Beşiktaş başarıya giden yolda hızla ilerliyor. Her oynanan maçta üzerine bir fazlasını koyuyor. Bu maçta da Holosko, Oğuzhan ve Fernandes iyi işlere imza attılar. Mersin İdman Yurdu’nda ise savunmada büyük hatalar yapıldı.
Maçın hakemi Barış Şimşek, iyi niyetli ve gördüğünü çalmaya çalışıyor. Ancak bunları yaparken doğru verdiği penaltının yanında iki tane açık penaltıyı da atladı. Bir tanesi maçın hemen başında Oğuzhan’a, diğeri de ikinci yarıda Joseph Boum’a yapılan müdahaleydi. Bir parantez de Oğuzhan’a açmak istiyorum. Bu kadar iyi oynadığı bir maçta ve 3-0 öndeyken öylesine anlamsız bir ikinci sarı kart gördü ki anlamak mümkün değil. Böyle bir durumda eğer bir oyuncu ikinci sarı kartı görüyorsa ancak oyun kuralları bilgisinde eksiklik olduğundandır. Bu pozisyonda 2. sarı kartı hakemine gösterten yardımcı hakem Emre Eyisoy’u kutlamak gerekir.
Fenerbahçe, düşük bir performans gösteren Akhisar Belediye karşısında istediği üç puana ulaştı. Akhisar, savunmada adam paylaşımında çok basit hatalar yapınca golleri yedi.
Maçın hakemi Bülent Yıldırım’ın yönettiği müsabakaları izlediğimde büyük takımların lehine karar verirken bonkör davranıyor. Ancak aleyhine karar verirken ise oldukça cimri. Mesela, Akhisarsporlu Bruno’ya faul yapılan pozisyonda Yıldırım, faulü vermediği gibi Bruno’ya aldatmadan sarı kart gösterdi. Ama diğer tarafta yüzde yüz aldatma yapan Kuyt’a sarı kart göstermek yerine lehine faul düdüğü çaldı.
Akhisar’ın golünde ise açık bir ofsayt vardı. Golü atan Çağdaş, ofsayttan gelerek topla buluştu. Bu pozisyonda devam diyen Baki Tuncay Akkın, önemli bir hataya imza attı. Maçın diğer yardımcı hakemi Hakan Yemişken de faul ve kart değerlendirmelerinde hakemine hatalı işaretler yaptı.
Karşılaşmanın hemen başında Dany’nin bariz gol şansıyla ilerleyen Webo’yu düşürdüğü pozisyonda devam kararı veren Hüseyin Göçek ile o bölgede görev yapan yardımcı hakem Cem Satman maçın sonucuna imza atan büyük bir hataya neden oldular. Belki de Dany ihraç edilmiş olsaydı, maçın sonucu bu şekilde olmayacaktı. Oysa ki, maçın hakemi ve yardımcı hakemleri daha bir gün önce eğitimden çıkmışlardı.
Orada bu gibi pozisyonlarda hakem ve yardımcılarının işbirliğinde maksimum seviyede diyalog kurmaları gerektiği söylendi. Üstelik yardımcı hakemlere de önlerinde bu kadar net olan faul pozisyonlarında hakemlerine destek olmaları da üzerine basa basa söylendi.
Bu pozisyona baktığımızda da görülüyor ki Cem Satman’ın önü açık ve pozisyona hakim. Bu nedenle her zaman söylüyorum, Türk hakemliğinin sorunu eğitim değildir. Hakemlere en çok verilmesi gereken şey cesaretli olmalarıdır.
3 Temmuz sürecinden bu yana yaşananların futbolumuz üzerindeki etkileri her geçen gün daha da derinden hissediliyor.
Kaybolan marka değeriyle birlikte futbola olan sevgi ve ilgi azaldı. Liglerimizde oynanan futbolun kalitesi düştü, heyecan kayboldu. A Milli Takımımız’ın çizdiği olumsuz tablo ise zaten herkesçe malum.
Öyle ki, Milli Takımımız son yıllardaki en önemli maçına çıkarken bile ülkemizde ne bir heyecan ne de umut vardı. Hal böyle olunca da alınan sonuca kimse şaşırmadı.
Tribünlerdeki sıkıntı ise ayrı bir sorun. Seyirci sayısının azalmasını bir yana bırakın coşku deseniz o da kalmadı. Öbür yandan bazı kulüpler aldığı cezalar yüzünden maçlarını kadın ve çocuk seyirciler önünde oynuyor. İşin ilginç olanı ise bu durumdaki iki takım da dört büyüklerden. Oysa büyük olmanın gerekleri bu tür olaylarda daha farklı tecelli etmeliydi.
Türk futbolunun içine düştüğü bu sıkıntılı ortamı sadece 3 Temmuz’a bağlamak ise elbette doğru olmaz. Yıllardan bu yana belirlenmiş olan yanlış stratejiler, hatalı uygulamalar ve sorumsuz icraatlar aslında bugünü hazırladı.
