Türkiye’nin dış politika alanındaki en büyük avantajlarından biri tarih boyunca hep jeo-stratejik konumu olmuştur. Ülkenin Ortadoğu’dan Balkanlar’a, Karadeniz’den, Akdeniz’e kadar dünyanın en nevraljik bir bölgesinde yer alması, uluslararası camianın kendisine özel bir önem vermesini sağlamıştır.
Türkiye çoğu zaman bu imtiyazlı konumundan yararlanmış, dış ülkeler ihtilaflı hallerde dahi, onu kaybetmemeye veya yanlarına çekmeye gayret etmiştir.
Ama coğrafyanın avantaj sağlamadığı, aksine sıkıntı yarattığı haller de var. Bunun nedeni dünya siyasetindeki olumsuz konjonktür ya da izlenen yanlış politika olabilir.
Halen bu bağlamda yaşanmakta olan bazı örnekler var.
Bunlardan biri Suriye ile ilgili.
Suriye fiyaskosu
Suriye krizi çıktığı zaman Erdoğan hükümeti, Ortadoğu politikasındaki başarılarının verdiği özgüvenle, bu sorunu kendi inisiyatifi ile çözebileceğini ümit etmiş, fakat üstlendiği rol sonuç vermeyince Esad rejimine karşı tavır almıştır. O aşamada Batı Türkiye’nin sınır komşusu Suriye üzerindeki nüfuzuna güveniyordu.
Ama daha sonraki aşamalarda, Suriye’de iç savaş kızıştıkça Türkiye bu jeo-stratejik öneminin avantajından çok, sıkıntılarını hissetmeye başladı. “Açık sınır” politikası sonucunda bir milyona yakın Suriyelinin Türkiye’ye sığınması, halen yaşanmakta olan dertlerden sadece bir tanesi.
Esas sorun, hükümetin Esad’ı devirmek amacıyla muhaliflere maddi-manevi destek sağlarken ortaya çıktı. Türkiye’nin arka çıktığı direnişçilerin safında yer alan El Kaide uzantısı radikal gruplar, bu kez kendi amaçlarını gerçekleştirmeye başladılar. Türk sınırına yakın bölgeleri ele geçirdiler, Reyhanlı’daki gibi eylemler düzenlediler.
Türkiye, ABD’den Rusya’ya ve bir kısım Arap ülkelerine kadar uluslararası camia tarafından cihatçı grupları desteklemekle suçlandı. Suriye’ye müdahale umutları yok olunca, Türkiye yalnızlığa düştü...
Kısacası ilk bakışta Suriye’nin yakın komşusu konumunda olan ve bir ara Ortadoğu meselelerinin halli için aktif rol oynayan Türkiye, halen “jeo-stratejik avantajlar” yerine, siyasal ve sosyal sıkıntılar ile karşı karşıya...
Ukrayna sıkıntısı
Bununla ilgili diğer bir örnek de Ukrayna krizi.
Türkiye’nin kısmen içinde bulunduğu bölgedeki bu krizin Ankara için sıkıntılı durumlar yaratması tehlikesi var.
Hükümet krizin başında Ukrayna’nın toprak bütünlüğünü savundu. Ne var ki Rusya Kırım’ı yuttu. Tatarların yaşadığı bu yarımadanın tekrar Ukrayna’ya iadesi hayali bir yana, tam aksine şimdi Ukrayna’nın Doğu bölgesini de Ruslara kaptırmasından korkuluyor.
Türkiye bir Karadeniz ülkesi ve Boğazların sahibi. İlk bakışta bu Türkiye’nin jeo-stratejik değerini artıran bir faktör. Ama Ukrayna krizi bu avantajı da sıkıntıya çevirebilir.
Rusya son günlerde ABD savaş gemilerinin Boğazlardan geçerek Karadeniz’de boy göstermesinden rahatsız. Moskova bu gemilerin Montreux anlaşmasında öngörülen süreden fazla Karadeniz’de kaldığını öne sürerek Ankara’yı baskı altında tutmaya çalışıyor.
Evet, Türkiye neredeyse bütün önemli dünya olaylarının cereyan ettiği bir coğrafyada yer alıyor. Bu bir avantaj sayılabilir, ama bazen de dert de yaratabilir...