Prof. Dr. E. Murat Tuzcu

Prof. Dr. E. Murat Tuzcu

murat.tuzcu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Ani ölümlerin büyük çoğunluğundan sorumlu olan kalp krizine ve diğer hastalıklara geçen hafta değinmiştim. Bu hafta, kalpte görünür bir yapısal sorun olmasa da kalbin elektrik sistemindeki ciddi bozuklukların ölümcül çarpıntılara yol açabileceğinden söz edeceğim...

Kalbi mekanik bir pompa olarak düşünebiliriz. Her atışında, içine dolmuş kanı vücudun dört bir yanına yollar. Bu pompanın çalışabilmesi için, otomobildeki silindirleri harakete geçiren buji kaynaklı kıvılcıma benzer bir uyarıya ihtiyacı vardır.
Ana görevi kasılıp gevşemek olan kalp hücreleri, düzenli aralıklarla gelen elektrik akımı tarafından harakete geçirilir. Bu akımın düzeni ya da ritmi, eski deyimle ahengi bozulursa aritmi var demektir. Ritim bozukluğunun çeşidine göre sorunun ciddiyeti de değişir.

Haberin Devamı

Ritim bozukluğu

Kalbin sağ üst odasında bulunan bazı özel hücreler, otomobil aküsü gibi çalışırlar. Organın tüm hücrelerini uyaran elektrik akımı buradan kaynaklanır. Aküden çıkan kıvılcım, kalbin üst odalarına yayılıp uyardıktan sonra iki kat arasındaki dağıtım merkezine gelir. Elektrik buradan özel hücrelerden oluşan kablolar aracılığıyla kalbin alt katındaki, pompa görevi gören odalara yayılır. Kasların belli bir ahenge göre uyarılması kalbin kasılıp gevşemesini sağlar. Birbiri ardına ve hiç durmadan eşit aralıklarla gelen kasılma ve gevşemeler bir ritim oluşturur.
Normal ritmi bozan herhangi bir düzensizliğe aritmi denir. Zamanından erken gelen, tıbbi adı ekstrasistol olan erken bir kalp vuruşu da, öldürücü olan çarpıntılar da aritmidir. Aritminin ciddiyeti, kaynaklandığı bölgeye, yol açtığı kalp hızına, düzenli olup olmamasına ve ne kadar sürdüğüne bağlıdır. Bazıları kişiye hiç bir zarar vermezken bazıları ise çok rahatsız edicidir. Hatta ölümcül sonuçlar dahi doğurabilir.
Bu nedenle, “bende aritmi var” veya “ritim bozukluğu var” demek genel bir fikir vermenin ötesinde pek bir şey ifade etmez. Aritmi sadece kendi başına değerlendirilemez. Onu yaratan sorun ve kalbin genel sağlığıyla beraber düşünülmelidir.

Haberin Devamı

Kalbin ahengi bozulursa...

Öldürücü aritmi

Kalbin ahengi bozulursa...

Kalbin alt odalarının çok hızlı çarptığı veya titreştiği durumlarda kanla dolmaya zaman kalmadığı için vücuda ya hiç kan atılamaz ya da çok az atılır. Bir kaç dakika içinde tedavi edilip normal düzene döndürülmezse kişinin hayatını sürdürmesi mümkün olmaz.


Ani kalp durması denilen durumda çoğu zaman kalp durmaz ama etkin olarak da çalışamaz. Verimli bir biçimde çarpacağına titreştip vücuda yollaması gereken kanı atamaz. Kan basıncı hızla düşer, beyne kan gitmedigi için saniyeler içinde bilinç kaybı oluşur ve kişi yere yığılır. Birkaç dakika içinde ritim normale döndürülmezse hayat ışığı sönmeye başlar.
Hızla müdahale edilip hayata döndürülen kişilere sorulduğunda, çoğu nasıl olup da bayıldığını ve yere düştüğünü hatırlayamaz. Bazıları bir çarpıntı ve fenalık hissinden sonra gözlerinin karardığından söz eder.
Ölümcül olan çarpıntı, hemen hemen her zaman kalbin alt odalarından (karıncıklar) kaynaklanan bir ritim bozukluğudur. Yukarı odalardan (kulakcıklar) kaynaklanan çarpıntılar rahatsızlık ve sıkıntı yaratsa da bazı istisnalar dışında kısa sürede ölüme yol açmaz.

