Suriye’den kalkan Rus savaş uçaklarının iki kez peş peşe Türk hava sahasını ihlal etmeleriyle ilgili yapılan açıklamalar iki soruyu gündeme getiriyor. Birincisi, bu ihlalin bir yanlışlıkeseri mi olduğu, yoksa belirli bir amaçla kastenmi yapıldığıdır. İkinci soru ise, sert tepki ve uyarılara rağmen, bu tür olayların bir daha cereyan edip etmeyeceğidir.
Birinci konuda Moskova ihlalin nedenini “kötü hava şartları”na bağlıyor ve bunda bir kasıt aranmamasını istiyor. NATO ise Rusların öne sürdüğü mazereti geçerli saymıyor ve bunun bir “kaza”veya yanlışlık sonucu olmadığını belirtiyor...
İlk elden “gizli” bilgi sahibi olan bazı yetkililer dışında hiç kimse bu iki versiyonun hangisinin gerçeği yansıttığını bilemez.
Bu bağlamda akla yakın gelen bir tahmin, Rusya’nın Türkiye’nin Kuzey Suriye’de belirli bir derinlikte hava sahasında uyguladığı “angajman kuralları”nı bir nevi “test”etmek istemiş olmasıdır. Yani Suriye hava kuvvetlerinin yapamadığını, şimdi Esad’ın yardımına koşan Rus savaş uçakları denemeyi amaçlamış olabilir...
Hassas bölge
Olay ister “kazaen”, ister “kasten” vuku bulmuş olsun, Türkiye’nin ve NATO müttefiklerinin açıkça verdiği tepki Rusya’nın bundan böyle Türk sınırına yakın hassas bölgede ve hava sahasında “çok dikkatli” olması gerektiğidir.Dolayısıyla, ikinci soruya verilecek yanıt, bu tür olayların tekrarlanmayacağıdır.
Moskova bir daha böyle bir askeri sürtüşme riskialmak, ayrıca Türkiye ile ilişkilerini bozmak ve Batı ile “yüksek gerilim”yaratmak istemez.
Ancak gene de Suriye’de bu ve buna benzer sürtüşmelerin (ve kazaların) önlenmesi için, Türkiye ile Rusya ve de koalisyon ile Rusya arasında bir diyalog ve koordinasyon kurulması şart. Artık Rusya dahil birçok ülkenin Suriye’de askeri bir varlık gösterdiği şu gergin ortamda böyle bir mutabakat ivedilikle sağlanmalıdır.
Yeni gerçek
Rusya’nın Suriye topraklarında askeri bir güç kurmasından ve hava operasyonlarını başlatmasından sonra, artık Suriye’de ABD’nin başını çektiği koalisyon ile Rusya arasındaki yarışın kızıştığı ortada. Aslında bu tehlikeli gidişin, tarafları, yeni oluşmakta olan dengelere göre diplomasi yoluyla çözüm arayışına itmesi ihtimali de artıyor.
Birçok Batılı ülke şimdi, “kısa olması kaydıyla Esad’lı bir geçiş süreci”ne sıcak bakıyor. Öyle görünüyor ki eninde sonunda bu yönde müzakereler başlayacak.
Çözüm için başka yol olmadığı realitesi karşısında, şimdiye kadar “Her şeyden önce Esad gitsin” şartı üzerinde ısrar eden hükümetin de bu konuda daha gerçekçi ve esnek davranması gerekiyor.