Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

İsrail’de sık sık tekrarlanan erken seçimlerin iç siyasi dengelerde ve dolayısıyla yönetimde önemli bir değişiklik yaratmadığı bir kez daha görüldü.
Seçim öncesi anketler Başbakan Binyamin Netanyahu’nun sağcı Likud partisini, Yitzhak Herzog’un başkanlığındaki merkez-sol Siyonist Birliği’nin gerisinde gösteriyor, bu da İsrail’de nihayet köklü bir yönetim değişikliğinin olabileceği tahminine yol açıyordu.
Halk arasında Bibi diye bilinen Netanyahu son dakikada çevirdiği bir manevra sayesinde, Likud’u açık farkla öne çıkarmayı başardı.
Bu “sürpriz”, Bibi’nin dördüncü dönem için Başbakanlık koltuğunu koruyacağı ve İsrail’in sağcı bir koalisyon tarafından yönetilmeye devam edeceği anlamına geliyor.

Haberin Devamı

Hep koalisyon
Gerçi Likud, meclisteki 120 sandalyenin sadece 30’una sahip. Ama Netanyahu aşırı milliyetçi, dinci ve diğer sağcı partilerle bir koalisyon hükümeti kurabilecek durumda. Nitekim bunun için hemen kolları sıvadı.
İsrail meclisinde (Knesset) bu kez irili ufaklı 10 parti temsil ediliyor. Baraj sistemi düşük olduğu için (yüzde 3.25) her türlü görüşe sahip siyasi gruplar Knesset’te yer alabiliyorlar. Ancak bu nedenle İsrail’de hiçbir zaman tek bir parti iktidar olmadı, hep koalisyonlar kuruldu.

Güvenlik kaygısı
Netanyahu’nun seçim anketlerinin ortaya koyduğu olumsuz ortamda dahi sandıktan “zafer”le çıkmasının nedeni nedir?
Çoğu analist bunu iki faktöre atfediyor. Birincisi, Bibi’nin güçlü kişiliği ve karizması sayesinde kendi kamuoyunu (son dakikada dahi olsa) yönlendirme yeteneğine sahip olmasıdır. İkincisi ise devamlı olarak vurguladığı “güvenlik kaygısı”nın birçok İsraillinin kafasında yer almasıdır. Bibi, şimdiye kadar yürüttüğü sert ve agresif politikanın İsrail’in güvenliğini ve varlığını korumak için olmazsa olmaz bir şart olduğu inancını -popülist üslubuyla- halkına da aşılamış durumda.
Bu tutumun Likud’u birinci parti olarak ortaya çıkmasını sağlaması İsrail’de bu alanda da fazla bir şeyin değişmediğini gösteriyor.
Bu seferki seçim kampanyasında güvenlik ve dış politika konularının yanı sıra, ekonomik ve sosyal sorunlar da gündeme geldi. İşçi Partisi lideri olan Herzog’un ve diğer sol grupların bu konudaki görüşleri, özellikle orta halli kesimin desteğini kazandı. Ancak solun bu kez Likud’un önüne geçeceği öngörüleri gerçekleşmedi.

Haberin Devamı

Sağın yükselişi
İsrail devletinin kuruluş döneminde sol, siyasete hâkimdi. Yıllar boyunca bu ülkeyi sosyal demokrat liderler yönetti. Ne var ki son dönemde İsrail toplumunun yapısı (özellikle Ortadoğu’dan ve Rusya’dan gelen Yahudi göçüyle) değişikliğe uğradı. Bölgedeki gelişmelerin baskısı da İsrail’de daha fazla hissedilmeye başladı...
Sonuçta İsrail toplumu sol’dan uzaklaştı ve giderek sağ’a kaydı. Bu kez milliyetçi ve dinci kesimin ağırlığı belirgin hale geldi. Netanyahu da bu trendi kendi siyasi amaçları lehinde kullanmasını bildi.
Şimdi mesele Bibi’nin iktidarını sürdürdüğü takdirde (ki bu güçlü bir olasılık) nasıl bir yol izleyeceğidir. İsrail seçimlerine bütün dünyanın büyük önem vermesinin nedeni de budur. Özellikle İsrail’in Filistin, Arap dünyası ve İran’la ilgili tutumu ne olacak, bölgedeki durum bundan nasıl etkilenecek?..
Yanıtı yarınki yazımızda.