Sefa Karahasan

Türkiye’mizde son dönemde yaşanan ‘demokrasi’ dışı hareketler kabul edilemez. Bizler, her zaman demokrasinin savunucusu olmak zorundayız.

Halkın ve siyasetin topyekûn darbeye karşı geldiği bir manzara da, geleceğimiz için çok önemli bir kazanım.

Lyndon B. Johnson’un şöyle bir sözü vardır; “Devlet yönetimine halkın katılımı demokrasinin temelidir.” Halk da darbeye karşı darbe yaptı ve bir anlamda devlet yönetimini devraldı.

Bu noktada, Milliyet ilk günkü başyazısından da, bizlerin nerede durduğunu net şekilde ortaya koydu. ‘Demokrasi’nin yanındayız’ başlıklı yazıdan bazı alıntılar yapmak istiyorum. Çünkü demokrasinin askıya alındığı 12 Eylül öncesinde silahlı teröre şehit vermiş bir gazete olan Milliyet’in başyazısı çok önemliydi.

Seçilmişin emrinde

İşte o yazıdan bazı alıntılar:

- Demokraside asker, seçilmiş sivil yönetimin emrindedir. Bunun aksi düşünülemez ve kabul edilemez.

- Sandıktan çıkmış bir iktidarı sandık dışı bir yolla devirmeye çalışmak, anayasa suçudur.

Kıbrıs’ın müdavimlerinden Serdar Ortaç, yine kumar oynamasıyla gündemde. Kumar oynayarak servet kaybeden Ortaç, bir dönem ‘kumar oynamamaya tövbe etmiş’ ve tedaviler görmüştü. ‘Kumara tövbe’ ettiği dönem Kıbrıs’ta kumar oynarken yakalanmıştı. Hatta bir gün gözlerimin önünde ciddi bir parayı çok kısa sürede bitirmişti. Serdar Bey, tövbesini bozarak yine kumar masasında yakalandığını yazdığım için tepkiliydi. Ortaç, yazıdan üç gün sonra Habertürk’ün magazin ekinde Nuri Altuntaş imzalı haberde, ‘Kumar oynadı’ haberlerinin yalan olduğunu iddia etmişti. Bu açıklaması üzerine, kendisiyle mahkemelik olduk.

‘Poz ver’ diyorlar

Sonrasında, ‘yazımı yalanlamadığını, kumar oynadığını’ itiraf etti. Yani Habertürk’ün haberini yalanladı. Bunu bana sosyal medya aracılığıyla 2 -3 kez de yazdı. Mahkeme süreci devam ederken, Serdar Bey’in, ‘Kumarda servet kazandı’ reklam haberi düştü gündeme. Üzüldüm. Hem de çok. Sesiyle gündeme gelmesi gereken Ortaç, yine ‘kumar’ ile gündeme geldi. Bunu Twitter hesabımda, “Artık Kıbrıs’ı kumar ülkesi olarak göstermekten vazgeçin” şeklinde eleştirdim. Ortaç’ın cevabı şöyle oldu; “Haklısın. Ancak ‘poz ver’ diyorlar. Kimseye hayır diyemedim maalesef.” Net ifadelerle

Kıbrıs’tan İstanbul’a her geldiğimde, yoğun iş temposundan kurtulmak için fırsat buldukça Kemer Country Club’a giderim. Hatta burada düzenlenen birçok düğün törenleri ve organizasyonlara katıldım. Kıbrıs’ın seçkin aileleri düğünlerini Kemer Country’de yaptı.



Bünyesinde bulundurduğu golf, atlı spor, tenis, basketbol, wellness - fitness gibi birbirinden keyifli aktiviteler sunan kulüpte, misafirlerin ne kadar keyifli zaman geçirdiğine de bizzat şahit oldum. Fakat, bu kez Genel Müdür Blagoy Lerga’nın davetiyle gittiğim kulüpte, bambaşka bir deneyimle karşılaştım.
Kısa bir süre önce açılan Kemer Country Otel’de konakladım. Hafta sonu otelin zevkle döşenmiş dekorasyonunu, konforunu, lezzetlerini ve ayrıcalıklarını sanırım ne kadar anlatsam yeterince tarif etmiş olamam.
Rahatlıkla şunu söyleyebilirim ki, hafta sonu huzurlu bir ortam bulmak isteyenler için doğayla iç içe rengarenk ve keyfine doyumsuz bir otel olmuş. 35 özel odaya sahip otel, bireysel misafirlerinin dışında kurumsal misafirlerine de ev sahipliği yapıyor ve özel toplantı ile banket hizmeti sunuyor.

