Herkese Merhabalar,
Bugün sizlere ağzımızda saklı olan hayati fonksiyondan; tükürüklerden bahsedeceğim.
Vücudumuzdaki her organda görülebileceği gibi tükürük bezlerinde de birtakım hastalıklar yaşanabilir. Bugün daha çok tükürük bezi tümörlerinden ve tedavi yöntemlerinden bahsedeceğim.
Tükürük, yüz bölgemize yakın 6 adet ve ağız içinde damakta bulunan yüzlerce tükürük bezinde salgılanır. Tükürük tat almaya yardımcı olurken aynı zamanda, diş minesini korur, ağız içinin nemli kalmasını sağlar.
Tükürük bezlerinde görülen en sık hastalık, “tükürük bezi enfeksiyonları” ve taş oluşumudur. Tükürük bezlerinde oluşan enfeksiyonlardan farklı olarak tükürük bezi tümörlerinin oluşumu da görülebilmektedir.
Uzun Süren Şişliklere Dikkat!
Tükürük bezlerinde görülebilen tümörleri, genellikle kulak altı ve önünde, çene altında ya da çene altının orta hattında gözlemleyebiliyoruz. Tükürük bezi tümörleri, iki haftadan daha uzun süren şişlikler ile birlikte ortaya çıkmaktadır.
Bu tümörler çoğunlukla ağrısızdır. Ayrıca tümörler, yavaş büyüme eğilimindedir. Tümörlerin büyük bir çoğunluğu parotis bezinde, yani kulak önü ve altı tükürük bezinde görülür. Parotis bezindeki tümörlerin yüzde 80'i ise sevindirici bir
Herkese Selamlar,
Sizler için her hafta farklı konuları mercek altına almaya özen gösteriyorum.
Bu hafta ise, “Erkekler ve Güzellik” konusunu işlemek istedim.
Estetik uygulamaları artık lüks olmaktan çıkarak ihtiyaç haline gelmiştir.
Türkiye'de estetik algısı son dönemlerde büyük bir değişikliğe uğradı. Estetik müdahalelerle, dış görünümünü değiştirmek isteyen hastaların, ameliyatlar sonrasındaki en önemli beklentileri: “Doğal görünüm” yani “estetik müdahale yapıldığının belli olmamasıdır.”
Türkiye'de estetik uygulamaları, kadın hastalara daha fazla uygulansa da erkekler tarafından da tercih edilen bir alandır. Yapılan araştırmalar bu durumu da destekler niteliktedir.
Dış görünümlerini değiştirmek isteyen her 100 kişiden 70’i kadın 30’u da erkektir. Her geçen yıl ile birlikte, estetik uygulama yaptırmak isteyen erkek hasta sayısı da artmaktadır.
Bugün sizlere, estetik uygulama yaptırmak isteyen erkek hastaların en fazla tercih ettiği, ameliyatsız medikal estetik uygulamalarının birkaçı hakkında bilgiler vereceğim.
Bugün sizlere birçok kişinin yaşadığı sağlık problemlerinden olan “Horlama” konusunun detaylarından bahsetmek istiyorum.
Horlama toplumda çok sık görülen ve rahatsızlık yaratan bir durumdur.
Genellikle pek önemsenmez ancak çok önemli sağlık problemlerinin habercisi olabilir. Hepimiz bazı geceler horlayabiliriz ancak haftanın 7 gecesinin 5'inde horluyorsak ve bu durum sürekli bir hal aldıysa horlama bizim için bir problem olmuş demektir. Bazı kişiler devamlı olarak horlarken, kimilerinde ise bu durum hiç yaşanmayabilir.
Gençlik dönemlerinde bu problemle hiç karşılaşmayan kişiler de, ileri yaşlarda horlamaya başlayabilirler.
Peki horlamaya sebep olan etkenler nelerdir?
