Geçen hafta Amerikan Kardiyoloji Koleji’nin Washington’da yapılan yıllık bilimsel toplantısında binlerce bildiri sunuldu. Bazıları yeni buluşların ilk sonuçlarını, bazıları da daha önce bilinen konular hakkında yeni görüş ve gelişmeleri içeriyordu. Bu hafta köşemi kimisi başarılı, kimisi başarısız olan bu araştırmaların en çok ilgi çeken 10 tanesine ayırdım...
Kalp krizini küçültebiliriz: Kalp krizi hücre ölümü demektir. Bunu önlemek için doktorlar bir an önce tıkanan damarı açmaya çalışırlar. Yine de çoğu hastada kalp kasının bir kısmı ölür. Bir karşılaştırmalı araştırmada İspanyol doktorlar, kalbi kamçılayan sinirlerin etkisini azaltmak için ‘beta bloker’ denilen bir ilacı sınadılar. Hastalar acile gelir gelmez yarısına damardan beta blokerin, yarısına boş ilaç (plasebo) verildi. Bir hafta sonra bakıldığında ‘beta bloker’in kalp krizi nedeniyle ölen doku miktarını azalttığı saptandı.
Kolşisin: Güz çiğdeminin usaresinden elde edilen kolşisin ilacı birçok derdin devası. ‘Perikardit’ denilen kalp kesesi iltihaplanmasında da kullanılıyor. Bu hastalığın sık sık nüks eden bir çeşidi vardır ki hastayı da doktoru da canından bezdirir. İtalya’da 120 kişi üstünde yapılan karşılaştırmalı yeni bir araştırma kolşisinin bu derde her ilaçtan daha etkili olduğunu gösterdi. Kolşisinin başta gelen yan etkisi ishal. Ama, düşük dozda kullanılırsa bu etki sık değil ve çoğu insan ilacı uzun süre sorunsuz kullanabilmektedir.
Aspirin koruyucu değil: Kalp dışı büyük ameliyatlarda kalbe çok yük biner. Her yıl dünyada büyük ameliyat olan 200 milyon kişinin 10 milyonunda, kalp krizi veya inme oluşur. Hayati tehlikesi olan bu komplikasyonları azaltmak için Kanadalı uzmanlar, biri aspirin olan 2 ilacı 10 bin hasta üstünde karşılaştırmalı olarak denedi. Ne aspirin ne de klonidin adlı diğer ilaç kalp krizi veya inme riskini azalttı. Üstelik, bazı hastalarda aspirin kanamalara, klonidin de tansiyon düşmesine yol açtı.
Yeni kolesterol ilacı: Ailevi kolesterol yüksekliği denilen bir hastalık var ki, çocuklarda bile kalp krizine yol açabiliyor. Bugün elimizde bulunan statin ilaçları işe yarasa da yeterli değiller. Kısa adı ‘PCSK9’ olan yeni bir ilaç grubu bir süredir deneniyor. Toplantıda sunulan bir dizi bildiri, ailevi kolesterol yüksekliği olan veya kalp hastası olup da bir nedenle statin alamayan insanlarda ilacın güvenli ve yararlı olduğunu düşündürüyor. Kesin karar verdirecek araştırmalar sürüyor. Ümitle bekliyoruz.
Üç telli pil: Kalbi zayıf olup çok nefes darlığı çeken bazı hastaların üç telli özel bir pilden yarar gördükleri biliniyor. Yaklaşık iki bin hastanın yedi yıl izlendiği bir araştırmada kalbi zayıf olsa da şikâyetleri hafif olan hastalarda da pilin ömrü uzattığı gösterildi. Bir telin üst, iki telin alt odacıklara yerleştirmekten amaç, kalbin hem sağ hem de sol tarafını uyarıp ahenk içinde çalışmasını sağlamak. Tedavi sadece EKG’de sol dal bloku denilen elektrik iletim bozukluğu olan hastalarda etkin.
Yangı ilacı başarısız: Kalp krizleri genellikle vücudumuzda düşük düzeyde de olsa yangı olduğu zaman oluşuyor. Yangıyı baskılayan ilaçlar geliştirilmeye çalışılıyor. Hayvan deneylerinin ümit verdiği, damar sertliği plağını baskılayarak kalp krizi oluşmasını önlediği düşünülen ‘Darapladip’ bunlardan biriydi. 16 bin kişilik karşılaştırmalı çalışmada, ne yazık ki yeni ilacı alanlarla boş ilaç (plasebo) alanlar arasında ölüm, kalp krizi ve inme oranları açısından hiçbir fark bulunmadı.
KATETERLE KAPAK TAKMA: 10 yıldır uygulanmakta olan kasıktan sokulan ince bir tüp aracılığıyla kalpteki aort kapağını değiştirmede yeni bir çığır açıldı. Açık kalp ameliyatı riski yüksek olan yaklaşık 800 aort darlığı hastasında yapılan bir araştırmada çarpıcı sonuçlar elde edildi. Bilim insanları yeni yöntemin klasik ameliyat kadar iyi olduğunu düşünürken, araştırma sonunda ameliyattan üstün olduğunu şaşırarak gördüler. Nefes darlığı çeken ama ameliyat riski yüksek olan hastalara sevindirici bir haber.
