Prof. Dr. E. Murat Tuzcu

Prof. Dr. E. Murat Tuzcu

murat.tuzcu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Nobel ödüllerinin açıklandığı hafta Türkiye, Aziz Sancar’ın kimya alanında ödüllendirildiği haberiyle sevince ve gurura boğuldu. İlk açıklanan ödül ise tıp alanında verilendi. Milyonları etkileyen parazit hastalıklarına çare bulan 3 bilim insanı ödüllendirildi

Her yıl Nobel ödüllerinin açıklanacağı haftayı heyacanla bekler, bu ödüle layık görülen seçkin bilim insanlarının insanlığa yaptıkları hizmetleri hayranlıkla okurum. 2015 yılının Nobel haftası, Türkiye’deki milyonlarca insanda olduğu gibi bende de, daha önceki yılların hepsini gölgede bırakacak bir heyacan, coşku ve hayranlığa yol açtı, gönlümü sevinçle doldurdu. Kimya dalında Aziz Sancar’ın Nobel ile ödüllendirilmesi, insanlığa yaptığı hizmetin en üst düzeyde takdir edilmesinin yanı sıra hepimize, özellikle Türkiye’deki gençlere eşi bulunmaz bir ümit kaynağı oldu.

Haberin Devamı

Gelecek haftaki yazımda Profesör Sancar’ın ve meslekdaşlarının buluşlarına değineceğim. Bugünkü konum, Tıp ve Fizyoloji Nobel ödülü verilen, hayatını parazitlerle mücadeleye adamış 3 bilim insanın buluşları.


Bulaşıcı hastalıklar deyince çoğumuzun aklına mikroplar ve virüsler gelir. Halbuki bir de parazitlerin yol açtığı hastalıklar vardır. Kimisi gözle görülmeyecek kadar küçük, kimisi birkaç metre uzunluğunda çeşit çeşit canlılar insan vücudunu mesken tutup, ondan beslenip binbir çeşit hastalığa yol açarlar. Bu yıl 1 değil 2 tıp Nobeli verildi denilebilir. Biri solucana benzeyen parazitlerin oluşturduğu hastalıklara etkili ilacı bulan iki bilim insanına, diğeri sıtma tedavisinde kullanılan bir ilacın kaşifi olan bilim kadınına verildi.

Parazitlerle Savaşa Nobel


Dünyada 3.4 milyar kişinin yaşadığı 100 ülkede öldürücü veya malul bırakıcı hastalıklara sebep olan parazitler hâlâ salgınlara yol açmaktadır. Karasinekle bulaşan bir çeşit parazit körlüğe neden olur; lenf damarlarını tıkayarak bacaklarda müthiş şişmelerle seyreden fil hastalığına yol açar. Sivrisinek sokmasıyla bulaşan sıtma ise nöbetlerle seyreden ve ölümle sonlanabilen ağır ateşli bir hastalığa yol açar. (Kaynak: nobelprize.org)

Nehir körlüğüne çare

Trahomdan sonra en sık körlüğe yol açan bulaşıcı hastalık olan nehir körlüğünün nedeni bir parazittir. Bu paraziti sıcak iklimi ve akarsuları seven bir karasinek bulaştırır. Hastalığın adındaki nehir buradan gelir. En sık Büyük Sahara’nın güneyide bulunan yoksul ülkeler ile bazı Güney ve Orta Amerika ülkelerinde görülür.

Dişi karasinek vücudunda parazit bulunan bir kişiyi sokunca kanla beraber incecik ipe benzer parazitlerin bir kısmını da emer. Sineğin içinde minnacık koza haline gelen parzitinin gelişip serpilebilmek için mutlaka insan vücuduna itiyacı vardır. Karasinek başka bir insanı sokunca salyasındaki parazit kozası insana geçer. Deri altında, kas arasında yıllarca sürecek olan yaşamına başlar. Lenf damarlarını kasları, deriyi ve gözleri hedef alır.

