Suriye krizinin çözüme yönelik Cenevre-3 konferansı başladı mı, başlamadı mı?
İlk bakışta görüşmeler geçen cuma (29 Ocak’ta) başlamış görünüyor. BM’nin Suriye özel temsilcisi Staffan de Mistura o gün kolları sıvadı, Esad rejimini temsil eden heyetle temas kurdu. Başta Cenevre’ye gelmekte tereddüt eden Suriyeli muhalifler bir gün sonra Cenevre’ye geldiler ve De Mistura ile buluşup onun vasıtasıyla birtakım ön şartlarını duyurdular.
Bu, Cenevre-3’ün başladığı anlamına gelir mi? Resmen değil. Şimdilik sadece “görüşmeler için görüşmeler” yapılıyor.
Düşünün, daha birkaç gün öncesine kadar muhalifler koştukları ön şartların yerine getirilmemesi halinde Cenevre’yi boykot edeceklerini söylüyorlardı. Ve gene hatırlayın, Cenevre’de muhalefet saflarında kimlerin yer alacağı -veya yer almayacağı- konusu, Türkiye dahil Batılılarla Rusya arasında hararetle tartışılıyordu.
Öncelik ne olmalı?
Şimdi gelinen noktada hiç olmazsa esas müzakerelere katılacak taraflar belli ve onların temsilcileri de Cenevre’de BM özel temsilcisi vasıtasıyla kendi şartlarını birbirlerine iletiyor...
Halen dolaylı şekilde tartışılan konu, muhalefetin ön şartlarıdır: Bombardımanın kesilmesi, ablukanın kalkması, acil insani yardımın ulaştırılması, tutukluların serbest bırakılması gibi...
Aslında esas gündeme ve resmi müzakerelere geçebilmek için, silahların susması ve perişan halde olan sivillerle insani yardımın başlaması şart. Nedeni de basit:Siyasi çözüme yönelik esas müzakereler zaman alacak. Nedir bu esas sorunlar?Geniş tabanlı bir geçiş yönetiminin kurulması, yeni bir anayasanın ve seçimlerin hazırlanması... Bunlar sahada savaş devam ederken, insanlar bombaların altında veya açlıktan ölürken halledilebilir mi?
İkisi de “savaş yorgunu”
Rusya destekli, Esad yanlısı heyetin halen “görüşmeler için görüşmeler”de bu konuda alacağı tavır Cenevre-3’ün resmen yapılıp yapılamayacağını belirleyecek. Eğer onlardan “insani bir jest” gelmezse, muhalifleri Cenevre”de tutmak herhalde mümkün olmayacak, yani barış umutları daha işin başında suya düşecektir.
Aslında Suriye’de rejim de muhalefet de “savaş yorgunu”.Genelde bu durum savaşanların barışa daha yatkın -ve de yakın- oldukları noktadır.
Artık herkes Suriye sorununun “askeri çözüm”ünün olmadığının farkında. Beş yıldır süren bu savaşı durdurup barışçı bir çözüm üzerinde uzlaşmaktan başka hiçbir seçenek yok.Bunun aksi -yani savaşın devam etmesi- daha fazla ölüm, yıkım ve felaket getirir...
Karar verme mevkiinde bulunanlar da bunu bilmiyorlar mı?Bunu Cenevre-3’teki tutumlarından daha iyi anlayacağız.
Özay Şendir
Öğretmenlik ve sosyal statü
24 Kasım 2024
Didem Özel Tümer
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’dan ABD’ye YPG mesajı: Sineye çekmeyeceğiz
24 Kasım 2024
Abbas Güçlü
Öğretmenler neden mutsuz?
24 Kasım 2024
Zeynep Aktaş
Her şey faizlere kilitlendi
24 Kasım 2024
Ali Eyüboğlu
Aşkın Nur Yengi: ‘‘Rekabet derdimiz yoktu’’
24 Kasım 2024