Beyanname verme süresi mali tatil süresi içinde (1-20 Temmuz) kalan vergi, resim ve harç beyannameleri için merak edilecek bir şey yok. Bu beyannamelerin verilme süreleri, mali tatilin son gününü izleyen tarihten itibaren yedi gün uzuyor...
Temmuzda başlayan mali tatil, 20 Temmuz Perşembe mesai saati bitiminde sona erdi. 5604 sayılı Mali Tatil İhdas Edilmesi Hakkında Kanuna göre, beyanname verme süresinin son günü mali tatil süresi içinde (1-20 Temmuz tarihleri arasında) kalan ve Maliye Bakanlığı tarafından belirlenen vergi, resim ve harç beyannamelerinin verilme süreleri, mali tatilin son gününü izleyen tarihten itibaren yedi gün uzuyor.
Yine aynı kanuna göre, mali tatilin sona erdiği günü izleyen yedi gün içinde biten kanuni ve idari süreler, mali tatilin son gününü izleyen tarihten itibaren yedinci günün mesai saati bitiminde sona ermiş sayılıyor.
Buna göre, beyanname verme süresinin son günü 1-20 Temmuz tarihleri arasında kalan vergi, resim ve harç beyannameleri 27 Temmuz Perşembe günü mesai saati bitimine kadar verilebilecek. İsteyen mükellef, beyannamelerini 27 Temmuz’u beklemeden daha önce de verebilecek.Örneğin, Haziran 2017 dönemine ait gelir ve kurumlar vergisi stopajlarına ilişkin muhtasar beyannameler, Nisan-Haziran 2017 dönemine ait üç aylık muhtasar beyanname ve Haziran 2017 dönemine ait damga vergisi beyannamesi gibi beyannameler 27 Temmuz Perşembe günü mesai saati bitimine kadar verilebilecek.
Ödeme süresi
Beyanname verme süresi mali tatil nedeniyle uzamış olan vergilerde ödeme süresi (aynı ay içinde kalmak kaydıyla), uzayan beyanname verme süresinin son gününden itibaren üçüncü günün mesai saati bitimine kadar uzamış sayılıyor. Buna göre, kanuni verilme süresi 1-20 Temmuz ve mali tatilin sona erdiği günü izleyen 7 gün (21-27 Temmuz) içinde kalan beyannamelere ilişkin vergilerin ödeme süresi 31 Temmuz’da sona erecek. Ancak isteyen mükellef, 31 Temmuz’u beklemeden ödeme yapabilecek. İkmalen, resen veya idarece yapılan tarhiyatlara ilişkin olup vadesi 1-20 Temmuz tarihleri arasına rastlayan vergi, resim ve harçlar ile vergi cezaları ve gecikme faizlerinin ödeme süresi de 27 Temmuz Perşembe günü mesai saati bitimine kadar uzamış sayılacak. Talepte bulunma süresinin son günü 1-20 Temmuz tarihlerine rastlayan ikmalen, resen veya idarece yapılmış olan tarhiyatlara ilişkin olarak, 27 Temmuz günü mesai saati bitimine kadar uzlaşma veya cezada indirim talebinde bulunulabilecek.
Dava açma süresi
İkmalen, resen veya idarece yapılan tarhiyatlara karşı, vergi/ceza ihbarnamesinin tebliğ tarihinden itibaren 30 gün olan dava açma süresi, mali tatil süresince işlemiyor. Buna göre, dava açma süresinin mali tatile rastlaması nedeniyle mali tatil süresince işlemeyen süreler, 20 Temmuz sonrasına eklenecek. Mali tatil nedeniyle uzayan dava açma süresinin son gününün 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu uyarınca çalışmaya ara verme süresine rastlaması durumunda ise dava açma süresi, çalışmaya ara vermenin sona erdiği günü izleyen günden itibaren yedi gün uzayacak.