1-) Genetik Yapı
Bu etkenlerin başında ailemizden genetik olarak bize geçen; çene, geniz, boğaz, boyun ve dil kökü yapılarımızın şekli gelmektedir. Bazı kişilerde bu bölgeler doğuştan dar olduğundan, horlamaya yatkınlık zaten mevcuttur.
Merhabalar Sevgili Okurlar,
Bademcik iltihaplanmaları sık yaşanan problemlerin başında gelmektedir. Peki okul çağındaki çocukların sıkça geçirdikleri hastalıklardan biri olan bademcik iltihapları önlenebilir bir problem midir?
Kalabalık Enfeksiyon Riskini Artırıyor
Okullarda çocuklar kapalı ve kalabalık ortama daha fazla maruz kalıyorlar. Dolayısıyla bu durum enfeksiyon risklerini maksimuma çıkarıyor. Bunun yanında soğukların giderek arttığı kış ayları, nezle ve griplerin en sık görüldüğü dönemlerdir.
Mutlaka El Yıkama Alışkanlığı Kazandırın
Burada ebeveynlerin dikkat etmesi gereken şey, nezle ve gripleri önlemeye çalışmaları olacaktır. Bu hastalıkları önlemek için izlenmesi gereken bazı adımlar vardır. Aileler bu konuda çocuklarını iyi gözlemlemeliler. Eğer ki çocuklarında nezle ve grip sorunları çok sık yaşanıyorsa, bir çocuk doktoruna danışarak önlem amacıyla grip aşısı yaptırabilirler.
Bunun yanında aileler çocuklarına el yıkama eğitimleri vermelidir. Çocuklara bu alışkanlığı kazandırmak grip ve nezle gibi hastalıkların önlenmesinde çok çok büyük önem taşımaktadır.
Merhaba Kıymetli Okuyucularım,
Bugün sizlere ‘burun estetiği ameliyatı öncesinde dikkat edilmesi gereken noktalardan' bahsetmek istiyorum.
Konforlu Ameliyat Süreci İçin…
Her ameliyattan önce olduğu gibi, burun ameliyatı öncesinde de bazı önemli konulara dikkat ederseniz daha konforlu ve sağlıklı bir ameliyat süreci geçirir ve ameliyatın olası sakıncalarından da korunmuş olursunuz.
Ameliyattan önce yapacağınız son görüşmede doktorunuza; sağlığınız, mevcut hastalıklarınız, kullandığınız ilaçlar ve ilaçlara karşı hassasiyetleriniz konusunda ayrıntılı bilgiler veriniz. Bu konuların çoğu ameliyat olmanızı engellemez, ancak gerekli tedbirler alınarak ameliyat sırasında oluşabilecek problemler engellenmiş olur.
Bu Hastalıklara Dikkat!
Tansiyon, şeker, tiroid hastalığı (guatr), kansızlık ya da kanamaya yatkınlık yaratan başka bir kan hastalığı, solunum yolu hastalıkları ve astım en sık görülebilecek ve ameliyat sırasında problem çıkarabilecek durumlardır.
Doktorunuza bu hastalıklardan ve tedavisi için kullandığınız ilaçlardan mutlaka bahsetmelisiniz. Doktorunuz gerekli görürse bu hastalıklarınız için ilgili doktorlar tarafından muayene edilmenizi ve tedavinizin düzenlenmesini isteyebilir.
Selamlar Sevgili Okuyucularım,
Bu hafta sizlere burun ile ilgili olan ‘Septoplasti’ konusuyla ilgili bilgiler vermek istiyorum. Eminim ki, aranızda nefes ya da kıkırdak eğriliği problemi yaşayanlar bu yazımı ilgiyle okuyacaktır.
Sizlerin de bildiği gibi burun tıkanıklığı, günlük yaşamda zorluğa ve uyku kalitesinin düşmesine neden olabilir. Önde kıkırdak ve arkada kemikten oluşan burun orta bölmesinin eğrilikleri, burun tıkanıklığının en önemli sebebidir.
