Geçen cuma günkü yazımızda, Türk-Rus ilişkilerinde son zamanlarda yaşanan anlaşmazlıklara rağmen, iki ülkenin iş birliğini sürdürebildiğini, bunun benzer olaylar için de ibret verici bir örnek oluşturduğunu belirtmiştik.
O yazının bir devamı olarak, bu örneğin Türkiye’nin Batı dünyasıyla ilişkileri açısından ne kadar geçerli olduğunu inceleyelim.
Bu bağlamda şu iki soruyu yanıtlamak gerek: Birincisi, Türkiye ile Batı arasındaki anlaşmazlıkların temel nedenleri nedir ve bunlar Rusya ile uyuşmazlıklardan ne kadar farklıdır? İkincisi de, Türkiye ile Batı ülkeleri arasındaki anlaşmazlıkların, Türk-Rus örneğinde olduğu gibi, diyalog ve iş birliği sürdürülerek ele alınması mümkün mü?
***
Türkiye’nin Batı ile anlaşmazlıklarının listesi, Rusya’nınkinden daha uzun olduğu gibi, nitelikleri bakımından da daha ciddi ve karmaşık.
- Batı derken, çok geniş bir coğrafyayı ve pek çok devleti kastetmiş oluyoruz. Dolayısıyla anlaşmazlıklarda da Türkiye’nin karşısında (Rusya ile olduğu gibi tek bir blok değil, çok ülke ve ona göre farklı çıkarlar ve pozisyonlar söz konusu oluyor.
- Batılı ülkelerle anlaşmazlıkların en önemli özelliği, sorunların direkt iki tarafın çıkarları ve tutumlarıyla ilgili olmasıdır. Örneğin son olarak Fransa ile anlaşmazlık, Doğu Akdeniz krizine ilişkin bir çıkar sürtüşmesinden kaynaklanıyor. Yunanistan ile de sorun Doğu Akdeniz ve Ege’yi kapsayan coğrafyadaki deniz ve hava sahalarında egemenlik haklarıyla ilgili direkt çıkar çatışmasına dayanıyor... ABD ile anlaşmazlıkların çoğu da direkt çıkar sürtüşmesiyle ilintilidir: Örneğin ABD’nin YPG’ye verdiği destek veya FETÖ’yü himayesi altına alması gibi...
- Batı ile anlaşmazlıkların ciddi kriz ve gerilimlere yol açmasının bir nedeni de, Ankara’ya karşı yaptırım gibi baskı politika- larının uygulan- masıdır. Bu da Türkiye’nin sert tepkilerine yol açıyor. Oysa Rusya ile (uçak düşürme olayından sonra dahi) normale dönüş ve iş birliğine yöneliş için karşılıklı bir anlayış gösterilmişti.
- Batı ile anlaşmazlıklardan biri de, Türkiye’deki insan hakları ve özgürlükler ile ilgilidir. Rusya’nın böyle bir derdi olmadığı için bu bir anlaşmazlık konusu olmuyor.
- Batılıların kanısı Türkiye’nin son zamanlardaki stratejik davranışının, Batı’dan uzaklaştığını, hatta ona karşı çıktığını gösteriyor. Anlaşmazlığın temelindeki neden de, Türkiye’nin eskisinden farklı daha bağımsız ve kendi çıkarlarına odaklı politikalar geliştirmesidir. Ankara bunu açıkça seslendiriyor ve zaman zaman Batı’ya meydan okumaktan da çekinmiyor...
***
Bu anlaşmazlıklara rağmen, Batı ile iş birliğinin (Rusya ile olduğu gibi) sürdürülmesi ne kadar mümkün sorusuna gelince: Elbet Rusya örneği ibret vericidir ve bu durumda da uygulanmasında büyük yarar vardır. Yeter ki olabilsin...
Yukarıda belirttiğimiz gibi, Batı ile anlaşmazlıkların niteliği farklı, daha derin ve karmaşık, yani çözümü daha zor.
Esas mesele, çözümün diplomasiyle, uzlaşı temelinde barışçıl yöntemlerle halledilmesinin ne kadar arzu ve tercih edildiğidir. Rusya ile ilişkilerde gerek Ankara gerekse Moskova bu konuda ortak bir irade gösterdi, oturup tartıştı ve anlaşma yolunu açtı.
Şu anda Türkiye-Batı ilişkilerinde böyle bir anlayış ve kararlılık pek görülmüyor doğrusu...
Bununla beraber, Rusya ile başarılı olan deneyimin, Batı ile ilişkilerde de uygulanması şimdilik daha çok bir temenniden ibaret sayılıyorsa da, diğer alternatiflere kıyasla bir tercih nedeni olmalıdır.