STATİN ERKEKLERE?DESTEK: Erkeklerde damar sertliğinin ilk belirtilerinden biri penisin sertleşme güçlüğü olabilir. Statin grubu ilaçların bu soruna çare olabileceğini düşünen ABD’li bilim insanları bu konuda yapılmış 11 araştırmayı inceleyerek, 650 hastayı da topluca değerlendirdiler. Statinlerin sertleşme sorununu azalttığı, viagra tipi ilaçlarla elde edilen etkinin yarısına yakın bir iyileşme sağladığını saptadılar. Uzmanlar, “Sonuçlar umut verici ama kesin sonuç için daha büyük araştırmalara gerek var” diyor.
AMELİYATLA DİYABET TEDAVİSİ: Şişmanlık ve onun yarattığı diyabet ve diğer birçok hastalık çağımızın bir numaralı sağlık sorunu. Çözüm çok zor. Mide ameliyatıyla çok kilo verdirmek mümkün. 150 kişinin üç yıl izlendiği karşılaştır-malı bir araştırmada, ameliyatın ilaç ve hayat tarzı tedavisine göre daha etkin olduğu ortaya çıktı. Diyabetiklerin yarıya yakınında ilaca gerek kalmadı. Kan yağlarında, vücuttaki yangı düzeyinde ciddi iyileşmeler sağlandı. Her şeyi denemiş aşırı şişmanlar için hayat kurtarıcı olabilecek bir yöntem.
KATETERLE TANSİYON TEDAVİSİ: Son 5 yıldır ilaçla kontrol altına alınamayan yüksek tansiyon tedavisi için kasıktan sokulan ince bir boruyla böbrek damarlarındaki sinirler yakılıyordu.
Gözlemler ümit vericiydi. Bu toplantıda ayrıntıları açıklanan bir araştırma büyük bir düş kırıklığına yol açtı. Yeni yöntemle tedavi edilen hastalara kateterin sokulduğu ama yanma uygulanmayanların tansiyonları arasında fark olmadığı görüldü. Kateterden ümit kesilmedi ama eski heyecan yok.
Türk araştırmacılarına Amerika’dan ödül geldi
American Kardiyoloji Koleji bilimsel toplantısında Türk Kardiyoloji Derneği ile Asya Pasifik Kardiyoloji Derneği ortak bir sempozyum düzenledi. Konu başta sigara ve toplumları tehdit eden diğer risk faktörleri ve bunlarla nasıl başa çıkılabileceğiydi. Türkiye’nin sigarayla mücadeledeki başarısının özellikle altı çizildi.
Sempozyumun başlangıcında tüm toplantıya Orta Doğu ve Asya ülkelerinden gönderilen yüzlerce bildiriden en başarılarına ödül verildi. Türkiye’den Doçent Dr. Cihangir Kaymaz’ın önderliğini yaptığı Koşuyolu Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi araştırma ekibi büyük ödülü aldı.
Akciğer tansiyonuna çare
Dr. Cihangir Kaymaz ve arkadaşları yıllardır tedavisi çok zor olan bir hastalık üzerinde çalışıyor. Tıbbi adı ‘pulmoner hipertansiyon’ olan akciğerlerdeki kan basıncının çok yükseldiği bu hastalığın nedeni bulunup, tedavi edilebilirse akciğerlerdeki basınç düşer.
Bazen hiçbir neden bulunamaz. Daha çok kadınlarda görülen bu hastalıkta akciğerdeki küçük damarların duvarları kalınlaşır, esneklikleri kaybolur. Hastalığın nedeni bilinmediği için tedavisi çok zordur. Son 10 yıl içinde bulunan ilaçlarla bir ölçüde iyileşme sağlanmış olsa da sorun hâlâ çok ciddi.
Dr. Kaymaz ve arkadaşları pulmoner hipertansiyon üstünde yıllardır çalışıyorlar, araştırma yapıyorlar yakından izledikleri geniş bir hasta grubu var.
Dolaşım bozuluyor
Koşuyolu ekibine ödül getiren bilgisayarlı tomografiyle yapılan araştırma akciğerlerdeki kılcal damarlarla ilgili. Normalde akciğerlere giden kanın yüzde 98’i vücuttan kalbe dönen ve kalpten akciğerlere gönderilen oksijenden, fakir kandan oluşur. Akciğerlerde basınç çok yükseldiğinde dolaşım bozulur. Araştırma gerekli olan kanın, aorttan yardıma gelen ve oksijenden zengin kan taşıyan kılcal atar damarlarca sağlandığını gösteriyor. Bu buluşlarının yeni tedaviler için daha önceden bilinmeyen hedefler oluşturabileceğini düşünen Doçent Kaymaz çalışmalarını artırarak sürdüreceklerini söyledi.