Dünya petrol piyasa- sındaki düşük fiyat trendi öyle devam edecek mi, yoksa tekrar yükselişe yönelecek mi?
Şu anda herkesin kafasındaki soru bu.
Petrol fiyatlarının son 8 ayda yarı yarıya düşmesi ve bir süredir varili 50 dolar bandında seyretmesi, kimileri (üretici ülkeler, büyük petrol şirketleri) için kötü, kimileri (ithalatçı, tüketici ülkeler) için iyi bir gelişme.
Türkiye ikinci kategoriye dahil. Düşünebiliyor musunuz, eğer petrolün varili 100 doların üstünde olsaydı, son haftalarda dolardaki yükselişle, halimiz ne olurdu?
Mesele petrol fiyatlarının şimdiki seviyede tutunup tutunamayacağıdır.
Bu konuda uzmanlar kesin bir şey söyleyemiyorlar. Söylenen şey bu alanda tam bir belirsizliğin hüküm sürdüğüdür...
Nitekim bizim de önceki gün, İstanbul’da düzenlenen bir toplantıda, konuyla ilgili en yetkili ağızlardan duyduklarımız da bu yönde.
İstanbul’daki Global İlişkiler Forumu’nun (GİF) ABD’deki Dış İlişkiler Konseyi Jeo-Ekonomi Etütler Bölümü ve Columbia Üniversitesi Küresel Enerji Politikası Merkezi ile birlikte düzenlediği çalıştayda konuşmacılar arasında Michael Levi, Prof. Josson Bordoff, Dr. Sun Xianssheng, Dr. Tatiana Motrova gibi çeşitli ülkelere mensup enerji otoriteleri bulunuyordu.
Değişen şartlar
Petrol fiyatlarında yeni bir hareketlenmenin olup olamayacağı sorusunu yanıtlamak için, önce bugünkü seviyeye nasıl ve neden gelindiğini incelemek gerek.
Çalıştaydaki sunumlar ve tartışmalar, bunun ekonomik nedenleri üzerinde odaklandı. Bu fiyatları belirleyen piyasa kuralları, yani arz ve taleptir. Son dönemde arzda bir artış, talepte bir daralma oldu. ABD ve Kanada’da petrol üretimi bir hayli arttı. ABD kayagazı üretimini rekor düzeye yükseltti. Buna karşılık ekonomik kriz nedeniyle enerji tüketiminde özellikle Avrupa’da ve de Asya’da bir azalma kaydedildi.
Dolayısıyla, uzmanlar bu şartlar altında fiyatlarda ani bir patlama beklemiyorlar. Uluslararası Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü OPEC özellikle Suudi Arabistan’ın ısrarı itirazı yüzünden üretimi düşüremedi. Tabii İran, Venezuela, Rusya gibi ülkeler fiyatların tekrar yükselmesi için böyle bir adım atılmasını arzuluyor. Ama Suudilerin bu konuda tuzu kuru. Şimdiki seviyede dahi yılda 900 milyar dolarlık bir gelir sağlıyorlar.
Memnunlar, mağdurlar
Bu arada petrole bağımlılığı azaltma çabaları da sürüyor. Örneğin kaya gazı kaynağını geliştirmeye başlayan ülkeler arasında şimdi Çin de var. Artık birçok ülke güneş başta olmak üzere alternatif enerji seçeneklerini değerlendirmeye çalışıyor.
Bütün bunlar zamanla petrole duyulan ihtiyacı kısabilir. Ama henüz bu noktada değiliz.
Fiyatların düşük tutulmasında ekonomik nedenler dışında, acaba siyasal mülahazalar yok mu? Örneğin Batı bu yoldan Rusya’yı (Ukrayna krizinde) köşeye sıkıştırmak ve zayıflatmak istemiş olabilir mi? Aynı şey Suudi Arabistan’ın (İran’a karşı) bir manipülasyonu düşünülebilir mi?
Uzmanlardan bu sorumuza aldığımız yanıt, olayın “daha çok ekonomik ve daha az politik” olduğudur. Ama sonuçta siyasal alanda bundan mağdur olanlar da var, memnun olanlar da...