Yunanistan’ın beklenmedik bir zamanda erken genel seçimlere gitmekten başka çaresi yoktu. Parlamentoda Cumhurbaşkanlığı seçimi için üst üste yapılan turların üçüncüsünden de sonuç çıkmayınca, yasa gereği, Yunan seçmenlerine 25 Ocak’ta sandık başına gitmek göründü.
Peki, bu seçimler neyi halledecek?
Yunanistan 3 yıldır vahim bir ekonomik krizle boğuşuyor. Yunan ekonomisi Almanya başta olmak üzere AB’nin ve IMF’nin sağladığı 317 milyar euro’luk yardım paketi sayesinde ayakta zor durabiliyor. Bu “paket”le beraber gelen “kemerleri sıkma” tedbirleri halkın geniş kesimini büyük sıkıntıya sokmuş, fakirleştirmiş durumda. İşsizlik artmış, maaşlarda kısıntılar yapılmış, yaşam koşulları zorlaşmıştır.
Kriz üstüne kriz
Son dönemde Yunanistan bu ortam içinde, Başbakan Antonis Samaras’ın yönetimindeki bir koalisyon hükümetiyle yönetildi. Siyasi alanda durum böyle devam ederken, Cumhurbaşkanlığı seçimleri yeni bir kriz yarattı. Bu seferki kriz, politik...
Sorun, zorunlu hale gelen erken seçimlerden nasıl bir yeni parlamentonun ortaya çıkacağı ve hangi partinin -veya partilerin- hükümeti kuracağıdır.
Atina’da bu konuda bir belirsizlik var. “Kathimerini” gazetesinin deyişiyle “Kesin görünen şey, Yunanistan’ın türbülansa girmekte olduğudur”.
Bunun da nedenleri açık: Seçime giren çok parti var ve bunlardan birinin tek başına iktidar olabilecek kadar oy toplaması ihtimali zayıf... Bu da koalisyon kurma -ve onu sürdürebilme- zorluklarını yaratıyor.
Diğer önemli bir faktör de radikal sol SİRİZA’nın sandıktan birinci parti olarak çıkması olasılığıdır.
Bu seçimlere şimdiye kadar hiç olmadığı kadar çok parti giriyor. Bu da tabii oyların bölünmesine yol açıyor ve dolayısıyla güçlü bir hükümetin ortaya çıkmasına imkân vermiyor.
Bu seçimlere yeni girecek olan bir parti de yeni bir siyasi atağa kalkan Yorgo Papandreu’nun yeni kurduğu “Demokrat Sosyalistler Hareketi”dir. Eski PASOK liderinin bu kez şansının ne olduğunu kestirmek zor. Ama yeni partinin PASOK ve Demokratik Sol gibi solcu kesimdeki gruplardan bir miktar oy kapacağı kuşkusuz...
Ama bu seçimlerde en iddialı partinin SİRİZA olduğu kesin. Parti lideri Aleksis Çipras oldukça popüler ve etkili görünüyor. Bu da kendisinin bundan önceki hükümetlerin dış borç ve “kurtarma paketi” için ödemeye razı olduğu ağır şartlara, örneğin “kemer sıkma” tedbirlerine karşı yürüttüğü sert kampanya sayesinde oluyor.
Bir sorun daha
Çipras önceki gün açıkladığı seçim programında iktidara geldiğinde ilk işinin daha önce Yunanistan’a empoze edilen bütün ekonomik şartları AB ile yeniden müzakere etmek olacağını ilan etti. Zira ona göre bu şartlar Yunan ekonomisini düzelteceğine ve halkı rahatlatacağına, aksi bir etki yaptı.
Almanya başta olmak üzere AB bu fikirleri nedeniyle Çipras’a büyük şüphe ve kaygıyla bakıyor. “Der Spiegel”e göre, Şansölye Angela Merkel, yeni Yunan hükümetinin mevcut şartlara karşı çıkması halinde, Yunanistan’ı “euro bölgesi”nden çıkarmaya kararlı. Bu da ayrı bir krize gebe...