Başkanlık sistemiyle ilgili tartışmalar Türkiye’nin siyasi gündemine iyice oturmuş durumda.
Tartış- malarda savunulan argümanları desteklemek için dünyadan çeşitli örneklerin öne sürülmesi doğal. Ancak seçilen bazı örnekler yanlış. Bu tür hatalar savunulan pozisyonu güçlendireceğine, aksine zayıflatır.
Başkanlık sistemi lehindeki argümanlardan biri bu şekilde ortaya kondu: Dünyanın en gelişmiş ve ileri ülkeleri başkanlık sistemiyle yönetiliyor... Bunun örnekleri çok: ABD, Fransa gibi...
İlk bakışta bu doğru görünebilir. Hatta dünyanın siyasi haritasına bakıldığında, çoğu ülkenin bir nevi başkanlık sistemiyle yönetildiği görülür. Bir nevi diyoruz, çünkü başkanlık sisteminin de ülkelerin kendi toplumsal ve siyasal yapılarına göre farklı modelleri var.
Başkanlık sisteminin uygulandığı bütün ülkelerin ileri ve demokratik olduğunu söylemek imkânsız. Asya’da ve Afrika’da bu kategorideki ülkelerin önemli bir kısmı hem geri hem de otoriter...
Buna karşılık parlamenter sistemi benimsemiş Almanya’dan Japonya’ya, Kanada’dan Avustralya’ya kadar pek çok ülke (özellikle Avrupa ülkeleri) hem ileri hem demokratik...
Kraliçe yönetmiyor
Tartışmalarda ortaya konan yanlış örneklerden biri de Birleşik Krallık (İngiltere) ile ilgili. Bu ülkede kraliçenin başkanlık sisteminde olduğu gibi geniş yetkilere sahip olduğu söylendi.
Bir kere şunu hatırlatmak gerek: Birleşik Krallık’ın yazılı bir anayasası yok. Yasalar, kurallar var. Ülkenin yüzyıllardan beri rejimi monarşidir. Doğru, hükümdar geniş yetkilere sahiptir; ama Britanya için hep söylenen şey, kral veya kraliçenin “hükmettiği, fakat yönetemediği”dir.
Nitekim Britanya’yı pratikte yöneten güçlü parlamenter sisteme dayalı olan hükümettir. Bunun yanında bir de güçlü bir yargı sistemi yer almaktadır.
Kraliçenin kendi kararıyla parlamentoyu feshetme, bakanları azletme, yabancı ülkelere savaş ilan etme gibi yetkilerini kullandığı görülmemiştir. (Avam Kamarası’nın kabul ettiği bir yasayı en son veto eden, Kraliçe Anne idi. Yıl: 1708)!..
Yetkilerin sınırı
Başkanlık sisteminin gerçekten iyi yürüdüğü ileri ve demokratik ülkeler var tabii. ABD bunun iyi bir örneğidir.
Ancak ABD’de bu sistemin de kendi özgü özellikleri var: Federal yapı, eyalet sistemi, iki kamaralı Kongre, Senato’nun yetkileri, bağımsız yargı ve başkanı sıkı denetim altında tutan mekanizmalar...
Bazı konularda Türkiye ile benzerlikler gösteren Brezilya da başkanlık sistemi tartışmalarında örnek olarak adı geçen bir ülke. Brezilya’nın şimdiki anayasası (yedincisi) başkana birtakım geniş yetkiler veriyor. Ama orada da sistemi kontrol eden mekanizmalar yürürlükte. Orada da iki kamaralı kongre siyasi dengede ağırlığını koruyor.
Kısacası başkanlık sistemiyle ilgili tartışmalarda gösterilen örnekleri başarılı kılan özelliklerini de göz önünde bulundurmak gerek...