Son 48 saat içinde dünyada o kadar önemli olaylar birbirini izledi ki bugünkü yazımızın konusu olarak sadece birini seçmekte açıkçası zorlandık. Bunun yerine başlıca olaylara, kısaca bir kuş bakışıyla değinmeyi, eskilerin deyişiyle “şundan bundan” söz etmeyi tercih ettik.
ATEŞKES “KESİLİYOR”MU?
İç savaşa sahne olan Suriye’de ve Libya’da hafta sonu ilan edilen ateşkesin yarattığı sevinç ne yazık ki pek sürmedi. İki ülkede “çatışmazlık” durumunun kesintiye uğraması tehlikesi var.
- Suriye’de, İdlib bölgesinde rejim güçleri, bir şey olmamış gibi, kente bombalar yağdırmayı sürdürüyor. Gene pek çok sivil ölüyor ve yaralanıyor.
Hani Putin Esad’ı ikna etmişti? Hani silahlar susacaktı? Demek ki ya Esad Putin’i dinlemiyor, bildiğini okuyor ya da ikisi bir “danışıklı dövüş” içinde. Sebebi ne olursa olsun, ateşkes bir şekilde kesilmeye devam ederse, Cenevre’nin, yani barış görüşmelerinin yolu da tıkanmış olur.
- Libya’da da ateşkesin geleceği belirsiz. İki taraf söz verdi ama iş yazılı bir metni imzalamaya gelince muhalif tarafın lideri Hafter masayı terk etti.
Bu durumda ateşkesin her an kesilmesi mümkün. Bunu önlemek için büyük çaba harcanıyor. Bir umut da pazar günü Berlin’de yapılacak konferansa kadar veya o toplantıda ateşkesi garantileyecek bir mutabakatın sağlanması...
BİR BAŞKA ATEŞKES
Önceki gün Beyaz Saray’da Başkan Trump ile Çin Başkan Yardımcısı Liu He’nin törenle imzaladıkları ticaret anlaşması, bir nevi “ekonomik ateşkes” sayılabilir. Bu anlaşma, iki yıldır iki ülke arasında süren “ticaret savaşını” tam sonlandırması da, kısmi bir “çatışmasızlık” durumuna getiriyor.
Tabii bu da sadece iki ülkeyi değil, dünya ekonomisini de rahatlatacak bir gelişme. Aslında bundan Çin kadar, ABD de zarar gördü. Özellikle çiftçiler, ihracatçılar, yatırımcılar şikâyetçi. ABD’nin seçimlere hazırlandığı bu sırada, yeniden adaylığını koyacak olan Trump bu hamlesiyle içteki durumunu pekiştirmeyi amaçlıyor.
Bu arada, Trump’a karşı, görevine son verme kampanyası kritik bir aşamaya geldi. Şimdi konu Senato’nun gündeminde. Trump’ın çoğunluktaki Cumhuriyetçilerin ve de kamuoyunun desteğini kazanması çok mühim. Çin ile ticaret anlaşmasını azledilme riskine karşı bir koz olarak kullanacaktır...
RUSYA’DA DEĞİŞİM
Rusya Devlet Başkanı Putin’in parlamentodaki konuşması ve ardından Başbakan Medvedev ve tüm kabinesinin istifa etmesi, Ruslar dahil, herkesi şaşırttı. Bu beklenmedik olay, aslında Rusya’nın siyasi yapısındaki büyük bir değişikliğin işaretini veriyor.
Putin’in kafasında önümüzdeki dönemde köklü bir sistem değişikliği projesi var: Anayasa değişecek, bir nevi başkanlık sisteminden parlamenter sisteme gidilecek; başkanın yetkileri kısılırken, meclisinkiler artırılacak...
Bunlar 2024 sonrası için öngörülüyor. O tarihte yeni başkan seçilecek ama Putin bir kez daha adaylığını koymayacak. Bu, Putin’in 20 yıldır elinde tuttuğu iktidara tamamen veda edeceği anlamına gelmez. Pekâlâ başbakan olabilir ya da Güvenlik Kurulu’nun başına geçebilir. Yeni anayasa ona istediği yetkileri fazlasıyla verecektir.
İRAN’DA YENİ DURUM
İran’da Ukrayna’ya ait uçak kazası olduğunda, Tahran yönetimi uçağın düşürüldüğü iddialarını yalanlamış, Batı’yı kara propaganda yapmakla suçlamıştı. Ama çok geçmeden İran liderleri bu söylenenlerin doğruluğunu teslim etmiş, Devrim Muhafızları da itirafını açıkça duyurmuştu.
Bunun üzerine ilk kez Tahran’da hükümet, Devrim Muhafızları ve hatta dini lider Hamaney’e karşı gösteriler düzenlendi. Bu göstericilere katılan kitlelerin bu kez sokaklara dökülme sebebinin ekonomik sıkıntısını protesto etmekten öte, tüm yöneticilere tepkilerini göstermek ve hatta istifalarını istemek olduğu görülüyor ki bu da İran’da bir şeylerin kıpırdadığını ortaya koyuyor.