Prof. Dr. E. Murat Tuzcu

Prof. Dr. E. Murat Tuzcu

murat.tuzcu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Modern tıbba bir seçenek veya onun tamamlayıcısı olma iddiasındaki alternatif tıbba bilim çevreleri hep şüpheyle baktı. Ama, önerdiği tedavilerin bilimsel metodlarla sınandığı, tartışmanın ideolojik saplantılardan uzak ve kanıtlar ışığında yapıldığı örnekler de var. Bunlardan bazıları meditasyon, şelasyon, çikolata ve vitaminin kalbe etkileriyle ilgili çalışmalar

Modern tıbba bir seçenek olarak başlayıp onun tamamlayıcısı olma iddiasıyla yoluna devam eden sağlığı koruma ve iyileştirme yöntemlerine bilim çevrelerinde hep şüpheyle bakıldı. Halbuki bu yaklaşım bilimin temelinde yatan; doğru bildiğinden her zaman şüphe edip sınamaktan kaçınmama ve aykırı görüşlere açık fikirlilikle yaklaşma ilkelerine ters düşüyor.
Doğru yaklaşım, alternatif tıbbın önerdiği tedavilerin bilimsel metodlarla sınanmasını, tartışmanın ideolojik saplantılardan uzak, ortaya çıkan kanıtlar ışığıda yapılmasını gerektiriyor.
Yeni bir tedavi yönteminin, ilaç olsun, tıbbi cihaz veya ameliyat tekniği olsun, o sırada uygulanmakta olan standart tedaviden daha iyi, veya en az onun kadar iyi olduğunu saptamak için kullanılan bir bilimsel araştırma yöntemi var. Tıbbi adı randomize çalışma olan rastgele dağılımlı araştırmaların yeterli sayıda denek üstünde ve doğru bir metodla yapılması, uzun ve zahmetli de olsa, gerçekten yararlı tedavilere kavuşmamızı, işe yaramayanları bir kenara atmamazı sağlar.
Bu hafta, kalp damar hastalıkları alanında alternatif tedavilerle ilgili bazı yeni rastgele dağılımlı bilimsel çalışmalara değinmek istiyorum.

Haberin Devamı

Kalp hastalıklarında alternatif tedaviler

Bilimsel adı randomize çalışma olan yöntemde amaç uygulanacak tedavi dışında tüm özellikleri aynı olan iki grup oluşturmaktır. Bir gruba sınanacak tedavi (örneğin yeni bir ilaç) uygulanırken kontrol grubunu oluşturan diğer deneklere tedavi uygulanmaz. Böylece çalışmanın başında kararlaştırılmış olan başarıya ulaşılırsa bunun uygulanan tedaviye bağlı olduğuna emin olunur. Çünkü, diğer görünür veya görünmez faktörlerin etkileri rastgele dağılımla(randomizasyon) oluşturulan iki grubun oluşturulmasıyla önlenmiştir.
Bir örnekle açıklayalım: Aynı hastalıktan muzdarip bir grup çocuk rastgele iki gruba ayırılsa, 2 grupta kız erkek sayısının, boy, kilo, yaş dağılımının aynı olduğunu, saç ve göz rengine kadar birbirinin benzeri olduklarını görürüz. Gruplardan birine gerçek ilaç diğerine, dışardan bakılınca tıpa tıp aynı görünümde olan boş ilaç (plasebo) verilip çocuklar bir süre izlenirse ilacın yararlı olup olmadığı ve yan etkilerinin çoğu saptanır.

Haberin Devamı

MEDİTASYON

Kalp krizi ve inme önlenir mi?

Gerilimi azaltmaya yönelik çeşitli gevşeme yöntemlerinden meditasyonun kalp damar sağlığına yararlı olduğu öteden beri iddia edilir. Bu konuda yapılmış küçük ama ciddiye alınması gereken iki yeni araştırma var.
Amerikan Kalp Birliği’nin bilimsel dergilerinden birinde yayınlanan bir araştırmada 200 Afrika kökenli Amerikalı genel sağlık bilgileri hakkında eğitildikten sonra rastgele iki gruba ayrıldı. Birinci gruptaki deneklere nasıl meditasyon yapacakları öğretildi ve günde iki kere 20 dakika meditasyon yapmaları istendi. Diğer gruptaki 100 kişi kontrol grubunu oluşturdu. Beş yıllık takipten sonra meditasyon yapanlar arasında 20 kişinin, kontrol grubunda da 32 kişinin kalp krizi veya inme geçirdiği ya da öldüğü saptandı. Araştırmacılar meditasyonun yararını tansiyon düşürücü etkisine ve vücuttaki gerginliği artırıcı sinir sistemini baskılamasına bağlıyor.
Bu araştırma meditasyonun kalp damar hastalarına yarar sağladığını düşündürtüyor. Ama, incelenen hasta sayısının az olması, ve diğer bazı metot sorunları nedeniyle kesin yargıya varmak mümkün değil.

Tansiyon ilacı yerine meditasyon!
Başka bir çalışmada Toronto Üniversitesi’nden bilim insanları hafif düzeyde yüksek tansiyonu olan insanlarda ilaç vermeden meditasyon ve yogayla kan basıncını düşürebilir miyiz diye sordular. Kanada Kalp Damar Derneği toplantısında sonuçları açıklanan araştırmada, katılanların hepsine sağlıklı hayat tarzı bilgileri verildi. Sonra, hastalar rastgele iki gruba ayırdılar. Bir grubun yoğun olarak meditasyon yapması sağlandı. İkinci gruptakiler kontrol denekleri olarak izlendi. Araştırmanın sonunda, bilim insanlarının öngördüğünün tersine, meditasyon ve yoganın tansiyonu düşürmediği ortaya çıktı.
Daha önceki araştırmalara ters olan bu sonuçlar meditasyonun yüksek tansiyon tedavisinde tek başına etkili olmadığını gösteriyor. Lakin, bu veriler meditasyonun ilaç tedavisine ek olarak yarar sağlamayacağı anlamına gelmiyor. Birçok uzman hiçbir yan etkisi olmayan, stresi azaltan ve iyilik hissi veren meditasyon ve yoga gibi gevşeme yöntemlerinin yabana atılmaması gerektiğini düşünüyor ve daha çok sayıda deneğin izleneceği tamamlayıcı etkinin araştırılacağı çalışmalar için çağrıda bulunuyor.

