Ukrayna krizine çözüm bulmaya yönelik Alman-Fransız ortak diplomatik girişiminin ne sonuç vereceği yarın Minsk’te Rusya ve Ukrayna ile birlikte yapılacak olan dörtlü zirvede anlaşılacak.
Bu toplantı şimdiye kadar asker dahil 5350 kişinin ölmesine, 12 bin kişinin yaralanmasına ve 1.2 milyon sivilin de evlerini terk etmesine neden olan iç savaşın akıbetini belirleyeceği gibi, Batı ile Rusya arasındaki ilişkilerin ve dolayısıyla küresel siyasetin nasıl bir yön alacağının da işaretini verecek.
Alman, Fransız, Rus ve Ukrayna liderlerinin Minsk’te tartışacakları plan, Ukrayna ordusu ile ülkenin doğusundaki Rusya yanlısı ayrılıkçılar arasındaki çatışmaların durmasını, iki taraf arasında bir tampon bölgenin kurulmasını ve Kiev hükümetinin ayaklanan bölgeye geniş bir özerklik tanınmasını öngörüyor.
Aslında eylül ayında gene Minsk’te bu planın bir benzeri üzerinde mutabakat sağlanmıştı. Ama sonuç meydanda. Şimdi 2. Minsk konferansının daha başarılı bir sonuç verip vermeyeceğini göreceğiz.
İç ve dış faktörler
Ukrayna krizinin bu kadar karmaşık ve çözümünün de o kadar zor olmasının nedeni malum: Bu, sadece farklı etnik kökenli, Batı veya Rus yanlısı Ukraynalıların bir iç kavgası değil. Bir yandan ABD başta olmak üzere Batı, diğer yandan da Rusya da dolaylı olarak kavganın içindeler. Aslında içeride çözümü zorlaştıran da dış güçlerin birbirine zıt çıkarları ve buna dayalı stratejileridir.
- Rusya’nın gözünde Kiev’deki iktidar değişikliği ve ülkenin AB ve hatta NATO ile bütünleşme arzusu, Batı’nın bölgeyi kendi nüfuzu altına almak için giriştiği bir manipülasyonun sonucudur.
- Batı’nın gözünde ise Rusya bölgedeki eski hakimiyetini yeniden kurmak için azınlıktaki Rus yanlısı ayrılıkçılarını ayaklandırmış, onları silahlandırmış, bu arada Kırım’ı da ilhak etmiştir.
Hal böyle olunca Ukrayna krizi iki blok arasında Soğuk Savaş’ı anımsatan gerginliklere yol açmış bulunuyor. Dolayısıyla, Ukrayna’daki iç savaşın durması ve barışçı bir çözümün bulunması, ancak Batı ile Rusya’nın bir ortak çizgide buluşmasıyla mümkündür. Bu da ikisinin de çıkarlarını ve güç dengelerini ön planda tutmakla gerçekleşebilir.
İyi ve kötü senaryolar
Bir dönüm noktasına gelen Ukrayna meselesinde farklı senaryolar akla geliyor.
- Kötü senaryo Minsk’te anlaşma gerçekleşmemesi, Rusya desteğindeki ayrılıkçılarla Ukrayna ordusu arasındaki çarpışmaların şiddetlenmesidir. O aşamada ABD de Ukrayna’ya modern silahlar verecektir. Sonuçta Rusya ile Batı arasında gerginlik tırmanacaktır.
- İyi senaryo, Minsk’te mutabakat sağlanması, sözü edilen planın uygulanmaya konmasıdır. Kısa vadede ateşkesin sağlanması bir rahatlamaya yol açacaktır.
Ama daha uzun vadede Doğu Ukrayna’nın özerkliğine dayalı bir federal sistem kurulabilecek mi? Kiev buna razı olacak mı? Doğu Ukrayna’daki ayrılıkçılar ve Moskova bunu yeterli bulacak mı?
İyi senaryonun tam olarak gerçekleşmesi, tüm iç ve dış tarafların anlaşarak beraber hareket etmelerine bağlıdır. Bunun mümkün olup olmayacağının sinyali de Minsk’ten gelecek.