Hastalık oluşması için birçok kozanın vücuda girmesi gerekir. Bunun için de bir iki kere karasinek hücumuna uğramak yetmez. Bu nedenle parazitin ve karasineklerin bulunduğu nehir kenarlarında geçici olarak bulunan gezginlerde bu hastalığa sık rastlanmaz.

Ne aşısı ne de 1980’lere kadar doğru dürüst tedavisi olan bu hastalığa 1970’lerde başlayan araştırmaları sonunda çare bulan iki bilim insanı bu yıl Nobel ile ödüllendirildi.

Biri mikrobu, biri ilacı buldu

Mikrobiyolog olan Profesör Satoshi Umura biyoorganik kimya alanında dünya çapında bir araştırmacı olarak tanınıyor. Kırk yıllık kariyeri boyunca doğada bulunan mikropların ürettiği biyolojik olarak aktif olan yaklaşık 500 maddeyi keşfedip sağlık alanında kullanılmasını sağlamış. Bugün yaygın olarak kullandığımız, statinler, bazı kanser ilaçları gibi birçok tedavi edici ürünün geliştirilmesinde bu hammaddeler kullanılmış. Elde ettiği bir madde milyonlarca insanın kör olmasını önlediği ve ciddi bir deri hastalığına çare olduğu için Dr. Umura Nobel ile ödüllendirildi.

İrlanda kökenli bir parazitolog olan ama kariyerine ABD’de sürdüren Dr. Campbell toprakta bulunan mikropların salgıladığı maddeleri önce farelerde denedi. Parazitleri öldüren maddeyi bulunca bundan bir ilaç yapmayı başardı. Daha sonra ilacı küçük ve büyük baş hayvanlarda kullandı. En sonunda insanda da kullanılabilecek duruma getirdi. İlk üretilen ilaç sonraki yıllarda daha da geliştirildi. Şimdi kullanılan Iveremectin adlı ilacın bir tek dozu hastanın vücudundaki kozaların tümünü öldürüyor.

Parazitlerle Savaşa Nobel

Dr. Umura, araştırma laboratuarının yakınındaki bir golf sahasındaki toprakta doğal olarak bulunan mikropları üretmek için binlerce deney yaptı. Laboratuvarda üretmeye çalıştığı binlerce örnekten 50 tanesinin işe yarayabileceğini düşünüp işbirliği yaptığı Dr. Campbell’e yolladı. O sırada Merck ilaç şirketinde çalışmakta olan Amerikalı bir parazitolog olan adamı mikrop örneklerini, vücutlarında nehir körlüğü parazitleri bulunan farelerin yemeklerine karıştırdı. Örneklerden bir tanesini yiyen farelerde tüm parazitlerin öldüğünü görünce büyük bir buluş yaptıklarının farkına vardı. (Kaynak nobelprize.org)

Başkan Carter da parazitlerle savaşıyor

1978 yılında Amerika Birleşik Devletleri Başkanı olan Jimmy Carter 1982 de seçimi kaybedip Beyaz Saray’dan ayrıldı. Köşesine çekilip sakin bir emeklilik hayatı yerine insanlığa hizmet etmek için Carter Merkezi’ni kurdu. Dünya barışı, demokrasi ve insan hakları konusundaki çabalarının yanı sıra enerjisinin önemli bir bölümünü yoksul ülkelerdeki sağlık sorunlarının çözümü için harcadı.
Ağır hastalıklara ve ölümlere yol açan parazitlerle mücadeleye odaklandı. Yüz binlerce insanın kör eden nehir körlüğünü yeryüzünden silmeyi hedef edindi. Bu parazitle mücadeleye başlandığından beri Carter Merkezi, bu yıl Nobel’le ödüllendirilen bilim insanlarının geliştirdiği Iverimectin adli ilacın yaygın olarak kullanılmasını sağladı. Merck şirketinin bağışladığı 125 milyon dozu Afrika’nın ve Güney Amerika’nın en ücra köşelerine ulaştırdı.

