Haraketli bir yaşamın sağlığımızı olumlu etkilediğini bimeyen yoktur. Ama çok oturmanın sağlığa zararlı olduğu pek bilinmez. Bilimsel araştırmalar, günlerinin çoğunu oturarak geçirenlerin, şeker ve kalp hastası olma riskinin 2 kattan fazla yükseldiğini gösteriyor. Saatlerce TV seyretmek tehlikeyi daha da arttırıyor
Sağlık Bakanlığı’nın önderliğinde 15-17 Ekim tarihlerinde Ulusal Fiziksel Aktivite Rehberi Hazırlık Çalıştayı’nda yaş gruplarına göre yapılabilecek egzersizlerin belirlenmesi ve halka benimsetilmesi için birçok uzman fikir alışverişinde bulundu. Toplum sağlığı açısından fevkalade önemli olan bu girişimde sözü edilen düzenli egzersizin yanı sıra farklı bir kavram olan haraketsizliğin de üstünde durmak gerekiyor. Modern çağın önemli sorunlarından biri olan haraketsiz yaşam sadece egzersiz yapmamak değil gün boyu oturmak anmalına geliyor
HAREKET ARTTIKÇA ÖMÜR?UZUYOR
400 binden fazla Tayvanlı kadın ve erkeğin ortalama 8 yıl izlendiği bir araştırmada, günde
15 dakika egzersizin bile sağlığımıza olumlu etkisi olduğu görüldü. Egzersizin şiddeti ve süresi arttıkça kansere, kalp hastalıklarına ve diyabete bağlı ölümlerin de azaldığı anlaşıldı.
Hareketli bir yaşamın sağlığımızı olumlu etkilediğini bimeyen yoktur desem yanlış olmaz. Ama oturmanın sağlığa zararlı olduğunu söylesem bir çoğunuz şaşırabilirsiniz. Halbuki bu uzun süredir bilinen bir gerçek. 1950’lerde Londra’daki aynı otobüsde çalışan şöför ve biletçiler üzerinde yapılan bir araştırmada, sürekli oturmanın hayatı kısalttığı görülmüştü.
O zamandan bu yana, çok oturmanın olumsuz etkilerini gösteren birçok bilimsel çalışma yapıldı.
Bu ay “Diabetologie” adlı tıp dergisinde yayınlanan bir araştırmada bilim insanları bu konuda yapılmış 18 araştırmayı topluca incelediler. Yaklaşık 800 bin kişinin sağlık durumunun oturarak geçirdikleri zamanla ilişkisi var mı acaba sorusuna cevap aradılar.
İşde de evde de çoğunlukla oturan kişilerin şeker ve kalp hastası olma riskinin 2 kattan fazla arttığını gördüler. Ayrıca, ölüm riskinin de bu grupta yarı yarıya daha yüksek olduğu ortaya çıktı. Hayretle gördüler ki, günde 30 dakika spor yapanlar bile oturarak geçirdikleri saatlerin olumsuz etkisinden kurtulamıyorlar. Bu bulgular yeni değil. Daha önceden yapılmış araştırmalar da benzer sonuçlar ortaya koydu.
TV önünde geçirilen zamana dikkat
TV seyretme süresi uzadıkça şeker hastalığı riski artıyor. Günlük hayatta hareketsizlik arttıkça da risk yükseliyor. Hem hareketsiz bir yaşam sürüyor hem de saatlerce TV seyrediyorsanız o zaman şeker hastalığına yaldızlı bir davetiye çıkarmış oluyorsunuz. Bu grafik, diyabet riski kadar kalpdamar hastalığı riskini de gösteriyor demek yanlış olmaz.
Televizyonun karşısından saatlerce kalkmamak, oturmanın en zararlı şekli. 2001 yılında yayınlanan ve 5 bin İskoç’un üzerinde yapılış bir araştırmaya göre:
l Günde iki saatten fazla TV, kalp damar hastalıklarını ikiye katlıyor.
l İş veya okul dışında ekran önünde dört saatten fazla zaman geçirenlerde kalp hastalıkları üçe, ölüm riski ikiye katlanıyor.
l Bütün günü oturarak geçirenlerde risk iyice artıyor.
l Düzenli egzersiz yapanlarda bile uzun süre TV seyretmenin kalbe olumsuz etkisi var.
Bir başka çalışmada bu ay ‘British Journal of Sports Medicine’ adlı dergide yayınlandı. Uzun saatler TV önünde oturmanın ne kadar zararlı olabileceğini gösterdi. Bilim insanlarının 12 bin Avustarlyalının sağlık dosyalarını inceledikten sonra vardıkları sonuçlar korkutucu: Ekran önünde geçirilen her saat ömrümüzden 22 dakika götürüyor. Yaptıkları hesaplar, ömür boyu günde ortalama altı saat TV seyredenle, hiç seyretmeyen birinin beklenen yaşam süreleri arasında 5 yıl fark olduğunu gösteriyor.
