Prof. Dr. Erol Ulusoy

Prof. Dr. Erol Ulusoy

erolulusoy@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Başlık size tuhaf bir çağrışım yaptırabilir. Ancak Yargıtay yeni bir kararı ile, İstanbul’da bir ticaret mahkemesinin vermiş olduğu, şirketlerin ana sözleşmelerinde yazan işletme konuları dışında da faaliyette bulunabileceğine ilişkin karar onadı. Bu şu anlama gelmektedir, ana sözleşmesinde ne yazarsa yazsın her şirket her konuda çalışabilir, ticaret yapabilir.

Eskiden kurulan şirketlerin ana sözleşmelerine ilgili ilgisiz yüzlerce konu yazılırdı. Farzı mahal, 100 bin TL sermayeli bir şirketin kurucuları, sadece market işletecek olsalar da, ileride ne olur ne olmaz diyerek, uzay sanayi, madencilik, inşaat, turizm, ilaç sanayi gibi ilgisiz bir çok konuyu ana sözleşmelerine yazarlardı.

Haberin Devamı

Bunun sebebi de, şirketlerin ana sözleşmelerinde yazanlar dışında faaliyette bulunmalarının hukuken mümkün olmamasıydı.

Bunun sebebi biz hukukçuların “ultra vires” diye nitelendirdiği kurama ilişkin eski TTK’daki kuraldır. “Ultra vires” kısaca, ticaret şirketlerinin ana sözleşmelerinde yazılı olan konuların dışında hukuk işlem yapamayacakları anlamına gelir.

Yeni Ticaret Kanunu ile 2012’den itibaren, bir şirketin yaptığı işlemin işletme konusu dışında kaldığının karşı tarafça bilinip bilinmediğine göre sonuç bağlanmıştır. Örneğin özel hastane işleten bir şirkete bir maden sahası satan kişi, bu satış işleminin madeni satın alan şirketin işletme konusu dışında kaldığını biliyorsa, satış sözleşmesi geçerli olur, bilmiyor veya bilebilecek durumda değilse geçerli olmaz. İlginç değil mi?

Sembolik alan yeterli

Daha da ilginci var: Yargıtay’ın onadığı karara konu olan davada, bir Kamu İktisadi Kuruluşu altın ticareti yapmaya başlar. İstanbul Kuyumcular Odası, kuruluş kanununda yer almayan bir konuda ticaret yaptığı için Kamu İktisadi Kuruluşuna karşı haksız rekabet davası açar. Dava açıldıktan iki ay sonra, altın ticareti yapan Kamu İktisadi Kuruluşu özel bir kanunla anonim şirkete dönüşür. Anonim şirkete dönüştüğü özel kanunda dahi faaliyet konuları arasında altın ticaret bulunmaz. Ancak ticaret mahkemesi, “ultra vires”in kaldırıldığı, şirketlerin kanunla ya da ana sözleşme ile belirlenen faaliyet konuları dışında da ticaret yapabilecekleri gerekçesi ile haksız rekabet davasını reddeder.

Haberin Devamı

Ana sözleşmeye sadece sembolik olarak bir tane faaliyet konusu yazılması yeterlidir. Ana sözleşmesinde faaliyet konusu olarak yolcu ve eşya taşımacılığı yazan bir anonim veya limited şirket, Yargıtay’ca onanan karara göre ana sözleşmesinde yazılı olmasa da mobilya fabrikası da işletebilir, organik tarım işletmesi de işletebilir.

Ticaret unvanı “Otel ve Turizm İşletmeciliği Limited Şirketi” olan bir şirket, bakır madeni işletebilir, motor yağı üretip pazarlayabilir.

Yargıtay tarafından onanan ticaret mahkemesi kararının eleştirilmesine gerekçe olacak hukuki hükümlere burada yer vermem mümkün değil.

Ancak kararı da, sınırsız serbestlik gibi anlamamak gerekir. Faaliyeti özel izne tabi olan bankacılık, sigortacılık gibi alanlarda faaliyet göstermek bakımından bir şey değişmedi. Hiçbir şirket bahsettiğimiz ticaret mahkemesi karaTrına dayanarak, ana sözleşmemde yazmıyor ama ben de bankacılık yapacağım diyemez.

Haberin Devamı

Sorularınız - Cevaplarımız

Dört ay önce genel kurulda yönetim kurulunun ibrasına karşı oy kullandım. Yönetim kuruluyla anlaşırım diye iptal davasını hemen açmamıştır. Süreyi kaçırdım mı?

- Evet, maalesef iptal davası açma süresi üç aydır ve bu süre hak düşürücü bir süredir, yani şirket itiraz etmese bile hakim sürenin kaçırılıp kaçırılmadığını kendisi kontrol eder.

Şirkette % 50 - % 50 iki ortağız. Genel kurul toplantılarında anlaşamıyoruz, benim olumlu oy kullandığıma ortağım olumsuz, ortağımın olumsuz oy kullandığına ben olumlu oy kullanıyorum. Genel kurul karar alamıyor. Ne yapalım?

- Bu duruma “genel kurulun “kilitlenmesi” de denir. Genel kurulun kilitlenmesi demek, artık karar alamadığından şirketin feshi sebeplerinden birisi meydana gelmiş demektir. Şirketin feshini dava etmekten başka çare yok. Kayyım atanması da düşünülebilir, ama kayyım atanması geçici bir tedbirdir.

Adli tebessüm

Avukat, boşanmak isteyen bayana sorar:

Kocanız içki içer mi?

Hayır!

Şiddet uygular mı?

Hayır!

Peki aile içi sadakat nasıl?

Hah tamam, buradan onu yakaladık, iki çocuğumun ikisi de ondan değil!

İlk söz son söz olsun:

Çelişkili davranma yasağı -venire contra factum proprium- herkes içindir!