Ukrayna’da ateşkesi denet- lemek ve ülkenin barışa kavuşmasını sağlamakla görevli uluslararası misyonun başında bir Türk diplomatının bulunduğunu herhalde biliyorsunuz.
Biz bu köşede daha önce de emekli Büyükelçi Ertuğrul Apakan’ın Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı’nın (AGİT) Ukrayna Özel Gözlem Misyonu’nun başında görev yaptığını yazmıştık.
Değerli diplomatımız geçen yılın nisan ayında AGİT’in Ukrayna misyonunun başkanı olarak seçilmiş ve uluslararası ekibiyle birlikte krizi yatıştırmaya çalışmıştır. Doğu Ukrayna’daki ayrılıkçı hareketin bir iç savaşa dönüşmesi ve geçen ay yeni bir ateşkes anlaşmasının gerçekleşmesi, Apakan’ın başında bulunduğu bin kişilik ekibin sorumluluğunu artırdı.
Halen bu misyon 480 km uzunluğunda ve 140 km genişliğinde bir tampon bölgede ateşkes şartlarının uygulanmasını denetliyor.
Dünyanın gözü şimdi Türk diplomatının yönettiği bu çalışmalar üzerinde toplanıyor.
Zorluklara rağmen...
İstanbul’daki Global İlişkiler Forumu (GİF) önceki gün, kısa bir süre için Türkiye’ye gelen AGİT misyonu başkanı Apakan’a ev sahipliği yapmak, onun bu görevdeki deneyimlerini ve görüşlerini öğrenmek fırsatını buldu.
Toplantıda konuşulanların ışığında, Ukrayna ile ilgili şöyle bir tablo ortaya çıkıyor: 12 Şubat’ta imzalanan anlaşmayla ülkenin doğu bölgesinde ateş kesilmekle beraber, ağır silahların ve yabancı savaşçıların çekilmesi gibi şartların tam olarak yerine getirilmesi süreci -karşılaşılan engellere rağmen- devam ediyor. Bu kadar geniş bir alanda denetimi sağlamak oldukça zor. Fakat bu kez -daha önceki girişimlerin aksine- ateşkes durumu devam edeceğe benziyor.
Öyle görünüyor ki Ukrayna bir “donmuş ihtilaf” (frozen conflict) sürecine girmek üzere. Bu uzun bir süreç olabilir (en az 3-4 yıl)...
Eğer bu süreçte gerçekten silahlar tamamen susarsa ve anlaşmazlık kemikleşirse, bu siyasi çözüm arama olanağını sağlayabilir.
Aslında 12 Şubat anlaşması da çatışmaların son bulmasıyla beraber, siyasi reformların ele alınmasını öngörüyor. Pratikte Kiev yönetimi önceliği silahların susmasına, Doğu’daki ayrılıkçılar ise reformlara, yani kendi siyasi taleplerine veriyorlar.
Kırım’dan farklı
Rus kökenli ayrılıkçılar kendi bölgelerinde geniş bir özerkliğe razı olabilirler. Diğer bir deyişle, bir uzlaşma olursa, Doğu Ukrayna “yeni bir Kırım” olmaz, yani bölge Ukrayna’da tamamen kopup Rusya’ya bağlanmaz.
Ancak bu konuda birtakım belirsizlikler ve zorluklar var. Sayısı 30 bin olarak tahmin edilen “ayrılıkçı” savaşçıların arasında birçok “yabancı” vardır. Militanların bu süreçte alacağı tavır çok önemlidir.
Tabii Ukrayna hükümetinin Doğu bölgesine ne kadar özerklik vermek isteyeceği de belirleyici olacaktır.
Kısacası, Ukrayna sorununun çözümü için yol uzun ve çetindir. Bu arada silahların sustuğu bir “donmuş ihtilaf” sürecinin yaşanması dahi “ehveni şer” (kötünün iyisi) sayılacaktır.