Açık kalp ameliyatı deyince akla, kalbe ulaşmak için göğüs kemiğinin yukarıdan aşağıya kesilip ikiye ayrılması gelir. Cerrahın kalbin her yanını rahatça görebildiği bu yöntem yıllardır dünyanın her yerindeki ameliyatlarda kullanılmakta.
Bu tarz ameliyatı standart olarak kabul eden uzmanlar, son yıllarda açık kalp ameliyatını daha küçük kesiler kullanarak yapmaya başladılar. Örneğin, göğsün sağ tarafında birkaç santimetrelik bir yatay kesiyle açtıkları aralıktan girip hastanın mitral kapağını onarabiliyorlar. Aort kapağını değiştirmek, hatta aortun bir bölümünü onarmak için göğüs kemiğinin üçte birini kesmek yeterli oluyor.
Göğüs kemiğinin büyük kesiyle ikiye ayrılması hala en yaygın yöntem olarak kullanılsa da küçük kesilerle yapılan cerrahi müdahaleler giderek yaygınlaşıyor. Bu değişimde, küçük kesilerin daha az yaralayıcı ve düşük riskli olduğunu düşünüp bu seçeneği sunan cerrahlara ve hastanelere rağbet eden hastaların rolü büyük. Lakin, konu göründüğü kadar basit değil. Yeni yöntemlerin yararlarının yanı sıra dikkat edilmesi gereken güçlükleri de var.
Küçük kesi neden iyi?
Her ameliyattan sonra ağrı olur. Ağrının şiddeti, yapılan işleme, kesinin yerine ve büyüklüğüne göre değişir. Küçük kesiyle yapılan kalp ameliyatlarından sonra hastaların çoğu ağrıdan daha az şikâyet ederler. İyileşme biraz daha hızlıdır. Özellikle genç ve orta yaşlı hastalar daha kısa sürede işlerinin başına dönebilirler.
Küçük kesinin en önemli yararlarından biri de dış görünüme etkisinin sınırlı olmasıdır. Örneğin, klasik yöntemle yapılan mitral kapak ameliyatından sonra göğsünün ortasında yukarıdan aşağıya boylu boyunca yapılmış olan kesinin izi kalır. Oysa aynı ameliyat sağ meme altında birkaç santimlik bir izi bırakacak şekilde de yapılabilir.
Küçük keside güçlükler neler?
Kesi küçüldükçe cerrahın hem istediği yeri görmesi hem de ellerini ve aletlerini sokup ameliyatı yapması güçleşir. Küçücük delikten yapılacak ameliyatın, standart yöntemle yapılacak işlem kadar mükemmel sonuç vermesi için cerrahın yeni yöntemde eğitilmiş ve tecrübe kazanmış olması gerekir. Kalbin bir bölümü için gerekli olan açıklık diğer bir bölüm için yeterli olmayabilir. Örneğin, hem kapak hem de baypas ameliyatı gerekiyorsa bir tek küçük kesiyle ikisini birden yapmak mümkün olmaz. Hasta daha önce kalp ameliyatı geçirmişse, açılan küçük aralıktan kalbe ulaşmak güç olabilir. Ulaşıldığında ameliyat sırasında durdurulan kalbi oksijensizliğe karşı korumak zorlaşır. Bunların çoğu aşılamayacak sorunlar olmasa da üstün uzmanlık ve geniş tecrübe gerekir.
* Açık kalp ameliyatı için yapılan standart keside göğüs kemiği yukarıdan aşağıya kesilip ikiye ayrılır.
* Birçok ameliyat küçük kesilerle yapılabilir. Cerrah kesi yerini, ameliyat yapacağı bölgeye göre seçer.
* Bu hastanın iyi kapanmayan mitral kapağı, iki ay önce sağ memenin altında 2 santimlik bir kesiden girilerek açık kalp ameliyatıyla onarılmış.
Ameliyat sırasında kalbin görevini makine üstlenir?
Kalp ameliyatlarının büyük çoğunluğu açık kalp yöntemiyle yapılır. Çünkü, çoğu zaman cerrahın rahat çalışabilmesi için kalbin hareketsiz olması gerekir. Kaldı ki, kapak hastalarında, doğuştan kalp hastası olanlarda kalbi kesip içine girmek gerekir ki, bu atan kalpte mümkün değildir. Kalbin bir dakika bile hareket etmemesi hayatı tehlike yaratacağı için, önce bu duruma çare bulmak gerekir. Cerrahın kalbe ulaştıktan sonra ilk yaptığı iş, kalp-akciğer makinesini devreye sokmaktır. Sağ karıncığa konulan bir boru, vücutta kullanılıp oksijenle dolmak için kalbin sağ yanına dönen kanı alıp makineye götürür. Burada oksijenle dolan kan, cerrahın aort damarına yerleştirdiği bir borunun içinden atardamarlara pompalanarak dolaşıma sokulup hücrelere ulaştırılır. Kalbe ne yolla ulaşılırsa ulaşılsın, cerrahi müdahalelerin çoğunda açık kalp ameliyatı tekniği kullanılır. Yani, kesinin büyüklüğü ister bir karış olsun ister 3 parmak, içeride yapılanlar çok değişmez.