TV8’nin patronu Acun Ilıcalı, son yıllarda Kuzey Kıbrıs’ın gönüllü Turizm Bakanı gibi. Acun Bey, milyonların izlediği ‘Survivor’ finallerini her sene Kıbrıs’ta yaparak, finale yaklaşıldığı andan itibaren adını kullanarak ülkenin tanıtımına büyük katkı sağlıyor. Bunu yaparken, KKTC’den bir kuruş menfaat beklemiyor. Gönülden Kıbrıslı Türkler’i destekliyor. Bunu KKTC’nin tüm yetkilileri de yakından biliyor. ‘Survivor’ finali ile ilgili konuştuğum Turizm Bakanı Fikri Ataoğlu, finalin Kıbrıs’ta yapılacak olmasından çok mutlu. “Acun Bey’e, KKTC Turizm Bakanı olarak teşekkür ediyorum. En fazla eksikliğimiz olan tanıtım konusunda ciddi desteği oluyor” diye konuşan Ataoğlu, “Survivor’ın gelecek dönemlerde bir haftalık sürece yayılmasını da isteriz. Acun Bey’i ve ekibini burada bir hafta boyunca ağırlamaktan mutluluk duyarız” dedi. Acun Ilıcalı’ya, Kuzey Kıbrıs turizmine katkılarından dolayı bir plaket verilmesi düşünülüyor.

Eğer müsaitlik olursa, Bakan Sayın Ataoğlu ile Acun Bey buluşabilir. Böylece Ataoğlu’nun, KKTC hükümeti olarak Acun Medya’ya, ilk elden teşekkür edeceğini söyleyebiliriz.

Ada’ya çıkarma

Daha önce Kaya Artemis Otel’de düzenlenen final ise bu sene Nuh’un Gemisi’nde

Genel Yayın Yönetmenimiz Fikret Bila, görevinden ayrıldı. 30 yıl Milliyet’e hizmet verdi. Fikret Bey’i, Milliyet’e başladığım 1998 yılından itibaren tanıyorum. Ankara Temsilciliği ve Genel Yayın Yönetmenliği döneminde iyi bir diyaloğumuz oldu. Hep yol göstericiydi, dürüst ve doğru gazetecilik dersleri verdi. Milliyet’in Kıbrıs’ta şu anda yakaladığı başarılı çıkışa da ciddi katkılar yaptı. Değerli patronumuz Erdoğan Demirören’in Fikret Bey’e veda töreninde yaptığı konuşma önemli. Erdoğan Bey, “Fikret Bey’in son üç senedeki gayretleriyle gazetenin Türkiye’de iyi bir konuma ulaştığını gördük. Kendisiyle dostluğumuz sürecek. Milliyet’in ananelerine göre yola devam edeceğiz” dedi.

‘Çalışan kazanır’
Erdoğan Bey’in Milliyet ailesi için şu sözleri de önemsenmeli ve dikkate alınmalı, “Birimiz hepimiz, hepimiz birimiz felsefesini benimsemeliyiz.” Son olarak şunu belirteyim; Erdoğan Bey’in bir sözü var, onu her zaman hayat dersi yaparım. Erdoğan Bey, “Çalışan kazanır” der. Bizler de çalışmaya devam edeceğiz, hep birlikte.

ADAM, BÜYÜK OYUNCU: ARDA

Türkiye - İspanya maçında Arda Turan’a yönelik protestolar kabul edilemez. Bir milli maçta kendi oyuncumuzu protesto etmek, yuhalamak

Futbolcular spor yaşamlarının yanında özel hayatlarıyla da topluma örnek olmak zorunda. Kimse, “Bu onun özel hayatı” diyemez.

Topluma mal olmuş kişiler, yaşamlarına dikkat etmeli. Gençlik onların yaşamlarından etkileniyor.

Eşi Eylem’e dayak attığı iddialarıyla gündeme gelen İbrahim Toraman, yaşadığı sorunları şiddete çevirmiş. Eylem Hanım’ın ifadelerine göre, kucağında çocuğu olmasına rağmen şiddetten geri durmamış. Bu hiç şık ve doğru değil. Toraman’ın kadına şiddetin kınandığı ve yapılmaması gereken bir noktada, bu şekilde anılması çok kötü.