Septum deviasyonu olarak isimlendirdiğimiz bu sorun sinüzitlere, burun kanamalarına ve bazen baş ağrılarına da yol açabilir.
Septoplasti Cerrahi Bir İşlemdir
Septoplasti; burun içindeki kıkırdakta doğuştan ya da sonradan meydana gelen eğriliğin giderilmesi için yapılan bir cerrahi işlemdir. Her burun eğriliği cerrahi işlem gerektirmeyebilir. Fakat burundaki bu eğrilik solunum güçlüğüne yol açıyorsa mutlaka düzeltilmelidir. Böylece solunum sorunu ortadan kalkar ve hayat kalitesi yükselir.
Burnun iç bölgesini 2 ayrı bölüme ayıran bir yapıya sahip olan septum, kıkırdak ve kemikten oluşan kompleks bir anatomiye sahiptir. Teknik açılardan ise 5 ayrı bölgeye ayrılır.
Ön bölgelerde bulunan eğrilikler ağırlıklı olarak solu
Herkese Selamlar,
Bu hafta sizlere belki de daha önce hiç duymadığınız bir kulak hastalığı olan ‘Otoskleroz’dan bahsetmek istiyorum.
Hastaların birçoğunda doktora başvurmalarını gerektiren, fısıltı ve hafif seslerin duyulamaması, kulakta çınlama ve işitme kayıpları gibi problemlere yol açabilen ‘Otoskleroz Hastalığı’, orta kulakta, kulak zarının arkasındaki kemikçiklerde, özel bazı bölgelerde kireçlenmeler sonucu meydana gelir. Tedavi edilmezse hastaların iş ve sosyal yaşamlarını durdurma noktasına getirebilir.
Otoskleroz Hastaları Kalabalıkta Daha İyi Duyuyorlar!
“İç kulak kireçlenmesi” olarak bilinen otoskleroz hastalığı, işitme kaybının sık görülen nedenlerinden birisidir. Otoskleroz; tedavisi mümkün olan, iç kulak sinirlerini, ancak hastalık ilerlediğinde tahrip eden, çoğunlukla ses iletimini engellediği için işitme kaybına yol açan bir hastalıktır.
Hastalığın genetik olarak aileden geçişi söz konusudur. Yani aile bireylerinde bu hastalık olan kişiler hastalığa daha yatkındır. Bunun yanında kadınlarda ise erkeklere oranla daha sık rastlanmaktadır. Genellikle genç erişkinlik yaşlarında (20-30 yaşlarında), tek ya da iki kulakta işitmenin yavaş yavaş azalmaya başlaması ile belirti
Merhabalar Değerli Okuyucularım,
Sizlere bu hafta, özellikle son dönemlerde gündemde olan ‘Profiloplasti’ konusundan bahsetmek istiyorum.
Bu telaffuzu zor olan tıbbi adlandırmayı daha önce hiç duymamış olabilirsiniz. Fakat yazının sonunda konuya her yönüyle hâkim olacağınızı düşünüyorum.
Profiloplasti Ne Demek?
Profiloplasti; yüzün profilinin düzeltilmesi anlamına gelir. İhtiyaç görülen bölgelere uygulanan operasyonlardır.
Leonardo Da Vinci’nin yıllar önce ortaya koymuş olduğu altın oran kavramına bağlı olarak yapılan müdahalelerde temel amacımız hastalarımızı doğal ve uyumlu yüz hatlarına kavuşturmaktır. Bu müdahaleler sayesinde kişi estetik bir profile sahip olmuş olur.
Çok eski çağlardan bu yana, mimaride, sanatta ve anatomide saptanmış ve kullanılan 'Altın Oran' kavramı;
Bir bütünün parçaları arasında gözlemlenen uyum açısından en yetkin ve en güzel görünen boyutları yakaladığı düşünülen bir orandır. Yüz estetiğinde ise bu oran bütün yapı ve alt parçalar arasındaki orandır.