‘Fazla vergi vergiyi öldürür’
Yazının başlığı, bir Fransız atasözü... Bu söz, vergiler aşırı yükseltildiğinde refleks olarak vergisiz alanlara kayma yaşanacağını anlatıyor. Vergisiz alanlara kayma, devletin umduğu geliri toplayamamasına neden olur. Başka bir deyişle, uygulanan vergi oranının yüksek olması, toplam vergi gelirlerinin de aynı oranda artacağı anlamına gelmiyor. Bizim sözlerimizle ifade edecek olursak; vergide ölçü kaçırılırsa “evdeki bulgurdan olunması” söz konusu olabiliyor.
Alkollü içkilerdeki ÖTV artışı bu duruma iyi bir örnek oluşturuyor. Yüksek oranlı vergiler bu tür ürünlerde kaçakçılığı teşvik ediyor. Vergi artışı sadece kaçakçılıkla sonuçlanmıyor. Vergi, sayesinde literatüre “sahte içki” kelimesini yerleştirmiş durumdayız.
Cari açığın giderek daha ciddi bir risk oluşturduğu bizim gibi ekonomiler için turizm gelirlerinin yaşamsal önemi var. Turizm alanında rakibimiz durumunda olan ülkelerin, pastadan daha fazla pay almak için “karalama” kampanyası yapması ise vakayı adiyeden...
Anlamsız ısrar
Sahte içki olayında ise turizmdeki yabancı rakiplerimizin ekmeğine “kendi ellerimizle” yağ sürüyoruz. Sahte içkiden zehirlenme hatta ölüm olaylarının haber yapılmasına itirazımız yok. İtiraz ettiğimiz nokta, yetkililerin bu tabloyu okuyamamakta ısrar etmeleri...
Turizm sektörü, uluslararası rekabetin kıyasıya yaşandığı sektörlerden biri... Turistler açısından ziyaret edilmesi düşünülen ülkelerin tarihi, kültürel ve doğal özelliklerinin büyük önemi var. Ancak daha da önemlisi, gidilmesi düşünülen ülkedeki fiyatlar. Kısacası, kaliteyi ucuza alabilmek turistler açısından da önemli bir öncelik. Anlayacağınız, turizm sektöründe kelimenin tam anlamıyla “kendi ayağımıza sıkıyoruz.”
Yüksek oranlı vergiler nedeniyle ortaya çıkan sorunlar sadece alkollü içkilerle sınırlı değil. Aynı konu, motorinden alınan yüksek vergiler için de geçerli. Biraz taşımacılık sektörüyle ilgisi olanlar bilir. Kamyon, TIR ve otobüslerin günümüz koşullarında motorinle çalışarak para kazanmaları mümkün değil. Bunun yerine “10 numara yağ” adı verilen bir karışımı kullanıyorlar.
Sadece içkide değil
Bu yağın kullanımı öylesine yaygınlaştı ki yol kenarlarında ilkel tezgâhlarda “uluorta” satışının yapıldığına tanık olmak sıradanlaştı.
Yüksek vergiye karşı geliştirilen bu tür “alternatif çözümler”, devletin dolaylı vergileri almaması sonucunu ortaya çıkarmakla kalmıyor. Ayrıca sektörün tamamının kayıt dışı olması nedeniyle dolaysız vergiler açısından da kayıp yaratıyor...
GÜNÜN SÖZÜ
“Hayatta herkes yanlışlık yapar, sadece ahmaklar yanlışlıklarında ısrar eder.” (Cicero)
Özay Şendir
Öğretmenlik ve sosyal statü
24 Kasım 2024
Didem Özel Tümer
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’dan ABD’ye YPG mesajı: Sineye çekmeyeceğiz
24 Kasım 2024
Abbas Güçlü
Öğretmenler neden mutsuz?
24 Kasım 2024
Zeynep Aktaş
Her şey faizlere kilitlendi
24 Kasım 2024
Ali Eyüboğlu
Aşkın Nur Yengi: ‘‘Rekabet derdimiz yoktu’’
24 Kasım 2024