Haberin Devamı

Zehirlerden arınma kalbe yarıyor mu?

Eski çağlardan beri vücutta biriken zehirlerin temizlenmesinin şifa getirdiği görüşü yaygındır. Çoğu zaman gerçekten zehirli bir maddenin olup olmadığı, varsa da hangisi olduğu bilinmese de bu tedavi yöntemi çekiciliğini hiç kaybetmedi. İngilizce adı ‘Chelation’ olan şelasyon yöntemi bunlardan biri.
Tarih boyunca her derde deva tılsımlı bir ilacı pazarlayan şarlatanları çok iyi bilen hekimler şelasyon tedavisine hiç iyi gözle bakmadılar. İşe yaramayan, zararlı etkileri olabilecek bir yöntem olarak değerlendirdiler.
Kasım ayı başında Amerikan Kalp Birliği’nin yıllık toplantısında sunulan bir bildiri ilk defa şelasyonla kalp hastalıkları tedavisini bilimsel bir tartışma ortamına soktu. Kalp krizi geçirmiş 1700 hastanın rastgele iki gruba ayrıldığı bu karşılaştırmalı çalışmada bir gruba damardan ağır metal bağlama özelliği olan bir çözelti diğer gruba boş şekerli serum verildi. Bu tedavi haftada bir kere olmak üzere 40 kez tekrarlandı. Araştırmanın sonunda sınırda da olsa kalp damar hastalığına yararlı olduğunu düşündüren bir sonuç elde edildi. Başta araştırmayı sunan doktor olmak üzere birçok bilim insanı sonuçları şaşırtıcı bulduklarını bildirdi.
Bu çalışmanın yeterince ikna edici olmadığının, birçok metot hatası ve eksikliği olduğunun altını çizdiler.
Şelasyon tedavisinin parkinsondan kalp krizine, romatizmadan Alzheimer’a her hastalığı iyileştirdiğini söyleyenlere saygın bir tartışma platformunun kapısı aralandı. Bu kapıdan geçebilmeleri için bilimsel metodolojiyi uygulayarak şüpheci tıp mensuplarını ikna etmeleri gerekiyor.

Kalp hastalıklarında alternatif tedaviler

Kurşun ve civa zehirlenmesinde ve bazı kan hastalıklarında işe yarayan şelasyon kimyasal bir bileşimle metalleri bağlayıp vücuttan atma prensibine dayanır. Elde inandırıcı kanıt olmasa da, aynı yöntemin damar sertliği plaklarının temizlenmesinde de işe yaradığını söyleyip uygulayanlar az değil.

Çikolata zayıf kalplerin dostu

Kalp hastalıklarında alternatif tedaviler

Koyu çikolatanın damarları genişletici ve pıhtı oluşumunu zorlaştırıcı etkilerini (Alttaki damarda görülüyor) ‘flavanoid’ adlı maddeler yapıyor. Flavinoid düzeyi çikolatadaki kakao miktarı artıkça yükseliyor. Yüzde 50’den fazla kakao içeren koyu çikolata yararlı, beyaz veya sütlü olanı değil.

İçinde bolca kakao bulunan koyu çikolatanın yüksek tansiyon, kalp krizi, inme ve kalp damar hastalıklarını önleyici etkileri olduğunu gösteren birçok veri var. Bu ay prestijli Avrupa Kalp Dergisi’nde (EHJ) yayınlanan bir araştırma bu olumlu etkilere bir yenisini ekledi. Kalp yetersizliği çeken 20 hastayı rastgele iki gruba ayıran İsviçreli bilim insanları birinci gruba koyu çikolata verdi. Kontrol grubundakilere içinde kakao olmayan çikolata verdiler. Koyu çikolata yiyenlerin damarlarının genişlediğini ve damarlarında pıhtı oluşumunun zorlaştığını gözlemlediler. Kontrol grubunun damarlarında genişleme olmadı, pıhtı oluşumu da değişmedi.

Vitamin haplarına bir darbe daha

Bir neden yokken, destekleyici ve koruyucu özelliği olduğu düşünülerek alınan vitaminlerin kalp damar hastalıklarına yararı olmadığını kanıtlayan birçok veri var. Yine de içinde birçok vitamin bulunan ‘multivitamin’ haplarının yararlı olduğu görüşü yaygın. Kasım başında JAMA dergisinde yayınlanan bir araştırma bu tartışmaya son noktayı koydu.
Yaklaşık 15 bin erkek doktor rastgele iki gruba ayrıldı. Birinci gruba günde bir çok vitaminli hap diğer gruba görünümü tıpa tıp aynı boş hap (plasebo) verildi. Ortalama 11 yıl izlenen iki gruptaki denekler arasında kalp damar hastalıkları ve ölüm açısından hiçbir fark olmadığı görüldü. Vitamin hapı ne kalp krizini, ne de inmeyi azaltıyor. Kişi ister sağlıklı olsun ister kalp hastası, çok vitaminli hapın hiçbir yararı yok!