Vücudumuzda sigaranın etkilemediği, zarar vermediği hiçbir organ yok. Britanya’da 50 yıl süren bir araştırma sigara içenlerin ömrünün 10 yıl kısaldığını gösterdi. İnsanlığın bir numaralı düşmanının öldürücü birçok etkisi var: Akciğer kanserinden kalp krizine, inmeden KOAH’a kadar yol açmadığı hastalık yok...
Geçen hafta sigaranın yol açtığı özel bir damar hastalığından söz etmiş, genç insanların dünyasını nasıl kararttığını anlatmıştım. Sigaranın, sözünü ettiğim Buerger hastalığından çok daha sık rastlanan öyle çok olumsuz etkisi var ki, biriyle olmasa diğeriyle mutlaka her içene zararı dokunuyor.
SİGARADAN ETKİLENMEYEN ORGAN?YOK
Tütünün vücutta etkilemediği hiçbir organ yoktur. İster sigara olsun, ister puro veya pipo, ister nargile olarak içilsin isterse çiğnensin zararları saymakla bitmez. Bu resimde hastalıklardan bazıları görülüyor.
Sigaranın kalp ve akcigerler üstüne tahrip gücü yüksek bomba etkisi yaptığını bilmeyen yok ama iş bununla bitmiyor. Tütünün dumanı birçok organın hastalığına, özellikle kanserine yol açtığı biliniyor.
Ağız ve gırtlak: Ağız, dil, yutak ve gırtlak kanserleri tütün alışkanlığı olanlarda kat kat daha fazla görülür. Sigara kanser riskini artırmanın yanı sıra gırtlak, boğaz ve burun boşluklarında kronik iltihaplara, diş hastalıklarına, hiç geçmeyen ağız kokularına yol açar.
Mide ve bağırsak sistemi: Sigara yemek borusu, mide ve kalın bağırsak kanserlerine yol açar. Çoğu zaman çok geç yakalanan pankreas kanserinin en önemli nedenlerinden biri sigaradır. Ülkemizde her üç pankreas kanserinden biri sigaraya bağlıdır desek yanlış olmaz. Yalnız kanser degil çok rahatsız edici “reflü” derdinin, mide ülserinin de hazırlayıcısıdır tütün.
İdrar yolları: Sigara böbrek kanseri riskini 2 kat, mesane kaneseri riskini 3-5 kat artırır. Türkiye’de erkeklerde her 2 mesane kanserinden biri sigara sonucu oluşmaktadır. Bu kanserlere karşı alınabilecek en güçlü önlem sigara içmemektir.
Üreme organları: Çocuk sahibi olamayan çiftlere doktorlar, sigaradan uzak durmalarını tavsiye eder. Sigaranın sperm sayısını ve hareketliliğini azalttığı, kadının yumurtalarını olumsuz etkilediğini gösteren birçok bilimsel çalışma var. Sigara içen erkeklerde sertleşme güçlüğü, içmeyenlere göre çok daha sık görülüyor. Uzmanlar sigaranın tetiklediği damar sertliğinin iktidarsızlığın önemli bir nedeniolduğunu belirtiyor.
Her sigara ölüme bir adım
Sigaranın zararları çok eskiden bilinse de bilimsel olarak kanıtlanıp, boyutlarının anlaşılması 1950’den bu yana yapılan araştırmaların sonunda gerçekleşti. 1940’ların sonunda Birleşik Krallık’taki doktorlar birinci dünya savaşından sonra artan akciğer kanserinin ikinci savaştan sonra daha da fazla görüldüğünü fark etti.
Bu artışda cepheye gönderilen askerlere verilen sigara istihkakının rol oynadığını ileri sürdüler. ABD’deki bilim insanlarının gözlemleri de benzer yöndeydi. Lakin, 1950’lerin başında Avrupa ve Amerika tıp çevrelerinde sigaranın zararlı olduğuna, hele kansere yol açtığına inanmayan geniş bir kitle de vardı. Bu anlaşmazlığı açıklığa kavuşturmak için Britanya hükümeti Hill ve Doll adlı iki araştırmacı doktoru görevlendirdi.
Sigara içen doktorlar: Hill ve Doll çok sayıda insanın sağlık durumlarını, sigara içip içmediklerini belirleyip belli aralıklarla izleyecekleri bir bilimsel çalışma planladılar. Kimin sigara içip içmediğini öğrenip, yıllar içinde akciğer kanserinden ölenlerde sigaranın rol oynadığını kanıtlayabileceklerini düşündüler.
Yerleri yurtları belli olan, güvenli bilgi edinilebilecek, kolayca izlenebilecek bir grup gerekliydi. Ülkenin dört bir yanında çalışan doktorların bu iş için ideal olduğuna karar verdiler. 60 bin doktor bu araştırmaya katılmaya davet edildi. 34 bini daveti kabul etti.
