Sefa Karahasan

Cadde’de ‘Kıbrıs Sefası’ yazılarına başladıktan sonra yoğun bir destek mesajı ve telefonu aldım. Bunlardan ikisini paylaşmak isterim. Merit Oteller Yönetim Kurulu Başkanı Reha Arar aradı. “Sefacığım, Cadde’deki yazını okudum. Bu Kıbrıs için çok önemli. Diğer gazeteler de sizi örnek almalı” dedi. Sonrasında, “Türkiye’ye, Kuzey Kıbrıs’ın eğlencesinin doğru şekilde anlatılması konusunda bize büyük görevlerin düştüğünü” anlattı. Reha Bey’in düşüncelerini önemserim. Kuzey Kıbrıs’ın turizminin gelişmesi için gecesini gündüzene katan bir isim. Bir turizm bakanı gibi çalışıyor. Kuzey Kıbrıs’a uygulanan ambargoları asla bahane etmiyor.
Kendisini turizme adamış birini söyle deseler, ilk sıraya Reha Bey’i koyarım. Reha Bey’den sonra KKTC Başbakan Yardımcısı ve Turizm Bakanı Serdar Denktaş’la konuştum. Ada’daki eğlence kültürünü iyi bilen Denktaş, ‘Kıbrıs Sefası’ köşesinin ülke turizmine katkısının büyük olacağını ifade etti. Milliyet, Kıbrıs turizimi ve eğlence kültürünü en iyi şekilde yansıtmaya devam edecek.

ÜÇÜ BİR ARADA

Ada’nın turizm şehri Girne’de hafta sonu hayat hiç durmuyor. Eğlencenin sabaha kadar devam ettiği adreslerden biri de Merit Crystal Cove Otel. Bodrum Club’te

Cadde’deki ilk yazımda, “kumarı bıraktım, tövbe ettim” diyen Serdar Ortaç’ın gözlerimin önünde kumar oynadığını ve kaybettiğini yazdım. Bir başkasından ‘duyarak’ değil, görerek, izleyerek yazımı kaleme aldım. Yanımda da, Kuzey Kıbrıs’ın önde gelen gazetecilerinden Alihan Pehlivan ve bazı dostlarım vardı. Öyle ki kumar oynadığı makinanın bulunduğu bölümde bile iki kamera bulunuyordu. Ortaç, 4 gün bekledikten sonra bir açıklama yaptı ve ‘haberin yalan’ olduğunu iddia etti:
“Sözümde duran bir adamım, kumar oynamadım. Bıraktığımı söylemiştim,
bu haberler yalandır.”
Aslında sözünde duran adamın ‘doğru söyleyeceğini’ düşünmek gerekir. Normal olan da budur! Böyle olmadığı için Serdar Bey’i KKTC’de dava ettim. Perşembe günü açıklamasını okuduktan sonra avukatım Tekin Söylemez’e ‘basın yolu ile hakaret’ davası açmasını söyledim. Söylemez, bu yöndeki dava dosyasını hazırladı.
Serdar Bey, ‘yalan beyanda bulunarak, haberimi yalanladığı’ için kendisinden tazminat talep ettim. Avukatım Söylemez aracılığıyla mahkemeye sunduğum dilekçede şunu talep ettim:
“Serdar Ortaç, beni yalan haber yapmakla itham etmiştir. Bu doğru değildir. Ortaç’tan, mahkeme
aracılığıyla yazdıklarımın

Cadde Yayın Yönetmeni, üstadımız Ali Eyüboğlu, “Orada yaşayan ‘gören’ biri olarak, siyasi sorunlarıyla ünlü Kıbrıs’ın eğlencesini de yaz” deyince mecburen aktım gecelere… İlk durağım Kıbrıs’ta eğlencenin başkenti olan Girne… Bir dostumun doğum günü olduğu gün Merit Crystal Cove Otel’e gittik, Serdar Ortaç’ı dinlemeye. Kutlamada Ulaştırma Bakanı Hasan Taçoy da vardı. Konser gece 12 gibi bitti. Herkes kumarhaneye akın etti. Biz de arkadaşlarla birlikte girdik casinoya, ki o da ne? Arkadaşlarımın oyun oynadığı makinenin arkasında ‘kumar tutkusu’yla tanınan Serdar Ortaç… “En büyük pişmanlığım kumar. Annem bana zorla kumarı bıraktırdı. Artık kumara el bile sürmüyorum” diyen Ortaç’ı görünce, 3 - 4 kez tur attım etrafında.