Atan kalpte ameliyat
Kalbi besleyen koroner damarlar kalbin üstünde olduğu için, baypas ameliyatında kalbi kesip içine girmek gerekmez. Ama, tıkanıklığın ötesine kan götürmek için, göğüs içinden veya bacaktan alınıp baypas olarak kullanılan damarın dikileceği koroner damarın haraket etmemesi gerekir. Bu koşulların sağlanması için uzun yıllar mutlaka açık kalp ameliyatı yöntemi kullanıldı. Ta ki, alternatif bir teknik bulunana kadar.
Cerrahın rahat çalışabilmesi için dikişin yapılacağı koroner damar bölgesini hareketsiz hale getiren küçük aletler geliştirildi. İngilizce “Off-pump” denilen, kalp-akciğer pompasının kullanılmadığı bu yöntem, sınırlı sayıda hasta üzerinde yapılan çalışmalarda denendi. Uzmanlarda, ameliyat sonrası bazı problemlerin daha az görüldüğü, kalp-akciğer makinesinin tüm vücuda ve beyne yapabileceği olumsuz etkilerden kaçınıldığı izlenimi vardı. Ama 2009 yılında New England Journal of Medicine dergisinde yayınlanan bir araştırma bu düşünceleri büyük ölçüde değiştirdi. ABD’de 18 merkezde, 2200 hastanın rastgele 2 gruba ayrıldığı bu çalışmada, kalp-akciğer makinesi kullanılarak yapılan standart baypas ameliyatının birçok açıdan daha üstün olduğu saptandı. “Off-pump” baypas ameliyatı eski çekiciliğini kaybetmiş olsa da bazı hastalarda yararlı ve gerekli bir yöntem olarak yerini koruyor.
Ya robotla ameliyat
20 yıl önce başlanan ve çeşitli karın ameliyatlarında başarıyla kullanılan robotlar, 90’ların sonlarında kalp ameliyatlarında da deneniyor. Önce mitral kapağının onarımında kullanıldı. Pek parlak olmayan ilk sonuçlara bakan kalp cerrahlarının önemli bir bölümü, standart yöntemlerine döndü. Azimle yollarına devam eden birkaç genç ve yenilikçi cerrah, tekniği geliştirerek uygulamaya devam etti. Bugün, az sayıda da olsa bazı kalp ameliyatlarının robot kullanılarak fevkalade başarılı şekilde yapıldığı merkezler var. Robot üç bölümden oluşuyor. Göğüste açılan küçük deliklerden sokulup kalbin yakınına yerleştirilen neşter, pens gibi cerrahi aletler, video kamera ile ışık kaynağı ve bu aletlerin idare edildiği makina ve bağlantıları.
Küçük kesi mi, standart ameliyat mı?
Küçük kesiyle veya robotla yapılan ameliyatların her hastada önemli yararlar sağladığı henüz kesin verilerle kanıtlanamadı. Ağrının daha az, hastanede yatış süresinin daha kısa olabileceği yönünde veriler var. Kozmetik yararı herkes kabul ediyor. Her hastada değil ama bazı hasta gruplarında yeni yöntemle yapılacak ameliyat hayat kurtarıcı olabilir. Örneğin, ağır akciğer hastalığı olan kişilerde küçük kesi veya robot kullanılması, ameliyat sonrası ortaya çıkacak ciddi solunum problemlerini önleyebilir.
Son söz: En önemli ve unutulmaması gereken nokta, yeni yöntemleri kullanarak hastaya mükemmel hizmet sunulabilmesi için, cerrahın yoğun bir eğitim ve tecrübeye ihtiyacı olduğudur. Aksi takdirde, kesi küçük olacak diye ameliyatın mükemmeliyetinden fedakârlık etmek zorunda kalınır.
Kaburgalar arasında 2-3 santimlik kesilerden, robotun kollarının uzantısı olan borular sokulur. Cerrahi aletler bu borular aracılığıyla kalbe ulaştırılır. Borulardan birinin içinden geçen ışık kaynağı ve video kamera göğsü ameliyatta açılmış bir hastanın kalbi nasıl görünüyorsa öyle gösterir.
Cerrah hastanın yanı başında değil, robotun kollarının idare edildiği makinenin önünde oturur ve göğsün içinden gelen video görüntülerine bakar. Bu makinenin mutlaka ameliyathanede ya da aynı binada hatta aynı şehirde olması bile gerekmez.
Robotla yapılan ameliyatlarda, kasıktan toplardamara yerleştirilen boru oksijenden fakir kanı (mavi) kalp-akciğer makinesine getirir. Burada oksijenle dolan kan (kırmızı) boruyla kasıktan atardamarlara akar.
Ameliyatta kullanılan robotun en önemli özelliklerinden biri, insan elinin ve parmaklarının yaptıklarına yakın bir haraket kabiliyeti sağlamak için çok yönlü bileşik haraketleri yapmaya olanak tanımasıdır. Daha da ötesi, cerrah, neşterin kesmeye başladığı, iğnenin dikmek için saplandığı dokunun ne kadar sert veya esnek olduğunu bile hissedebilmektedir.
Cerrah bir video oyunu oynar gibi makinanın kollarını oynatarak dokuları neşter ile kesip iğne ile diker. Bugün kullanılan robotlar o denli gelişmiş teknolojiye sahipler ki, bu yöntemde ustalaşmış bir cerrah, küçük haraketleri, hassas işlemleri büyük kesiyle yapılan ameliyatlardaki mükemmellikte yapabiliyor.