Geçen cumartesi günkü yazımızda PKK terörü karşısındaki dış tepkilere değinmiş, bu saldırıların kınanması konusunda geniş bir uluslararası konsensüsün bulunduğunu belirtmiştik.
Aynı yazıda işaret ettiğimiz gibi, Türkiye bu destekten memnun olmakla beraber, bunun sadece sözde kalmamasını, özellikle dost ülkelerin fiilen Türkiye’nin yanında yer aldıklarını göstermelerini bekliyor.
Dış tehlikelere daha ayrıntılı olarak baktığımızda, özellikle Batılı ülkelerle Türkiye arasında, terörün yol açtığı gelişmeler üzerinde bir “algı farkı”nın bulunduğu göze çarpıyor.
Diğer bir deyişle, birçok dış ülkenin Türkiye’deki son olaylara bakışı ve değerlendirme şekli, Ankara’nınkiyle tam olarak örtüşmüyor.
Batılıların bu konudaki görüşlerinin doğruluğu veya yanlışlığı tartışılabilir. Bunun samimiyeti ve hatta niyeti de sorgulanabilir. Ama Batı’da ve genelde dış dünyada bu konuda ifade edilen görüşlerin epey yaygın ve etkin olduğu gerçeğini de görmek gerek...
Algı farkı...
Türkiye’deki PKK saldırılarını kınayan birçok ülke ve uluslararası örgüt, aynı açıklamalarında çatışmalara bir an önce son verilmesi ve itidalin hâkim olması çağrısında bulunuyor. Önemle ifade edilen bir istek veya beklenti de askıya alınan “çözüm süreci”ne en kısa zamanda dönülmesi ve Kürt sorununun şiddet yerine barışçı şekilde hal yoluna sokulmasıdır.
Türkiye’deki trend şu sırada bu yönde görülmüyor maalesef, ama dış bakış, tüm ilgili taraflara bu konuda bir sorumluluk düştüğü (yani hükümetin de bu doğrultuda bir politika geliştirmesi gerektiği) yönünde...
Ve beklentiler...
Batı’da üzerinde durulan -ve resmi demeçlerde de belirtilen- bir nokta da bu olayların demokratik hak ve özgürlükleri zedelememesi gerektirdiğidir.
Bu bağlamda ABD başta olmak üzere birçok Batılı ülke son zamanlarda bazı gazete ve parti merkezlerine karşı girişilen saldırıları kınamak ve demokratik özgürlüklerin ihlaline karşı uyarılarda bulunmak ihtiyacını duymuşlardır.
Batılı çevrelerde ifade edilen bir endişe de terörle mücadelede güvenlik adına alınan bazı zecri tedbirlerin pratikte gerginlikleri artırması kadar, demokratik özgürlükleri de daraltma riskini yaratmasıdır.
Kısacası, Batı dünyası temelde Türkiye’nin PKK terörüne karşı mücadelesini ve hatta bu arada TSK’nın sınır ötesi hava ve kara operasyonlarını desteklemekle beraber, olayların siyasi gidişatına bazı tereddütler ve kaygılarla bakıyor...