Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Washing- ton’da bu hafta Türkiye dahil 60 ülkenin temsilcilerinin katılımıyla yapılan “Şiddet İçeren Radikalizmle Mücadele Zirvesi’nde, Başkan Obama’nın yaptığı konuşmanın bizce iki önemli noktası var: Bunlardan biri uluslararası boyutlar alan şiddet eylemlerinin nedenleri, ikincisi de İslam radikalizmiyle ilgili...
ABD lideri konuşmasında şiddetin siyasal, sosyal ve ekonomik nedenlerinin iyice araştırılması için dünyaya bir çağrıda bulundu. Bu arada kendisi nedenler arasında baskı ve zulümden yoksulluk ve yolsuzluklara kadar çeşitli faktörleri saydı.
Gerçekten şiddetin nedenlerinin teşhisi, çok dikkatli ve kapsamlı çalışmalar gerektiriyor. Bu nedenleri ülkelerin ve toplulukların içinde bulundukları farklı koşullara, şiddete başvuran insanların ve grupların içinde bulundukları şartlara ve ideolojilerine göre incelemek lazım.
Dolayısıyla, şiddetin sadece bir meseleden ya da bir bölgeden kaynaklandığı şeklinde bir genelleme yapmak doğru değil...
Son zamanlarda Avrupa’da da sıkça görülmeye başlayan terör saldırılarının nedenlerini sadece yoksulluğa veya ayrımcılığa atfetmek, meseleyi basite indirgemek olur.
Ayrıca nedenlerin belirlenmesinde eylemcilerin kişiliğinin, çevresinin, temaslarının dikkatle incelenmesinin büyük önemi vardır.
Obama’nın hassasiyeti
Obama’nın vurguladığı diğer konu, şiddetle İslam’ı birbirinden ayrı tutmak gerektiğidir. Başkan konuşmasında, “İslam terörü” veya “İslam terörist örgütü” gibi terimler kullanmamaya özen gösteriyor. Onun deyişiyle, ABD İslam’la savaş halinde değil, sadece İslam’ı saptıranlara karşıdır. Bu bağlamda Obama El Kaide ve IŞİD’den söz ederken de onlar için İslam sıfatını kullanmıyor.
Bu hassasiyetinin nedeni, terör örgütlerinin yaptıklarının sorumluluğunu bütün Müslümanlara yüklemenin büyük hata olacağına inanması ve pratikte de ABD’nin İslam dünyasını karşısına almasını istememesidir.
Aslında son zamanlarda terör eylemlerine hedef olan Avrupa ülkelerinin liderlerinde de böyle bir hassasiyet göze çarpıyor. François Hollande, Angela Merkel gibi liderlerin bu konuda söyledikleri Obama’nınkinden farklı değil.
Radikalizmin çapı
Bununla beraber, ABD’de Obama’nın örneğin IŞİD’in İslami özelliği üzerinde hiç durmamasını eleştirenler var. Konu Kongre çevrelerinde, özellikle Cumhuriyetçiler arasında, hararetle tartışılıyor.
Tanınmış yazar Fareed Zakaria’nın dünkü Washington Post gazetesindeki köşesinde bu konuda yazdıkları dikkat çekici. Zakaria şiddetle İslam arasında ilinti kurmamak gerektiği görüşüne katılmakla beraber, kısaca kendisine İslam Devleti adını veren IŞİD’in “fazlasıyla İslam” olduğunu belirtiyor, ama o da bu örgütün saflarına katılanların hangi nedenlerle katıldıklarını incelemeye çalışıyor.
Zakaria 1.6 milyar nüfuslu İslam dünyasında 30 bin silahlı militanla marjinal bir grup oluşturulduğunu hatırlatıyor. Yani yüzde 0.0019...