Yunan seçim- lerindeki zaferiyle Aleksis Çipras sadece kendi halkının değil, dünyanın da ilgi ve hayranlığını kazandı.
SYRİZA partisinin 40 yaşındaki lideri, Başbakanlık koltuğuna adeta “vatan kurtaran (veya kurtaracak olan) arslan” imajı ile oturdu.
Yunan halkı daha iyi bir gelecek umutlarını tamamen yeni liderine ve onun ekibine bağlarken, Türkiye dahil birçok ülkede Çipras şimdiden bir esin kaynağı ve örnek olarak görülüyor.
Yunanistan gibi son zamanlarda ciddi ekonomik sıkıntılar çeken Avrupa ülkelerinde “Çipras gibi olmak” isteyen veya bu umudu taşıyan politikacılar var. Örneğin İspanya’da Pablo Iglesias gibi. Gerçekten 36 yaşındaki Iglesias ile Çipras’ın siyasi çıkışı ve “PODEMOS (Yapabiliriz)” partisiyle “SYRİZA’nın ideolojik çizgisi arasında dikkat çekici benzerlikler var. İspanya ile Yunanistan’ın dış borçlanma ve kemer sıkma politikalarından kaynaklanan sıkıntılarındaki benzerlikler gibi...
Çipras örneğine halen en çok önem veren ülke herhalde İspanya’dır. “PODEMOS” bundan aldığı cesaretle, bu yaz yapılacak seçimlere büyük bir özgüvenle hazırlanıyor, Iglesias’ın popülaritesi de giderek yükseliyor.
Bu gidişle İspanya’daki seçimlerde Iglesias’ın “Çipras-vari” bir başarı göstermesi sürpriz olmayabilir...
Fark nerede?
Zor şartlar altındaki bir ülkede yeni fikirler ve farklı bir vizyonla ortaya çıkan bir siyasetçinin halkın desteğini kazandığına dair yakın tarihte pek çok misal vardır. Örneğin Latin Amerika’da Fidel Castro’dan Salvador Allende’ye ve Hugo Chavez’e, Avrupa’da Filippe Gonzales’ten Tony Blair ve Olof Palme’ye kadar yeni vizyon ve hedeflerle ortaya çıkan, kendi ülkelerinde ve dünyada ilgi ve heyecan uyandıran liderler az değil.
Kuşkusuz Çipras’ın liderlik yeteneği ve çapı, önümüzdeki aylarda icraatıyla anlaşılacak. Bu nedenle onu bir model olarak kabul etmekte acele etmemek gerek.
Aslında ülkenin en karanlık bir döneminde politika hayatına sıfırdan başlayıp ülkenin dizginlerini ele alabilme başarısının sırrı araştırılmaya değer.
Bunda birçok faktörü bir arada görmek gerek. Örneğin Yunanistan’ın, ekonomik çöküntü ve iflasın eşiğine gelmesi, halkın büyük sıkıntı çekmesi, yönetimde bulunanların çaresizliğe düşmesi, ülkenin bir sosyal patlama noktasına sürüklenmesi, umudun ve sabrın tükenmeye yüz tutması gibi...
İşte böyle bir ortamda radikal soldan bir lider ve partisi ortaya çıkıyor, yeni şeyler vaat ediyor. Bu söylenenler halkın duymak istediği şeyler. Diğer politikacıların şimdiye kadar söylemediği şeyler...
Yanlış benzetme
Yukarıda belirttiğimiz gibi, tüm ülkelerin durumu, şartları aynı değil. Dolayısıyla sadece bazı benzerliklere bakıp başka yerlerde de Çipras gibi “vatan kurtaran arslanlar”ın çıkmasını beklemek yanlıştır.
Kaldı ki Yunanistan’da görüldüğü gibi ülkedeki zor şartların ve kişisel karizmanın da desteğiyle seçimleri kazanıp iktidara gelmek, liderlik yolunun sonu değil, başlangıcıdır.
Bunun başkaları için bir esin kaynağı, örnek veya model olup olmayacağını belirleyecek olan icattır, verilen sözlerin ve yaratılan beklentilerin yerine getirilmesidir.