Cleveland Clinic‘deki 10’uncu inovason zirvesinde bilim insanları, doktorlar, mühendisler, girişimciler, endüstri önderleri 3 gün boyunca insan sağlığını iyileştirecek yenilikleri konuştular ve 2016’da ses getireceğini düşündükleri 10 inovasyonu seçtiler
Henüz piyasaya sürülmemiş olsa da Ebola için 1 yıl içinde 5 aşı geliştirildi. Bunlardan biri Ebolalı biriyle temas etmiş 4 bin kişi üstünde denendi. Aşının yapıldıktan 10 gün sonra yüzde yüz koruma sağladığı görüldü.
Ebola vurüsünün özelliklerini taşıyan bir parçasının kullanıldığı bu aşı hastalığa yol açacak kadar güçlü değil ama aşılanan kişinin virüse karşı bağışıklık geliştirmesi için yeterli. Kısa sürede geliştirilen bir diğer aşı da ABD’de birkaç üniversitede salgınlara ve ölumlere yol açan bir tür menenjit mikrobuna karşı bağışıklık oluşturuyor.
Belli genetik özellikleri olan kanserlere yönelik ilaçlar için daha küçük ve kısa süreli araştırmalar yapılıyor.Hastaların iyileşmesi ve genetik özelliklerdeki düzelmeler saptanarak sonuca varılıyor.
Bu hızlı yöntem, özellikle az ömrü kalmış, kanseri ileri evrede olan hastalar için bir ümit oluşturuyor. Doktorlar, genetikçiler ve istatistik uzmanlarından oluşan ekipler bu yolla sadece ilaçları sınamakla kalmıyor, yeni tanı yöntemleri ve koruyucu önlemleri geliştirmek için de çalışıyor.
Kısa adı CRISPR olan bu yöntemde hücrenin çekirdeğine özel hazırlanmış kimyasal bir tamirci gönderiliyor. Kromozomdaki DNA’nın değiştirilmek istenen bölümü kesilip çıkarılıyor ve yerine istenilen genetik bilgi koyuluyor. Kısa sürede ve çok ucuza yapılabilen böyle bir işlemin genetik sorunlardan, çaresiz bulaşıcı hastalıklara kadar birçok çözümsüz derde deva olacağı düşünülüyor.
Lakin CRISPR insanlık için büyük bir umut olduğu kadar ciddi bir tehlike de oluşturuyor. Uzmanlar tedbir alınmazsa, sipariş bebek yaratmanın hatta daha kötü olayların yolu açılabilir diye endişe ediyor.
Toplanan lağım yüksek ısıda kaynatıldıktan sonra elde edilen buhar içme suyuna dönüştürülüyor. İşlem sırasında ortaya çıkan ısı arıtma makinası için gerekli olan enerjiyi sağlıyor.
Bu arıtma sisteminin 100 bin kişilik bir şehrin lağımından 43 bin kişiye yetecek temiz su üretilebileceği bildiriliyor. İlk olarak kurulacağı yer olan Dakar’da yaşayan her 4 Senegalli’den birinin evinde elektrik ve su olmadığı düşünülecek olursa bu sistemin sağlıkta ne kadar büyük bir iyileşme yaratacağı anlaşılır.
Lağımdan elde edilen temiz suyu içerek işleme olan güvenini gösteren Bill Gates’in desteklediği bu girişimin önümüzdeki yıllarda yaygınlaşması bekleniyor.
Modern tıbbın en büyük başarılarından biri doğum öncesi ve sonrasında sağlıkla ilgilidir. Bugün anne karnındaki bebeğin sağlıklı olması için neler yapılması gerektiği biliniyor ve çeşitli yöntemlerle gelişimi izleniyor. Bebeğin Down sendromu veya benzeri bir genetik sorunla doğacağı bir ölçüde de olsa, yapılan kan testleri ve ultrasonla öngörülebiliyor.
