Kobani’nin IŞİD ile 134 gün süren çarpışmalardan sonra PYD’nin denetimi altına geçmesi olayının analizi, bir dizi ilginç gerçekleri yüzeye çıkarıyor.
Bunların başında göze çarpan nokta, şöyle kısa bir cümleyle ifade edilebilir: IŞİD Kobani’de PYD’yi yenemedi.
Oysa “cihatçılar” bu kente 15 Eylül’de girdiklerinde, doğru dürüst silahı dahi olmayan PYD’ye bağlı YPG direnişçilerinin kısa zamanda saf dışı edilecekleri söyleniyordu. O günlerde on binlerce sivil Kobani’den Türkiye’ye kaçmış, PYD ve ona katılan yerel Kürt gençleri, modern silahlarla donatılmış IŞİD güçleri ile karşı karşıya kalmıştı.
Tam da kent için “düştü, düşüyor” dendiği sırada, Kobani’nin IŞİD için “kolay yutulur lokma” olmayacağına dair işaretler gelmeye başladı. ABD, oluşturduğu koalisyonla birlikte, aktif olarak devreye girdi, Kobani ve çevresindeki IŞİD güçlerine karşı yoğun hava bombardımanına girişti. Bu arada ABD YPG’ye de silah yardımına başladı.
Ardından Kuzey Irak’taki Kürt yönetimi de devreye girdi ve Kobani’ye -Türkiye yolu ile- modern silahlı bir peşmerge birliği gönderdi. O ondan itibaren de Kobani cephesinde savaşın seyri değişti.
Ve uzun süren çarpışmalardan sonra IŞİD Kobani’yi Kürt savaşçılara terk etmek zorunda kaldı...
Hava’dan zafer kazanılmaz...
Bu savaş gösteriyor ki hava operasyonu çok önemli bir destektir ama “zafer”e ulaşmak için yeterli değildir.
ABD uçaklarının bombardımanı IŞİD’e o bölgede nefes aldırmadı, ancak çarpışmalarda üstünlük sağlayan, peşmergelerin savaş alanına intikali, PYD güçlerinin de daha iyi silahlarla direnişçilerini sürdürmeleridir.
Askeri analistler de Kürt direnişçilerinin kendi topraklarını korumak için cansiperane çarpıştıklarını, bunun da belirleyici bir rol oynadığını belirtiyorlar.
Diğer bir faktör de kuşkusuz Kobani’nin uluslararası çapta bir sembol haline getirilmesi, böylece maddi manevi çok geniş bir desteğin sağlanmasıdır.
IŞİD Kobani’de herkesin düşmanı durumuna düşmüş, koalisyon etrafında çok uluslu bir birlik oluşmuştur.
Sonuçta Kobani’nin PYD/YPG’nin kontrolü altına geçmesi, IŞİD için ciddi bir yenilgidir. IŞİD sadece bu çarpışmalarda bine yakın savaşçısını kaybetmekle kalmadı, “yenilebilir” olduğunu da göstermiş oldu.
Bu IŞİD için moral bozucu bir darbe olsa gerek. Nitekim bazı yabancı “cihatçılar”ın IŞİD’den ayrılıp geldikleri ülkelere geri dönmekte olduğuna dair haberler dolaşıyor...
Savaş bitmiş değil
Ne var ki Kobani’deki yenilgi, IŞİD’in gücünü kaybettiği anlamına gelmiyor. IŞİD Suriye’nin ve Irak’ın geniş bir kesimine ve kilit yerlerine hâlâ hâkimdir. Dolayısıyla, Kobani “muharebesi” ile IŞİD’e karşı “savaş”ın kazanıldığı sanılmamalıdır. Diğer bir deyişle, bu savaş daha çok devam edeceğe benziyor.
Kobani’nin haline ve geleceğine gelince: Kent, TV ekranlarına da yansıdığı gibi, harabeye döndü, yaşanmaz duruma geldi. Ya yeniden imarına girişmek ya da yeni bir Kobani kurmak gerekecek.
Türkiye’ye sığınan 200 bine yakın Kobanilinin geri dönmesi için bu şart ama bu da çok para ve zaman gerektiriyor. Bir de tabii uluslararası destek ve dayanışma...