetikleyerek bir yandan uzun vadeli faizleri yükseltirken bir yandan kuru rekorlara taşıdı.
Ocak başında 2.13 seviyesinde olan Dolar kuru yüzde 22’lik bir değer kaybı ile dün 2.60’a yükseldi. Kurda yüzde 1’lik bir değer kaybının enflasyon üzerinde yaklaşık 15 baz puanlık bir artış yarattığı göz önünde bulundurulursa son dönemde yaşanan hareketin kalıcı olması durumuda enflasyon üzerinde yüzde 3’ün üzerinde bir artış olabileceğini söyleyebiliriz.
17 Mart’ta ne olur?
Merkez’in bundan sonra atacağı adımları tahmin edebilmek gerçekten zor.
Merkez kararında hasat zamanı gelen yağmurun vereceği zararı hesaba katacaktır. Şubat toplantısı sonrası yapılan açıklama bile Ocak Enflasyon raporunda sunulan patikanın bozulduğuna olan inancı yansıtıyordu.
Kur geçişkenliği muhtemelen bir kaç ay gecikme ile enflasyon rakamlarını etkileyecek ve gerçekleşen enflasyonu trendin üzerine çıkaracaktır. Bu şartlar altında yeni bir faiz indirimini makroekonomik temellerle açıklayabilmek kolay olmayacaktır.