Böyle bir teşhis şüphesi varsa amniyosentez gibi, az da olsa riski olan, anneyi ve tüm aileyi endişeye boğan testler gerekiyor.
Yeni geliştirilen bir kan testiyle bu yöntemlere gerek olmadan teşhis konulabilecek. Araştırmacılar anne kanında saptanan DNA moleküllerinin yüzde 10’unun bebeğe ait olduğunu ve bu molekülleri inceleyerek teşhis koyduklarını belirtiyorlar.
Duyarlılığı tam olmayan PSA testinin yerine yeni geliştirilen kan testleri başlangıç halinde de olsa vücutta kanserin olup olmadığını yüzde yüze yakın bir kesinlikte saptamayı amaçlıyor.
Kanser hücreleri normalde hücrelerimizin ürettiği bazı proteinlerin benzer ama aynı olmayan çeşitlerini yapar. Yeni testler bu farkları saptayarak sonuca ulaşmayı amaçlıyor.
Beynin haraket etmemizi nasıl sağladığını araştıran bilim insanları ve bilgisayar uzmanları bu hayali gerçekleştirmek üzereler. Beyinden sinirlere giden hareket sinyalleri bilgisayarlarda okunur hale geldi. Bu sinyalleri özel bilgisayarlar aracılığıyla proteze ulaştırıp gerçek bir uzuvmuş gibi hareket ettirilmesi sağlandı.
Bu yılın başında Başkan Obama’nın daha iyi protezler geliştirmeyi öncelikli bir hedef olarak ilan etmesi, bu alandaki yatırımları artırdı ve yakın gelecekte akıllı protezlerin kullanıma gireceği ümidini doğurdu.
Hastalık veya alınan başka ilaçlar nedeniyle bozulan cinsel yaşamı düzeltmeyi amaçlamıyor. Beyinde hücrelerin birbirleriyle haberleşmek için saldıkları maddelerin düzeyini etkileyerek sonuca ulaşan bu ilacı kullanmadan önce ciddi bir tıbbi değerlendirme gerekiyor.
Bu gelişmeler insanların doktora ihtiyaç duymadan sağlıklarını korumaları için imkânlarını artırıyor. Laboratuvarlarda yapılan deneylerde başarıya ulaşan takılabilir cihazlar önümüzdeki birkaç yılda birçok hastanın doktora gitmeden alabileceği önlemlerin sayısını çoğaltacak.
Yakında yara bandına benzeyen bir cihazla, terdeki moleküllerden şeker, üre, kortizol gibi birçok maddenin kandaki miktarını saptamak, vücudun hissettiği stres düzeyini tahmin etmek mümkün olacak.
Diyabetlilerin sık ve gerektiği kadar insülin almaları için kan şekerini sürekli ölçen kontakt lens benzeri minik bir cihaz başka bir örnek.
Kalp krizinde tıkalı damarı açmak için 1980’lerin başında pıhtı eritici ilaçlar kullanılmaya başlandı. Bir süre sonra balon ve stentle damarı açmanın daha iyi sonuç verdiği görüldü. Lakin her durumda önemli olan işlemi bir an önce yapmaktı.
Yıllar sonra pıhtı çözücüler inmede de kullanılmaya başlandı. Hastaya inmenin ilk saatlerinde ulaşılırsa iyileşme sağlandığı görüldü. Son yıllarda beyin damarını açmak için pıhtı çözücü ilaçlardan daha etkin bir yöntem geliştirildi. İnce, uzun bir telin ucuna yerleştirilmiş ufak bir tel kafes kasıktaki damara sokulup beyinin içine kadar itiliyor.
Damarın tıkalı olduğu yerde açılan kafesle pıhtı çekip, çıkartılıyor. Uzmanlar ilk olarak 2012’de piyasaya sürülen bu küçük tıbbi cihazın geliştirilmiş yeni modellerinin inme tedavisinde köklü bir değişikliğe yol açacağı görüşündeler.