BİRKAÇ haftaya kadar İzmir’de büyük bir alışveriş merkezi açacaklarını söyleyen Migros Genel Müdürü Özgür Tort “Perakende sektörü için İzmir bulunmaz bir laboratuvar” demiş.
Ve eklemiş Genel Müdür:
“Deneyimlerimizden biliyoruz ki, bir yenilik İzmir’de tutarsa, tüm Türkiye’de de kısa zamanda tutar. İzmirli tüketici yeniliklere açık, değişimi hızla özümsüyor. İzmir perakendede değişim ve yenilik için sembol bir şehir.”
Aslında sadece tüketim için değil siyaset için de “Bir siyasi hareket İzmir’de tutarsa, bütün Türkiye’de tutar” kanısı yaygındır. Demokrat Parti dahil bir çok yeni partinin ilk ateşi İzmir’den alması tesadüf değildir.
Peki bu özelliklere sahip İzmir’i, Türkiye nasıl algılıyor biraz da buna bakalım. Mesela İzmir Kalkınma Ajansı’nın (İZKA) 17 şehir, 10 ülkede 3300 kişiyle yaptırdığı bir araştırmaya göre İzmir kültürlü, iyi eğitimli, takdir edilen bir kadın gibi algılanıyor.
Türkiye’de yaşayan insanların İzmir’i algılaması ise cana yakın, sıcak kanlı, modern- çağdaş, elit, seçkin, görgülü, bilgili, kültürlü, eğlenceli, güldüren, sevimli, hareketli ve dinamik olarak özetleniyor.
Verilen cevaplara bakılırsa İzmir hiçbir şekilde geleneksel, içe dönük, ciddi-sıkıcı, sessiz sakin bir şehir olarak algılanmıyor.
Buna karşı diğer illerin İzmir için olumsuz algıları arasında geleneklerden uzak bir yapısı, rahat ve farklı insanların yaşadığı bir kent olarak değerlendirilmesini de bir kenara not etmek gerek.
* * *
Ama bütün bu araştırmalardan bence en önemli olanı İzmir’de yaşayanların yüzde 82.6 gibi çok yüksek bir oranının yaşadıkları şehirden memnun olduklarını söylemeleri.
Yüzde 37.3 İzmir’de yaşamaktan çok memnun olduğunu söylüyor. Yüzde 45.3 ise bu kentte yaşamaktan memnun olduğunu belirtmiş. Toplam yüzde 82.6’ya karşılık diğer yüzde 15.3 bile kararsız kalıp “Ne memnun değilim, ne de memnunum” diyor. Memnun olmayanların oranı ise sadece yüzde 1.3.
İzmirlilerin şikayetleri yok mu. Var elbet. Altyapı yetersizlikleri, çarpık kentleşme, yerel yönetimlerdeki eksiklikler şikayetlerin başında geliyor. Ama bunlar İzmir’den kaçıp başka yerlere gitmeyi akla getirmiyor.
Seçimlere doğru pupa yelken giderken tüm siyasi partilerin İzmir’le ilgili araştırmaları çok iyi incelemelerinde yarar var. Yaşam biçiminden çok memnun ve her türlü yeniliğe açık bir toplum var karşılarında.
İktidar açısından son içki yasası ve ucube heykel tartışmaları gibi yaşam tarzına dokunulacak endişesi yaratan her olay zihinlerde yeni soru işaretleri yaratıyor. Muhalefet açısından ise İzmir çantada keklik değil.
Yeni bir alternatif çıktığı anda oylar kayıverir. Geçmişte çiçeği burnunda partilerin bile en fazla oyu İzmir’den topladıklarını kimse unutmasın.
Alışveriş merkezi yöneticileri bile yeni ürünlerini “Bakalım İzmirliler beğenecek mi?” diye önce İzmir’de test ediyorlarsa, iktidar partisinin merkeze kayması dahil, siyasi partilerin de değişim politikalarına İzmir’den başlamalarında yarar var.
Unutmayalım maya İzmir’de tutarsa bütün Türkiye’de tutuyor.
Tecrübeyle sabit.
Deniz değil çöplük
İzmir’in temizliği dillere destandır. Ama kent göç alıp kalabalıklaştıkça sık sık eski günleri aratan görüntüler ortaya çıkmaya başladı. Hafta içinde Milliyet Ege’ye gelen okur şikayetleri arasında Urla İskele’deki kirliliğe dikkat çekiliyordu. Aynı şikayeti ben de sadece Urla değil Çeşmealtı sahillerine kadar uzatarak yapıyorum.
Kış aylarında şiddetli poyraz ve lodos fırtınalarının denizin bütün pisliğini sahillere taşıdığı bir gerçek. Ama bunları toplamak o kadar zor değil. Alta tarafı bir çöp kamyonu haftada bir iki kez kıyılara vuran çöpleri toplayıp gidecek. Aylardır biriken çöplerle şu anda Urla - Çeşmealtı arasında sahil denizden gelen naylon torbalar, boş plastik şişeler, eski ayakkabı, kutu ve benzeri pislikten görülmez halde. Bunlar şimdi toplanmazsa ilk rüzgarda tekrar denize sürüklenip belki Kordon’da belki de Karşıyaka’da kıyıya vuracaklar.
Liman iç temizlenmesini ise eğer balıkçılar kooperatifi veya belediye örgütleyemiyorsa hiç olmazsa orada manzara satıp para kazanan lüks restoranlar bir araya gelip sağlasın.
Bu pislik bir süre sonra onların da işlerini bozar.
GÖRÜŞLERİNİZİ GÖNDERİN, ‘BLOG’DA SİZ DE DÜŞÜNCE VE YORUMLARINIZLA YER ALIN