İlginç bir rastlantı, Türkiye ve Yunanistan hemen hemen aynı zamanda “erken seçim” sürecine girmiş durumdalar.
Zamanla- madaki bu tesadüfün yanı sıra, iki ülkenin seçim “sathı maili”ne girişine ilişkin başka benzerlikler de var.
Ama buna karşılık incelemeye değer önemli farklılıklar da mevcut.
Benzerliklerden başlayalım:
Yunanistan’da ilk erken seçim geçen ocak ayında yapılmış, SYRİZA birinci parti çıkarak iktidara gelmişti. Türkiye’de ise haziran ayındaki seçimlerde AK Parti birinci parti olmuştu.
Yunanistan’da ekonomik krizle boğuşan SYRİZA lideri Başbakan Aleksis Çipras izlediği politikayı daha rahat sürdürmek için, yeniden bir erken seçime ihtiyaç görmüştür. Türkiye’de de haziran seçimlerinin sonucundan memnun olmayan iktidar, koalisyon çabalarının sonuç vermemesi üzerine seçimleri “tekrarlamak” kararını almıştır.
Yunanistan’da muhalefet ve kamuoyunun geniş kesimi, şu sırada bir erken seçim daha yapılması fikrine karşı çıktı. Türkiye’de de benzer görüşler ifade edildi...
Geçişte tarafsızlık
Farklılıklara gelince. Çipras tam yeni seçime giderken, SYRİZA’da radikal kanat başkaldırdı, istifa edenler rakip bir parti (Halk Birliği) kurdu. Bu da SYRİZA’nın tek başına iktidar olma şansını azaltıyor. (Nitekim Çipras şimdi seçimden sonra bir Ulusal Birlik koalisyonu kurmaktan söz ediyor).
Komşuda Başbakan istifa ettikten sonra, Cumhurbaşkanı Pavlopulos yasalara uyarak parlamentodaki partilerin liderleriyle sırasıyla görüştü ve kendilerine bir koalisyon kurma görevini verdi. Bu çabalar sonuç vermeyince, erken seçim opsiyonu kesinleşti. Türkiye’de Cumhurbaşkanı bu görevi bilinen nedenlerden dolayı ana muhalefet liderine vermek istemedi...
Diğer önemli bir fark, Yunanistan’da geçici seçim hükümetinin başına tarafsız Yüksek Mahkeme üyesinin getirilmesidir. Cumhurbaşkanı Pavlopulos’un bu göreve atadığı Bayan Vasiliki Thanou ile, bu ülkede ilk kez bir kadın Başbakanlık koltuğuna oturmuş oluyor. Türkiye’de ise geçici hükümeti kurma işi Cumhurbaşkanı tarafından gene Başbakan Davutoğlu’na verildi.
Sürecin süresi
Bu önemli farklardan biri de “erken seçim”in ne kadar “erken” yapılacağıyla ilgilidir. Komşu bu işi önümüzdeki ay yapıyor. Bu nedenle de buna “hızlı seçimler” deniyor.
Bizde seçim süreci ta kasım ayına kadar uzuyor.
Son bir nokta: İki ülke de güçlü, istikrarlı yeni bir hükümet kurulacağı umuduyla son seçimlerden çok kısa bir süre sonra gene sandık başına gidecek.
Peki, bu kez sonuç bu umudu gerçekleştirecek mi? Belli değil. Hatta anketlere göre biraz da şüpheli.
Bu konuda da bir benzerlik var.