Tıbbi adı ‘enfektif endokardit’ olan mikrobik hastalık, çoğu zaman yaralı kalpleri tutar. Ya bozuk kalp kapağına ya da doğuştan hasarlı olan kalp kasına yerleşen mikrop, ne kadar saldırgan ve yıkıcıysa hastalık o kadar ağır seyreder. Enfeksiyonu temizlemek için acil ameliyat gerekebilir
Cihan Bey bir hafta öncesine kadar yoğun bir çalışma temposu olan, 43 yaşında enerjik bir işadamıydı. Yediğine içtiğine dikkat eder, düzenli egzersiz yapardı. 10 yıl önce, şimdi çalıştığı şirkette işe başlarken muayene eden doktor, kalbinde bir üfürüm duymuş ve ultrason (kısaca eko da denilen ekokardiyografi) yaptırmıştı. Normalde 3 yaprakçıklı olan aort kapağının onda 2 yaprakçıklı olduğu ortaya çıktı. Kapağın çalışmasında önemli bir aksaklık olmadığı için tedaviye gerek görülmedi. O tarihten sonra, 2 hafta öncesine kadar hiçbir sağlık sorunu olmadı.
İki hafta önce her şey değişti. Kendisini halsiz hissediyor, geceleri ateşi çıkıyor, 2 adım atsa yoruluyordu. Hiç iştahı yoktu.
Köşedeki eczaneden aldığı antibiyotiğe rağmen ateşi düşmedi. Gece yatarken boğulma hissiyle uyanıyor, oturunca rahatlıyordu. Bu şikâyetlerle gittiği doktor, ciddi bir enfeksiyon geçirmekte olduğunu söyleyerek onu hastaneye yatırdı.
Konsültasyona çağrılan bulaşıcı hastalıklar uzmanı, kalbinde şiddetli bir üfürüm olduğunu, kalp kapağının mikrop kapmış olabileceğini söyledi. Ekokardiyografi yapılmasını ve kalp hastalıkları uzmanına haber verilmesini istedi. Bu arada kanda enfeksiyonun varlığını kanıtlamak için 3 ayrı kan örneği alınmasını önerdi. Kan örnekleri alınır alınmaz antibiyotiğe başlanması talimatını verdi.
Kalp kapağında enfeksiyon olur mu?
Kan örnekleri alındıktan sonra damardan geniş etkili 2 antibiyotikle tedaviye başlandı. Birkaç gün içinde, alınan 3 kan örneğinde mikrop olup olmadığı, varsa ne cins olduğu, hangi antibiyotikle öldürülebileceği ortaya çıkar, kesin antibiyotik seçimi o zaman yapılırdı. Bu arada yapılan ekoda, aort kapağının üstünde büyücek bir kitle görüldü. Kapağının çalışması bozuktu. Sol karıncığın aorta pompaladığı kanın önemli bir bölümü, iyi kapanmayan kapaktan karıncığa geri kaçtığı için kalbe büyük bir ek yük biniyordu. Nefes darlığı ve yorgunluk bu yükün yarattığı kalp yetersizliğinin belirtileriydi.
Ani gelişen hastalığın nedeni, kana karışan mikropların, normal olmayan, iki yaprakçıklı aort kapağına yerleşip tahribat yapmalarıydı. Ekoda aort kapağının yaprakçıklarının üstünde görülen yumru bu tahribatın ürünüydü, içinde mikrop kaynıyordu. Tıbbi adı “enfektif endokardit” olan bu hastalık çoğu zaman bir bölgesi hasta veya yaralı olan kalpleri tutar. Mikroplar, Cihan Bey’de olduğu gibi ya bozulmuş kalp kapaklarına ya da doğuştan hasarlı olan kalplere ya da yapay kapaklara yerleşir. Ender de olsa kalplerinde hiçbir anormalliği olmayanlarda da ortaya çıkabilir. Birçok farklı mikrop endokardite yol açabilir. Mikrop ne kadar saldırgan ve yıkıcıysa, hastalık o kadar ağır seyreder.
İlaç mı, ameliyat mı?
Cihan Bey’e bakan doktorları, tedavi planı yaparken 2 seçenek üstünde durdular. Ya antibiyotik tedavisine devam edip önce enfeksiyon kontrole alınmaya çalışılacak, ameliyat daha sonra düşünülecekti. Ya da, daha fazla beklemeden ameliyat etme yolunu seçeceklerdi. Birinci seçeneğin avantajı, enfeksiyon kontrol altına alındıktan sonra yapılacak ameliyatın riski ve takılacak yapay kapağın iltihaplanma tehlikesinin acil ameliyata göre daha az olacağıydı. Buna karşılık, bir iki gün içinde yapılacak ameliyatla enfeksiyonun bulunduğu tüm dokuları kesip çıkarmak mümkün olacaktı.
Kısa dönemde risk biraz yüksek olsa da, Cihan Bey’deki enfeksiyonun azgınlığı ve kalp kapağındaki tahribatın ağırlığı düşünülünce en kısa zamanda ameliyat etmek daha akla yakın görünüyordu. Üstelik hastayı hastaneye getiren kalp yetersizliğinin, kapağın çalışması düzelmedikçe iyileşmesi söz konusu değildi.
Kalp cerrahı bir an önce ameliyat yapılmasından yanaydı. Amerikan Kalp Birliği’nin 2011 yılının Kasım ayında yapılan toplantısında, Güney Koreli bilim adamlarınca bildirilen bir bilimsel araştırmanın sonuçları onun görüşünü destekliyordu. Bu çalışmada, Cihan Bey’e benzer durumdaki 80 hasta antibiyotik tedavisine başlandıktan sonra rasgele (randomizasyon yöntemi) 2 gruba ayrıldı. Birinci gruptakiler tanı konulduktan sonra 48 saat içinde ameliyat edildi, diğer gruptakiler önce antibiyotiklerle tedavi edilmeye çalışıldı. 6 hafta içinde ölenler ve inme geçirenler sayıldı. Ameliyat olanlardan sadece biri, “önce ilaç” denilerek tedavi edilenlerden 9’u bu akıbetlerden birine uğradı.