Dünya haritasını açtım. Sanki ilk kez görüyormuş gibi, Türkiye’nin haritadaki konumuna uzun uzun baktım. Türkiye üzerine konuşurken, siz de öyle yapın bence.
Ülkemiz doğu batı arasında sadece bir köprü mü? Çok daha fazlası. Kültürlerin bir kavuşma noktası mı? Daha fazlası.
Bir gün gezegen kendi içine doğru emilecek olsa, işte o emiş noktası. Dünyanın gerçek merkezi. Bu ölesiye değerli topraklarda yaşamak da kolay olmuyor elbette. Etrafımızda dikkatimizi nereye vereceğimizi şaşırdık.
Suriye’ye “terör ülkesi” tanımının yapılmasına sesini çıkarmayan Esad ülkeyi terk edince, PKK/YPG sözcüleri ABD ve İngiltere’ye mesaj göndermeye başladılar: “Bizi terk etmeyeceğinize söz vermiştiniz. Sözünüzü tutun.”
Esad da Suriye’den gitmeden önce kendisini destekleyen ülkelere, “Beni yalnız bırakmayın” talebinde bulunmuş. Ama bıraktılar, işe yaramadı.
Zelensky, Putin’e kafa tutma gücünü, ABD ve Avrupa ülkelerinden almıştı. Sırtını onlara dayayarak halkını felakete sürükledi. Şimdi onlara, “Beni bırakmayın” diye yalvarmadığı kalıyor.
Gücü kendimiz dışındaki bir odaktan transfer etmek, başka odağa teslimiyet, iyi sonuçlar getirmez. Potansiyelimize yoğunlaşmayı ihmal etmemize neden olur. Üstelik gittikçe akışkanlaşan dünyada, ilişkileri sabitleyemeyiz.
Bauman “Siyaset Arayışı”nda, günümüzde her tür ilişkinin, bozulmak için kurulduğunu söyler. Kadın-erkek ilişkileri, arkadaşlıklar, ticari iş birlikleri, devletler arası ilişkiler, istisnasız her türlü ilişki için geçerlidir. Başkasına muhtaçlık düzeyinde teslimiyet, son kertede mutlak terk edilmeyle sonuçlanır.
Mustafa Kemal’den bugüne, “tam bağımsızlık” vurgusunun önemi, her geçen gün daha artıyor. Ülkemizin milli savunma yatırımları da bu bağlamda düşünülmelidir.
Yılın kelimesi
Kültür emperyalizminin dili İngilizcedir. Her yıl, İngilizce “yılın kelimesi” açıklanır, üzerinde düşünürüz. Yöneticisi olduğum İletişim Araştırmaları ve Uygulama Merkezi koordinasyonunda Ankara Üniversitesi ve Türk Dil Kurumu, Türkiye’de yılın kelimesini seçmek için iş birliği yaptı.
Dil konusunun en yetkin Fakültesi DTCF’yi odağa alarak, Türkçe bilgisine güvenilen isimlerden bir değerlendirme kurulu oluşturuldu. Önerilen 30’a yakın kelimenin gerekçeleri değerlendirildi, seçilen 7 kelime halk oyuna sunuldu: “Kalabalık yalnızlık”, “merhamet”, “yabancılaşma”, “algoritma”, “yozlaşma”, “yapay zekâ”, “dijital yorgunluk”.
Hepsi içimize sindi. Bakalım sonuç ne olacak?
İletişim notları
Bir, Ortadoğu’da olup bitenler genellikle ABD üzerinden analiz ediliyor. Halbuki Ortadoğu özellikle Suriye, İngiltere’siz okunamaz.
İki, CHP’nin yerel seçimlerde kazandığı moral üstünlüğü, yeniden AK Parti’ye kaptırmış olmasında miyop siyaset tarzının rolü vardır.
Üç, Suriye karmaşasında her kafadan bir ses çıkarken, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın zafer çığlığı atmayan, sakin, sağduyulu yaklaşımının son derece önemli olduğunun altını çizmek gerek.
Dört, Trump’ın Cumhurbaşkanı Erdoğan’a dizdiği övgüler güzel. Ve fakat Trump gibi “borderline” kişilerin, duygudan duyguya geçişleri ani olur, her duruma hazır olmak zorundayız.
Beş, Şam’da dikkatleri üzerine çeken MİT Başkanı İbrahim Kalın’ın türkü sevdalısı olduğunu bilen var mı? Bir sohbet ortamında dinlemiştim kendisini, saz çalıp türkü söylemişti. Gösterişten uzak, mütevazı bir adam hedefi vurmayacak oku atmaz, bir bildiği vardır.