Selva Demiralp

Selva Demiralp

sdemiralp@ku.edu.tr

Tüm Yazıları

Hafta başında açıklanan Orta Vadeli Program’da 2016 yılı için enflasyon tahmini bir önceki programa göre yukarı çekilerek yüzde 7.5 olarak öngörüldü. Programda yüzde 8.8 ile tamamlanan 2015 enflasyonunun altında yatan temel sebepler olarak gıda fiyatları ve kurdan gelen geçişkenlik vurgulanmış.

Önce geçtiğimiz yılın muhasebesini yapalım. OVP’de altı çizilen sebeplerden gıda enflasyonu maliyet enflasyonu olup gıda ürünlerinin üreticiden tüketiciye ulaşana kadar geçirdiği süreçte yaşanan yanlış uygulamaları yansıtıyor. Bu konuda para politikasının yapabileceği birşey yok. Çünkü enflasyonla mücadele için kullanacağınız geleneksel faiz silahı bu süreci daha etkin bir hale getirmeye kadir değil. Düşük maliyetle üretilen gıda ürünlerinin tüketiciye de yine düşük maliyetle ulaşmasını sağlayacak politikalar geliştirmek hükümetin görevi. Bu amaçla kurulan gıda komitesinin daha etkin bir şekilde çalışarak ilerleme kaydetmesi gerekiyor.

Haberin Devamı

Gelelim diğer sebep olan kur geçişkenliğine. Dolar kuru sene içinde yüzde 24.4 değer kaybetti. Kurun değer kaybetmesi ithal ara mallarının fiyatlarını yükseltmek suretiyle enflasyonu artırıyor.

Kaba bir hesapla, 2015 yılında kurdaki değer kaybının enflasyonu 3.6 puan yukarı çekmesi bekleniyor. Gecikmeli olarak gelen bu etkinin bir kısmının 2015’te gerçekleştiğini, bir kısmının da 2016’ya sarkacağını söyleyebiliriz.

Şimdi gelelim 2016 tahminlerine. 2016 yılında enflasyon üzerinde maliyet etkilerinin artarak devam etmesi bekleniyor. Gıda fiyatlarına ek olarak sene başında yapılan zamlar ve asgari ücret ve emekli maaşı artışının enflasyonu yukarı çekmesi bekleniyor. Buna ilave olarak, kurdan gecikmeli olarak gelen etkiler ve bu sene içinde Fed politikası paralelinde artması beklenen kurun yaratacağı yeni yukarı yönlü baskılar var.

Peki bu baskılara para politikası cevap verebilir mi? Salt maliyet kaynaklı enflasyon konusunda para politikasının bir etkinliği yok. Öte yandan asgari ücret ve emekli maaşı artışları maliyet kadar talebi de etkileyen faktörler. Talepteki artış ise para politikasıyla kontrol edilebilecek bir olgu. Buna ilave olarak, döviz kuru ve dolayısıyla kurdan gelen geçişkenlik de yine sıkı para politikasının kontrol edebileceği bir faktör.

Haberin Devamı

Eli kolu bağlı mı?

Durum böyle iken, gerek OVP’de gerekse OVP sonrası yapılan tartışmalarda herkes 2016 enflasyonun neden yüksek olacağını tartışırken kimse Merkez’in bu konuda ne yapabileceğini, faizleri yükseltmek suretiyle bu enflasyonu ne kadar düşürebileceğini tartışmıyor. Bir nevi para politikası yok sayılarak enflasyon başıboş bırakılırsa nereye kadar yükselebileceğini kestirmeye çalışır gibiyiz.

Tekerleği yeniden icat etmemize gerek yok. Yüksek enflasyonla mücadelenin faizleri yükseltmek olduğunu iktisat bilimi net bir şekilde söylüyor. O zaman yapılması gereken, Merkez üzerindeki baskıların kaldırılarak, doğru bildiği para politikasını rahatça uygulamasına imkân tanımaktır.