50 yıllık araştırma
Üç yıl içinde daha önceki gözlemler doğrulandı. Akciğer kanserinin büyük oranda sigara tiryakilerinde görülen bir illet olduğu kanıtlandı. Bu arada başka gözlemler de yapıldı. Sigara içenlerde kalp krizleri de daha sık görülüyordu. Daha fazla bilgi edinmek için araştırmanın süresi önce 5 yıl daha sonra birçok kere uzatılarak 50 yıl devam etti. 50 yıllık izlemenin sonuçları 2004 yılında ünlü BMJ dergisinde yayınlandı.
Yarım yüzyıllık çalışmada, sigara içmeye devam edenlerin ömrünün tam 10 yıl kısaldığı ortaya çıktı. Sigara içenlerin en az yarısının yaşamlarını sigara nedeniyle yitirdiği anlaşıldı. Sigaraya bağlı ölümlerin dörtte birinin orta yaştaki insanları hayattan kopardığı görüldü. Bu ve binlerce başka araştırma insanoğlunun canına kast eden en önemli düşmanın sigara olduğunu tartışmasız olarak kanıtladı.
1950’lerde 34 bin Britanyalı doktorun katılımıyla başlayan araştırmada sigara içenler arasında hayatta kalanlar (kırmızı çizgi) her yaşta içmeyenlerden (mavi çizgi) daha az. Sigara ne kadar erken bırakılırsa beklenen ömür çizgisinin kırmızıdan maviye dönmesi o kadar kolaylaşır.
Sigara damarın baş düşmanı
Kalp krizlerinde bir numaralı etken nedir sorusunun tek bir cevabı var: Sigara. Tütüne bağlı tüm ölümlerin yarıya yakınının kalbe kan götüren koroner damarların tıkanması sonucu oluşur. Ülkemizde 30’lu 40’lı yaşlarda görülen enfarktüslerin ve ani ölümlerin baş sorumlusu olan sigara tahribatını çeşitli yollardan yapar.
Kan pıhtılaşır!
Tütün dumanındaki yüzlerce zararlı madde ağızdan ve akciğerlerden geçip kan dolaşımına girer. Damarların büzülmesine, kan basıncının artmasına, en önemlisi damarların içini döşeyen ince hücre tabakasının etkilenmesine yol açar. Bir yandan da kandaki kötü kolesterolü oksijenle birleştirip zehirli hale getirir.
Tütün dumanındaki diğer bazı maddeler de damar duvarında yangı oluşumuna yol açarken başkaları kanın pıhtılaşmasını kolaylaştırır. Böylece tüm şer güçler bir araya gelmiş olur. Bir yandan damar sertliği oluşup hızla ilerlerken, diğer yandan yangı ve pıhtılaşma damarın tıkanmasını kolaylaştırır.
Akciğer birinci hedef
Sigara içenlerde mutlaka zarar gören organ hangisidir diye sorulsa, sıranın başında akciğerler gelir. Akciğer kanseri ki en öldürücü habasetlerden biridir, sigara içmeyenlerde ender görülür. 2 yıl önce İngiltere’de yapılan bir araştırmanın sonuçlarına göre her 5 akciğer kanserinden dördü sigara içenlerde ortaya çıkıyor.
Kanserden kurtulunsa bile akciğer dokusunun tahribatı sonucu oluşan kronik akciğer hastalıklarından kurtulmak hemen hemen imkânsızdır. Tıbbi adının baş harflerinden oluşan KOAH kısaltmasıyla anılan bu hastalık grubunun içinde kronik bronşit, amfizem, astım gibi hastalıklar vardır. Sigara içenlerde KOAH tanısı konmadan önce havanın oksijenini kana verdiği keseciklerde ve havayı buraya getiren incecik borularda hasar ve sertleşme çoktan oluşmuştur. Günde bir kaç sigara içen bir kişinin bile akciğerleri normal değildir.
Tek hedef kalp değil
Damar hastalıklarından söz ederken, tütünün bacaklara ve beyne giden atar damarlara da zehir etkisi yaptığını unutmamak gerekir. Bacaklardaki damar sertliğine bağlı damar tıkanıklıkları sigarayla çok yakından ilintilidir. Bu hastalığın baş nedeni sigara, en etkin tedavisi sigarayı bırakmaktır. Sigaraya devam edenlerin damar hastalıklarına ne ameliyat deva olur ne de ilaç.
Felce yol açan beyin damarlarının tıkanması veya yırtılıp kanamasında sigaranın rolü büyüktür. Sigara içenlerde inme riski 3-4 kat artmıştır. Kalp damarlarında olduğu gibi daralıp tıkanmanın yanı sıra kalp ve damarlardan gelen pıhtılarda beyne giden kan akımını durdurabilir. Beyindeki damarların duvarları zaten incedir. Tütündeki zehirli maddeler duvarı daha da inceltip damarın balonlaşmasına sonunda da yırtılmasına yol açar. Sonuç beyin kanamasıdır.
HAFTAYA: Sigaranın insanlığın baş düşmanı olduğunu gösteren Britanyalı doktorlar çalışması, sigarayı barakınca ölümlerin azaldığını, sağlıklı yaşam şansının arttığını da gösterdi. Bu konuya gelecek hafta “zararın neresinden dönülse kârdır” diyerek eğileceğiz.