Tuşa bastıkça kaybetti!
Spor kıyafetleriyle bir oyun makinasına oturdu. Sonra bir casino görevlisi 30 bin TL’lik krediyle makineyi açtı. Başladı ‘bet’ tuşlarına basmaya. Etrafında iki garson, içkisi bittikçe yenisini getirdi. Krediyi açan görevli, oyun bitene kadar bir köşede bekledi. Ortaç, tuşlara bastıkça kaybetti. Sinirlendiğini, betlere hızlı basmasından belliydi. Oynadığı bet o kadar yüksekti ki, 30 bin TL’yi kaybetmesi neredeyse 10 dakikasını aldı.

Suriye krizi başta olmak üzere Ortadoğu’da önemli gelişmeler yaşanmaya devam ediyor. Akdeniz savaş gemilerinin demirlediği liman haline gelmiş durumda. İşte böyle bir ortamda Kıbrıs sorunu konusunda “sorunun çözümü için iyimserlik yaratacak” adımlar atılamıyor. Başta BM ve uluslararası aktörlerin öncelikleri arasında şu an için Kıbrıs yok. Ama ekim ayından sonra başlayacak hareketlenme Kıbrıs’ı tekrardan gündem oturtabilir. Kıbrıs sorunun çözümü bölgedeki sorunlara olumlu yansıması olabilir. KKTC Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu ve yeni Dışişleri Bakanı Özdil Nami ile konuştum. Eroğlu Kıbrıs sorunun ‘unutulmadığını, aksine Ekim’de canlanacağını’ söylüyor.

Anlaşma istiyoruz, ama!
Sayın Cumhurbaşkanı göreve başladığında, “Görüşmelere kaldığı yerden başlamaya hazırım” demişti. Bunu anımsatıyor ve “Rumlar yeni bir yöntemle mi yoluna devam edecek yoksa (Rum Cumhurbaşkanı) Anastasiadis süreci kaldığı yerden mi devam ettirecek?“ diye soruyor. “Kıbrıs’ta bir anlaşma için Türk tarafı olarak elimizden geleni yapıyoruz. Ama Anastasiadis zamana oynar ve sorunu çözmek istemez bir görüntü çiziyor” diye ekliyor. Hatırlatmakta fayda var, Nikos Anastasiadis göreve gelmeden önce uluslararası

KKTC’de Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) ile Demokrat Parti (DP) arasında koalisyon hükümeti kuruldu. Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu önceki gün yeni kabineyi onayladı. Son 2 yıldır “dalgalanmalar” yaşayan ülkede artık bir durulma zamanının gelmesi şart. Eski iktidar Ulusal Birlik Partisi’ndeki (UBP) iç çekişmeler ülkeye en az 2 yıl kaybettirdi. CTP-DP koalisyonun başarı şansı ne kadar olacak, bunu zaman gösterecek. Ancak hükümet kurulur kurulmaz, ‘ömrü ne kadar olur?’ sorularının sorulması, ülkede yeni krizlerin habercisi gibi. Ankara’nın DP’ye karşı çıktığı, o nedenle koalisyon hükümetinin “en fazla 6 ay devam edeceği” konuşulmaya başlandı bile.

Ankara’ya sıcak mesaj
Bu noktada hem yeni Başbakan Özkan Yorgancıoğlu hem de Başbakan Yardımcısı Serdar Denktaş ile konuştum. Koalisyonun ömrü konusunda “iyimserler”... Başbakan Yorgancıoğlu, DP’ye olan tepkiyi “hissediyor.” Bu nedenledir ki, Ankara’ya sıcak mesajlar gönderiyor. “Başbakan Sayın Erdoğan’la görüşmek arzusundayım” diyor. Sayın Denktaş ise Ankara’nın kendisini istemediği yorumlarını “kabul etmiyor” ve “Hoşnutsuzluk varsa bile bunu gidermek görevimizdir” yaklaşımını sergiliyor. UBP’de Hüseyin Özgürgün’ün Genel Başkan

