Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile Kıbrıs Rum Cumhurbaşkanı Nikos Anastasiadis’in Rus savaş gemilerine Güney Kıbrıs’taki limanları kullanma hakkını veren bir işbirliği anlaşmasını imzalamaları ilk bakışta fazla önemsenemeyebilir.
Putin’e göre bu limanları kullanacak olan Rus savaş gemilerinin görevi, “teröre ve korsanlığa karşı mücadelede uluslararası operasyonlara katılmak” olacak.
Ancak bu anlaşmanın zamanlaması ve Doğu Akdeniz’deki gelişmeler dikkate alındığında, olayın taşıdığı anlam daha iyi anlaşılır.
Bunun kısaca ifadesi şudur: Rusya Doğu Akdeniz’deki varlığını ve nüfuzunu artırma stratejisinde adım adım ilerlemektedir. Bu da bölgedeki güç dengelerinde değişiklik eğiliminin bir sinyalidir...
Eski dostlar!
Rusya’nın Kıbrıs’a ilgisi yeni değil. Makarios döneminde “bağlantısız” Kıbrıs, Moskova’nın gözdesiydi. Son yıllarda Rum yönetimi AB üyesi olduğu ve Batı ile bütünleştiği halde, Rusya ile olan sıkı bağlarını sürdürdü.
Rusya’nın bugün Kıbrıs Rum kesiminin ekonomisinde önemli bir yeri var. Ruslar Kıbrıs bankalarında milyarlarca euro’luk kara parayı aklamaya çalıştılar. (Kıbrıs’taki kriz onları da vurdu)... Kıbrıs, Rus turistlerinin favori ülkelerinden biri. Güney kesiminde 50-60 bin kadar Rus da yaşıyor...
Rusya Kıbrıs Rum yönetiminin Güney sahilleri açıklarında giriştiği doğal gaz araştırmalarıyla da son zamanlarda ilgilenmeye başladı. Nitekim iki tarafın Enerji bakanları ve şirket yetkilileri Rusya’nın özellikle Afrodit adını taşıyan alandaki çalışmalara nasıl ortak olabileceğini görüşüyorlar.
Yeni anlaşmalar
Bütün bunlara ilaveten Moskova Kıbrıs’la siyasi bağlarını pekiştirmeye çalışıyor. Kıbrıs Rum yönetiminin tutumu da buna müsait.
Halen iktidarda sağcı bir lider (Anastasiadis) olduğu halde, yönetim örneğin Ukrayna meselesinde üyesi bulunduğu AB’nin politikasından ayrılmış, ambargoya katılmayı da reddetmiştir.
Bu Moskova’da memnuniyetle kaydedilen bir gelişme. Putin şimdi Yunanistan’ı da (solcu Çipras hükümeti sayesinde) aynı yönde teşvik etmeye çalışıyor.
Rus savaş gemilerinin Güney Kıbrıs limanlarını kullanmasına dair anlaşma, işte böyle bir zamanda, böyle bir ortam içinde imzalandı.
Anastasiadis’in açıklamasına göre, şimdi “insani yardım amacıyla” Rus askeri uçaklarının Kıbrıs’taki bir hava üssünü kullanması konusu da görüşülüyor.
“Ben de varım”
Görevleri bu kadar “insancıl” olsa da Rus savaş gemilerinin (ve belki de ileride Rus askeri uçaklarının) Güney Kıbrıs’ı üs olarak kullanması şu bakımdan önemli: Rusya böylece bölgede askeri varlığını hissettirebilecek, Putin “Burada ben de varım” diyebilecektir...
Zaten Putin son zamanlarda bu yönde başka adımlar da atmış bulunuyor. Örneğin Rusya ile Mısır arasında, Putin’in son Kahire ziyareti sırasında, ekonomik ve askeri anlaşmalar imzalandı.
Rus diplomasisi bölgedeki kaynaşmaların yarattığı ve Batı’nın da bocaladığı bir ortamda, kendi nüfuzunu yayma stratejisini rahatça sürdürebiliyor. Suriye’de devam eden varlığı ve etkinliği de bunun cabası...