Futbolun kaderini belirlemek ise özellikle büyük kulüp başkanlarının iki dudağı arasına bırakıldı. Büyükler,
Fenerbahçeli futbolcular, bu maçta çok iyi organize olamadılar. Özellikle geriden gelen paslar yetersizdi. Sow kendi çabası ile bir şeyler yapmaya çalıştı ve bir gol de buldu. Medical Park Antalyasporlu oyuncular çok koştular ve iyi organize olup maçı hak ederek kazandılar. Kırmızı-beyazlı takım futbolcularından Aissati’yi futbolseverler dikkatle izlesinler. Bana göre sezonun en iyi orta saha oyuncusu olmaya aday bir isim. Dün gece maçta bir başka parlayan yıldız ise orta hakem Mete Kalkavan’dı. FIFA kokartı taktığında bazıları tarafından tartışılan isim olan Kalkavan, bu kokartı hak ettiğini mükemmel yönetimi ile göstermiş oldu. Kalkavan, büyük takımlara eyyam yapan bazı hakem ve yöneticiler gibi davranmadı, ne gördüyse onu çaldı ve her iki takım oyuncularına da eşit davrandı. Bu çizgisinde devam ederse Türk futbolu önemli bir hakem kazanmış olacaktır.
Bordo mavililer maçın genelinde etkin ve baskın bir oyun ortaya koyamadı. Oyunun son dakikalarında etkisini biraz daha artırsa da bu, maçı çevirmeye yetmedi. Bursaspor daha organize ve etkili ataklarla rakip kalede gol şansı aradı ve Batalla’nın güzel vuruşundan golü de buldu.
Yeşil-beyazlılarda son haftaların formda ismi olan Arjantinli oyuncu, oyun kalitesiyle yine fark yarattı. Maçın hakemi İlker Meral 93. dakikaya kadar başarılı bir karşılaşma yönetti. Ancak maçın son dakikasında öylesine skandal bir karar verdi ki bu karar maçın sonucuna da etki etti.
Çünkü iptal ettiği gol pozisyonunda topu kontrol eden bordo-mavili oyuncunun ayağına doğru kafasını sokarak asıl tehlikeli hareketi Bursasporlu oyuncu yaptı. Halbuki hakem bu pozisyonda Bursaspor lehine faul düdüğü çalacağına, Trabzonspor lehine avantaj oynatıp golü geçerli saymalıydı.
Hakem de vermiş olduğu karardan emin olmamış olacak ki, kendisini tartaklayan Yasin’i oyundan ihraç edemedi.
Galatasaray savunmada risk alan Kayserispor karşısında erken goller bularak önemli bir galibiyet aldı. Prosinecki Galatasaray takımının hızlı ve çabuk oyunculardan kurulu olduğunu iyi analiz etmiş olsaydı, inanıyorum ki böyle bir riske girmezdi.
Cüneyt Çakır ve ekibi için kolay bir maç oldu. Erken gelen goller ve farklı skor hakem ve futbolcuları daha sakin olmaya sevk etti. Buna rağmen yine de Çakır’ın önemli bir hatası vardı o da Kayserili bir oyuncunun kendi ceza alanı içinde Hamit’ten gelen topla el-kolla oynamasıydı. Bu pozisyonda Çakır’ın bir penaltı kararı vermesi gerekirdi, çünkü oyuncunun kolu doğal konumda değildi. Yine Burak’ın eliyle önüne alıp düzelttiği bir pozisyonda devam dedi ancak orada bir elle oynama düdüğü çalıp Burak’a bir sarı kart vermesi gerekiyordu. Çünkü Burak burada topu eliyle düzeltip bir gol atmaya çalıştı.
Maçın yardımcı hakemleri kritik pozisyonlarda genel olarak doğru kararlar verdiler.
Beşiktaş, haftalardır istediği sonuçları alamasa da ekip olarak iyi mücadele ediyordu. Güçlü Kasımpaşa karşısında hem iyi bir oyun ortaya koydular hem de üç puanı aldılar.
Hakem Tolga Özkalfa, FIFA hakem listesinden bu devre arasında çıkarıldı. Özkalfa’nın kokartının alınmasında hem kondisyon eksikliği hem de başarısız performansı vardı. Bana göre FIFA hakem listesinden çıkan isimlere adı Süper Lig olan bir ligde hakemlik yaptırılmamalı. Çünkü bu hakemlerin kokartları alındığı için hem bir hedefleri kalmıyor hem de kafaları karışıyor. Tolga Özkalfa’nın bu maçtaki yönetimine bakınca bunu anlamak mümkün. Beşiktaş’ın bulmuş olduğu üçüncü golden önce Olcay lehine çalmış olduğu faul kararı son derece yanlıştı. Sormak lazım Özkalfa’ya, Beşiktaş’ın aleyhine böyle bir penaltı düdüğü çalabilir miydi?
Maçın yardımcı hakemlerinden Mehmet Metin’in Kasımpaşa’nın iptal edilen golündeki ofsayt bayrağı ise doğru bir karardı.