Parazitlerle Savaşa Nobel


Eski ABD başkanlarından Jimmy Carter bizzat katkıda bulunduğu sağlık kampanyalarından birinde, Nijerya’daki bir köyde nehir körlüğünden nasıl korunulacağını anlatırken görülüyor.

Sıtmanın çaresi çok eski

Parazitlerle Savaşa Nobel


Dr. Tu Türkiye’de halk arasında “Peygamber süpürgesi” denilen bitkinin benzeri olan Artemisia’nın işe yaradığını saptadıktan sonra etkinliği tam olan bir ilaç üretmekte güçlük çekti. Ge Hong adlı bir bilgenin M.S. 340’da yazdığı “Sağlık Uygulamaları ve Acil Tedaviler” adlı kitabında okuduğu bilgiler, ilaç üretimini iyileştirmesinin ve bugün yaygın olarak kullanılan Artemisini adlı ilacının üretilmesinin yolunu açtı. (Kaynak: nobelprize.org)

Bu yıl Nobel ile ödülendirilen bir bilim insanı da Dr. Youyou Tu. Çinli bilim kadının buluşu milyonlarca insanı sağlığına kavuşturmasının yanı sıra bitkisel ürünlerin hastalıkların tedavisinde kullanılması tartışmasını alevlendirildi.
Karolinska Entitüsü’nde yapılan basın toplantısında en çok bu konuda soru soruldu. Nobel komitesinden bir bilim adamı ilacın hammaddesinin kaynağı olan bitkinin M.S. üçüncü yüzyıldan beri bilindiğini belirtti. Dr. Tu’nun bu hammaddeyi bulup ilaç haline dönüştürerek her hastanın etkin olacak dozda ilaç almasını mümkün kıldığını söyledi.
Komitenin başkanı olan bilim kadını bitkisel ürünlerle tedavinin önemli bir ilham kaynağı olduğunu ama bitkiden etkin bir ilaç oluşturmak için gelişmiş bilime ve teknolojiye ihtiyaç olduğunu hatırlattı.

Kızıl muhafızlar arasında

Dr. Tu hakkında New York Times gazetesinde yayımlanan bir yazıda ilaç üretiminin ilginç hikâyesi anlatılıyor. 1960’ların ikinci yarısında Kızıl Çin’in müttefiki olan Kuzey Vietnam’da Amerikan uçaklarının attığı bombaların yol açtığı zaiyat kadar sıtma da can almaktadır. Hanoi’deki yetkiller bu dertle baş etmek için Çin’den yardım isterler. Mao kendi ülkesinde de büyük bir sağlık sorunu olan sıtmaya karşı yeni tedaviler bulunması için emir verir. Lakin, 1966 başlattığı kültür devrimi bütün hızıyla devam etmektedir. Kızıl muhafızlar birçok aydınla beraber binlerce bilim insanı yeniden eğitim kamplarına yolladığı için araştırma yapacak tecrübeli uzman bulunamaz. O sırada 39 yaşında olan, hem geleneksel Çin tıbbı hem de modern tıpta eğitilmiş olan Dr. Tu Youyou’ya görev verilir.

Dr. Youyou Çin’in dört bir yanındaki geleneksel şifa dağıtan insanlarla görüşüp sıtmada kullanılan çeşitli tedavi yöntemlerini defterine kaydeder. Yıllar süren çabalar sonunda 2 bine yakın üründen birinin sıtmayı kontrol altına aldığını saptar. Eski Çin kaynaklarından yararlanarak yararlı olduğunu saptadığı bitkiden etkin maddeyi eter kullanarak çıkarabileceğini bulur. Proje başladıktan 10 yıl sonra diğer ilaçlara dirençli bile olsa sıtma hastalarını tedavi etmeyi başarır.

Parazitlerle Savaşa Nobel

Dr. Tu Youyou’nun sıtmaya çare bulmakla görevlendirildiği 1967 yılında Çin, Kültür Devrimi’ni yarattığı bir altüst oluş içindeydi. Dr. Youyou’nun eşi de işinden olmuş, düzenin adamı olarak damgalanmıştı.