Türkiye’de ne durumdayız
Philips’in ekim ayı başında yayımladığı Türkiye’de Kalp Sağlığı Araştırması’nda 600 kişi sorgulandı. Sorulardan biri ne kadar televizyon seyrettiğimizle ilgiliydi. Boş zamanımızın büyük bölümünü televizyon seyrederek geçirdiğimiz ortaya çıktı.
Radyo ve Televizyon Üst kurulunun 2009 yılında yaptığı televizyon izleme araştırmasına göre Türkiye’de günde ortalama TV izleme süresi 4 - 4.5 saat arasında değişiyor. Bu çalışmada ankete katılan 2500 kişinin yarısından fazlası günde en az iki saat televizyon seyrettiğini belirtmiş.
Philips şirketinin yaptırdığı ve bu ay başında açıklanan bir alan araştırmasında benzer bir sorunun sorulduğu 600 kişinin yaklaşık yüzde doksanı, her gün televizyon önünde geçirdikleri zamanın iki saatten fazla olduğunu söylemiş.
Uzmanlar, çok sayıda kanalın ve uzaktan kumanda aletinin insanları bir kısır döngüye soktuğunu söylüyor. Çok televizyon seyrederek şişmanlayan ve atıllaşan kişinin giderek daha uzun saatler ekran önünde geçirdiğini ve kilolarının arttığını belirtiyor. Haraketsizliğin yanı sıra televizyon seyrederken yenen abur cubur, sorunu daha da zorlaştırıyor.
Çok oturmak neden zararlı
Haraketsiz bir yaşamın etkilerini görmek için yıllarca beklemeye gerek yok. Uzun süre oturmanın olumsuz etkilerini bir kaç saat içinde görmek mümkün. Mayıs ayında ‘Diabetes Care’ adlı dergide yayınlanan bir araştırmada, kilolu ama diyabet veya kalp damar hastalığı olmayan 19 kişi incelendi.
Deneklerin tümü yedi saat süreyle oturdu. Ama ilk iki saatin sonunda verilen şekerli bir içecekten sonra deneklerin üçte biri her 20 dakikada bir kalkıp iki dakika yavaş bir tempoyla yürüdü. Diğer bir grup da iki dakika yürüyüş yaptı ama hızlı bir tempoyla. Üçüncü gruptakiler ise hiç yerlerinden kalkmadan beş saat daha sürekli oturdular. Her bir deneğin üç grupta da yer alabilmesi için aynı deney üç ayrı günde tekrarlandı.
Deneklerden her saat başı alınan kan örneklerinde şeker ve insulin düzeyleri ölçüldü. Hiç kalkmadan oturanların kan şekerleri ve insulin düzeyleri diğer deneklere göre çok yükseldi. İster yavaş olsun ister hızlı, her 20 dakikada bir yerlerinden kalkıp 2 dakikacık yüruyenlerde şeker ve insulin değerleri daha düşük bulundu.
Bir başka ilginç deneyde de yedi üniversite öğrencisinin iki gün süreyle sol bacaklarını kullanmamaları istendi. Bunun için sağ ayaklarına tabanı 10 santimetre kalın olan bir ayakkabı giydiler ve koltuk değnekleriyle yürüdüler. Böylece sol ayağa hiç yük binmemiş oldu. Deneyden önce ve sonra sol bacaktan alına kas biyopsileri laboratuvarda incelendi. İki gün boyunca iş yapmayan bacakta zaralı oksidasyonun ve insüline direncin arttığı, hücrelerin DNA’larının bakım ve onarımının aksadığı ortaya çıktı. Hayvan deneylerinde de haraketsiz bırakılan bacaklarda insulin direncinin ve yangının arttığı, ‘trigliserid’ adlı yağların yükseldiği saptandı. Bu bilgilerin tümüne bakınca insanoğlunun evde, işte, yolculukda oturararak bir ömür geçirmek için yaratılmadığı anlaşılıyor.
Ne yapmalı?
Uzun süre oturmaktan kaçınmak için her fırsatta ayağa kalkıp biraz dolanmakta yarar var. Örneğin telefonla konuşurken oda içinde dolaşmak zor bir iş olmasa gerek. İş yerinde e posta veya telefon yerine yürüyüp yüz yüze görüşmek düşünülebilir. Uzun süre oturmayı gerektiren işlerde çalışanlar, bir iki saatte bir kalkıp işlerini 5-10 dakika da olsa ayakta yapmanın yollarını arayabilirler. Asansör yerine merdiven kullanmak, kapıdan kapıya arabayla gitmek yerine yolun bir bölümünü yürüyerek gitmek kolayca benimsenebilecek yöntemlerdir.
SON SÖZ:
Televizyon önünde geçirdiğimiz zaman, günümüzün iş ve uykudan sonra en geniş zaman dilimini oluşturuyor. Hareketli hayatımıza TV önünde geçirdiğimiz zamanı azaltarak başlayabiliriz.