Kuzey Kıbrıs’ta yeni hükümet çalışmaları ‘ağır aksak’ devam ediyor. Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu’ndan hükümeti kurma görevini alan Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) ile Demokrat Parti (DP) arasındaki koalisyon görüşmeleri karşılıklı “suçlamalarla” çıkmaza girmiş durumda.
Parti yöneticileri ile görüşme fırsatım oldu. CTP Genel Başkanı Özkan Yorgancıoğlu, DP Genel Başkanı Serdar Denktaş’ın ‘makul önerilerle masaya gelmediği’ iddiasında. Denktaş ise, ‘CTP koltuk değneği arıyor, olmayız’ diyor. Ancak gayri-resmi devam eden görüşmelerin bugün sonuçlanması bekleniyor. DP, bazı isteklerinde geri adım atabilir. CTP’de parti üst yönetimi bu akşam DP ile ilgili son kararını verecek. Ya devam edilecek, ya da yeni bir koalisyon çalışması başlayacak.

Dizayn sayıya bağlı
İşte asıl önemli nokta burası! Yeni koalisyon çalışması. Açarsak. Ülkede hem Anayasal hem de kurumsal olarak ciddi düzenlemelerin yapılması elzem. Meclis’te ‘sayı’ olarak da güçlü bir iktidarın bulunması gerekiyor. CTP-DP koalisyonu Anayasa’nın değiştirilmesi için gereken 34 sayısına ulaşmıyor. Meclis’te, Anayasa’yı değiştirmek için 3’te 2’nin oyunu almak şart. Bu rakam 50 sandalyede 34 ediyor. İki partinin toplamı ise

KKTC Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu’nun, 28 Temmuz’da yapılan seçimlerde birinci gelen Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Genel Başkanı Özkan Yorgancıoğlu’na hükümeti kurma görevini vermesinden sonra Ada’da siyasi hareketlilik arttı. CTP, son bir haftadır partiler arasında mekik dokuyor. Ülkede en güçlü koalisyon olasılığı Demokrat Parti(DP)-CTP olarak gözükse de CTP’nin Ulusal Birlik Partisi (UBP) ile ortaklık yapması “sürpriz olmaz”... CTP Başkanı ile hükümet kurma çalışmalarını konuştum. Bu akşam yapılacak Parti Meclisi’nde karar verebileceklerini anlattı. Gönlünde ‘Kıbrıs Türk halkını ekonomik ve sosyal olarak kalkındıracak’ bir hükümet modeli yatıyor. Koalisyon ile ilgili sır vermiyor.

Talat’tan markaj
CTP’nin üzerinde son dönemde ciddi bir baskılar var. Ankara’nın “güçlü bir koalisyon” kurulmasını istediği yönünde kamuoyunda oluşan hava ve 2. Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat’ın, “CTP-UBP koalisyonu kurulmalı” şeklindeki açıklamaları CTP’yi bunaltmış durumda. Bunların yanında CTP’nin DP ile hükümet kurması durumunda Cumhurbaşkanı Eroğlu’nun “DP üzerinden hükümeti kontrol edeceği” endişesi hakim. DP, yapılan seçimlerde Eroğlu’nun desteğini almıştı. Eroğlu ise, Talat’ın

Kuzey Kıbrıs’ta meclisteki yemin töreninde feminist milletvekili Derya Doğuş ‘erkek egemen’ yemin yerine kendi yazdığı metni okuyunca ortalık karıştı. Doğuş protesto edilince oturuma beş dakika ara verildi

KKTC’de Cumhuriyet Meclisi’nde dün yapılan milletvekilliği yemin törenine Cumhuriyetçi Türk Partisi’nden (CTP) milletvekili seçilen Feminist Doğuş Derya’nın, Meclis andına tepkisi damga vurdu.
Doğuş Derya, KKTC Meclisi yeminini “erkek egemen bir and” olarak gördüğünü savundu ve kendi hazırladığı yemini okumaya başladı. Bunun üzerine Ulusal Birlik Partisi (UBP) milletvekilleri meclis sıralarına vurarak Derya’yı protesto etti.
Yaşananlar üzerine oturumu yöneten Milletvekili Esat Ergün Serdaroğlu yemin törenine 5 dakika ara verdi.

‘Protesto yapmadım’
Aradan sonra söz alan Serdaroğlu, Meclis yemininin Anayasa’da belirtildiği şekilde okunması gerektiğini belirtti ve “Derya’yı Anayasa’ya sadık kalmaya davet” etti. Yeniden kürsüye çıkan Derya da, “Bu vicdan meselesi, ama yeminimi edeceğim” dedi.