Haberin Devamı

Yavaş atım da öldürebilir

Ani ölüme yol açan ritim bozukluğu, çoğu zaman kalbin alt odalarının çok hızlı çarpmasına ya da titreşmesine bağlı olsa da bazen suç kalbin çok yavaş atmasında ya da hiç atmamasındadır.
Kalbin sağ üst odasındaki akü hücrelerinden elektrik uyarısı çıkmazsa kalp durmaz. Çünkü kalbin başka birçok hücresi az çok akü görevi görebilecek özelliğe sahiptir. Örneğin, üst kattan aşağıya elektrik akımını taşıyan kablolar koparsa, karıncıkdaki hücreler uyarı vererek yavaş da olsa kalbi faal halde tutmaya çalışır. Normalde nabız hızı 70 olan bir kişide böyle bir durum oluşursa, kalp dakikada 30-35 defa atarak beynin ve diğer organların hayatta kalmasını sağlar. Baş dönmesi, fenalık hissi hatta bilinç kaybı olsa da saniyeler içinde ölüm olmaz. Bu kişilerin hayatta kalma şansı çok daha fazladır.
Bazı hastalarda kalp çok zayıf veya hasta olduğu için yahut alınan bazı ilaçların etkisi ile kalbin güvenlik mekanizması çalışamaz ya da çok yavaş çalışır. Yukarıdaki örnekteki gibi dakikada 30-35 kere değil de 10-15 kere çarparsa, beyne ve diğer organlara canlı kalabilmelerine yetecek kadar kan gitmez. Kısa sürede ölüm kaçınılmazdır.
Kalp zayıfsa çarpıntı tehlikeli
Kalp kası herhangi bir nedenle zayıflamışsa öldürücü bir çarpıntı riski vardır. Zayıflık arttıkça risk de artar. Çoğu zaman zayıflamanın nedeni geçirilmiş kalp krizleridir. Kalbin virus enfeksiyonu veya başka nedenlerle ciddi hasar gördüğü durumlarda da aynı tehlike vardır. Tedavi için çarpıntı olduğunda, kalbe şok verip durumu düzelten pil takılır.
Kalp güçlü olsa dahi bir kısmı yeterli kan almıyorsa öldürücü çarpıntı riski vardır. Kansız kalan alan genişledikçe risk de artar. Böyle durumlarda kanlanmayı düzeltmek için stent takılarak veya baypas yapılarak risk düşürülür.
Kalpte sorun yok (mu)?
Medyada çıkan “13 yaşında kalp krizinden öldü” ya da “19 yaşında halı sahada top oynarken kalp krizi geçirdi” haberlerindeki hastalık gerçek kalp krizi değildir. Çoğunda altta yatan başka bir kalp hastalığı vardır. Ama bazı durumlar vardır ki ölen gençte yapılan otopside hiç bir anormallik bulunmaz. Kalp kası, kapaklar, kan getiren damarlar tamamiyle normaldir. Bütün bunlar ani ölümün kalbe bağlı olmadığını göstermez. Bazen kişinin bilinen hiçbir hastalığı olmasa da, hatta sıradan bir “check-up”da 100’de 100 sağlıklı bulunsa dahi ciddi ritim bozukluklarına eğilim olabilir. Ancak bir uzmanın teşhis edebileceği bir elektrik sistemi problemi, ender de olsa ölümcül sorunlara yol açabilir.

Kalbin ahengi bozulursa...

Sorumlu bozuk elektrik sistemi

Elektrik akımının kalpte ahenkli bir biçimde yayılabilmesi, başka bir deyişle ritmin düzenli olabilmesi, her hücrenin görevini yapmasına bağlıdır. Elektrik dalgası kapıya dayanınca hücre hem uyarılıp esas görevi olan kasılma işlemine başlar, hem de elektriğin komşu hücrelere geçmesini sağlar.
Eğer elektrik akımının yayılması için gerekli olan sistem iyi işlemiyorsa hücrelerde ahenk ve işbirliği yerine anarşi hakim olur. Kalp bir kasırgaya tutulmuş gibi çok hızlı çarpmaya veya titreşmeye başlar.
Son 20 yılda yapılan araştırmalar, başka hiçbir sorun olmamasına rağmen ciddi çarpıntılara yol açan elektrik sistemi sorunlarının genetik anormalliklere bağlı olduğunu ortaya koydu.
Gençlerde ani ölüm çok ender olsa da bir tanesi bile trajedi olduğundan, uzmanlar nasıl önleyebiliriz sorusuna cevap bulmak için çalışıyor. Bugün için eğer ailede ağır çarpıntı veya ani ölüm hikâyesi varsa veya çocuklarda bayılma, nefes darlığı çarpıntı oluyorsa mutlaka doktora baş vurarak ciddi bir sorun olup olmadığının araştırılması tavsiye edilir.
Sağlıklı yaşam bilgiyle mümkün
Sağlıklı kalabilmek, hastalanınca iyileşebilmek için tabi ki iyi bir sağlık hizmetine ihtiyaç var. Ama bu yeterli değil. Hizmeti alanların da ne olup bittiğini anlamak ve kendileri hakkında verilecek kararlarda söz sahibi olmak için sağlık konusunda bilgili, başka bir deyişle sağlık alanında okuryazar olmaları gerekir.
Kalple ilgili her acil durumun kalp krizi olmadığını, ritim bozukluğu veya aritminin çok farklı sorunlar ifade edebilen genel terimler olduğunu bilen bir hastanın doktorunun söylediklerini anlaması ve tedavi kararlarına katılması daha kolay olur.
Sağlık okuryazarlığını güçleştiren etkenlerden biri de doktorların hastalarıyla konuşurken kullandıkları tıbbi terimlerdir. Birkaç hafta önce bir okurdan gelen “bende taşikardi var, tehlikeli mi?” sorusu bu soruna bir örnek oluşturuyor.

Bende taşikardi var

Taşikardi hızlı kalp atışı demektir. 2 kat merdiven çıktığımızda hepimizin taşikardisi olur. Olmazsa anormaldir. Kaslarımızın kan ihtiyacı artmıştır. Kalbimizin dinlenme haline göre daha hızlı atması artan ihtiyacı karşılar.
Buna karşılık taşikardiyle kast edilen karıncıklardan kaynaklanan bir hızlı atımsa, ki buna tıpta ventriküler taşikardi denir, sorun çok ciddi olabilir. Eğer hızlı atım, kalbin üst odalarından kaynaklanıyorsa kolayca tedavi edilebilecek bir çarpıntı da olabilir, hastaneye yatmayı gerektirecek ölçüde ciddi bir hastalık da. Kısacası ‘taşikardi’ sözcüğü, ‘ritim bozukluğu’ ya da ‘aritmi’ kelimelerinde olduğu gibi tek başına çok açıklayıcı değildir.

Son söz:
Genç bir insanın ani ölümü, yakını olsun olmasın herkesi yasa boğan bir trajedidir. Hepsi önlenemese de genç ölümlerinin sayısını azaltabilmek için iyi işleyen bir sağlık sistemi kadar, sağlık hizmeti alanların bilgili olmasına da ihtiyacımız var.