Toraman’dan sonra Burak Yılmaz’ın da hamile eşini dövdüğü haberleri ortalığa saçıldı.

Eşi İstem Hanım ‘dayak yediği’ gerekçesiyle boşanmak istediğini açıkladı. Hem Toraman hem de Yılmaz, sahadaki başarılarıyla ve özel hayatlarıyla takdir toplaması gerekirken eşlerine şiddet uyguladıkları haberleriyle gündeme gelmeleri büyük bir hayal kırıklığı yarattı, yaratıyor.

Büyük bir utanç

Toraman ve Yılmaz’a güç gösterisinin, bir kadının canını yakmak veya sinirini çıkarmak için sergilemenin hiçbir şekilde hak olmadığını hatırlatmak isterim. Ayrıca iki futbolcunun sosyal medyanın ucu bucağı belli olmadığı bir dönemde, ‘dayakçı koca’, ‘dayakçı futbolcu’ o

Başbakan Binali Yıldırım’ın KKTC ziyareti siyasi görüntüsünün dışında sosyal güzelliklerle de doluydu. Başbakan Yıldırım, ‘resmi’ ziyaretlerin dışında halkın arasına girdi. Tarihi Arasta Çarşısı’nda yaptığı gezinti görülmeye değerdi. Çarşıyı boydan boya yürüyen Yıldırım’a, KKTC Başbakanı Hüseyin Özgürgün de eşlik etti. İki başbakanın yüzlerindeki gülümseme önemliydi. Sayın Yıldırım, halkın arasına karışınca espriler de havada uçtu. Başbakan Yıldırım alışveriş yaptı, halkla sohbet etti, şakalaştı. Yaşlısı genci hiç ayırt etmeden onlarla ilgilendi. Bir ara meyve aldı. Aldığı tüm meyveleri tek tek vatandaşlara dağıttı. Kahve içmek için de, Kıbrıs Türk kültürünü yansıtan bir mekana oturdu. Başbakan’a bölgedeki halkın ilgisi yoğun oldu. Yanına gelen çocuklarla yakından ilgilendi. Sayın Başbakan, kahveler bittikten sonra, “Hadi kalkalım artık” dedi. Ve ardından heyeti güldüren, “Aman hesabı ödeyelim. Ondan sonra kahveleri içtiler hesap ödenmedi denmesin” sözü geldi. Bu sırada KKTC Tarım Bakanı Nazım Çavuşoğlu seslendi, “Sayın Başbakanım siz misafirimizsiniz, hesapları biz hallederiz.”

Mega projelerde imzası var

Başbakan Yıldırım Ada’dan ayrıldıktan sonra bıraktığı etkiyi de yakından

Cengiz Semercioğlu bir yazısında yüzde 10 olan ‘eğlence vergisi’nin kaldırılmasını istedi. Semercioğlu yazısında, sanatçıların vergiler nedeniyle konser yapamaz hale geldiğini ve iptallerin olduğunu belirtti. Turizm Bakanı Nabi Avcı’ya da “Vergileri kaldırın, kaldırmıyorsanız bile yüzde üçe indirin” çağrısı yaptı.

Kıbrıs’tan örneklerle yaklaşırsak, bazı sanatçıların ‘beyanlarını eksik’ yaptığını not edebiliriz. Mesela 120 bin TL sahne ücreti alan sanatçı, ücreti KKTC Maliye Bakanlığı’na 60 bin TL olarak beyan ediyor. Aradaki 60 bin TL, beyansız olarak cebe iniyor. Türkiye’de de bu gibi haberleri, şikayetleri çok okuyor ve duyuyoruz. Semercioğlu bir ara da sanatçılara şöyle bir çağrı yapsa ne güzel olur; “Siz de beyanlarınızı düzgün yapın ki Turizm Bakanlığı da bu samimiyete inansın ve vergiler indirilsin...”

FANATİK ALANYASPOR’LU

Dışişleri Bakanımız Mevlüt Çavuşoğlu bugünlerde çok keyifli. Yoğun siyasi ortamda, mutluluktan uçuyor diyebiliriz. Nedeniyse Alanyaspor. Alanyaspor, Adanaspor’u eledi ve birinci lige çıktı. Sayın Bakanımız da Alanyalı olunca, değmeyin keyfine. Öyle ki sosyal medyada art arda paylaşımlar yaptı. “Alanyam” sözcükleri bir bir döküldü. Sayın Bakanı ve