Prof. Dr. E. Murat Tuzcu

Prof. Dr. E. Murat Tuzcu

murat.tuzcu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Geçen hafta diyabetiklerde kalp hastalığıyla ilgili yazımdan sonra okurlardan birçok soru geldi. Bu haftaki yazımda, bu soruların bir bölümünü cevaplayacağım

1 - Baypas neden daha iyi?

Diyabeti ve kalbi besleyen damarlarında yaygın darlıkları olan bir kişide neden baypas ameliyatının, stentle yapılan tedaviye göre daha iyi sonuç verdiğini tam olarak bilmiyoruz. Bu hastalarda damar sertliğinin çok yaygın olması ve stentlerin sadece takıldıkları bölgedeki tedavi edici nitelikleri sebep olarak gösteriliyor. Bir diğer olası neden de, bazı tıkalı damarların stentle açılamaması ama baypasla tedavi edilebilmesi.

2 - Şeker hastasıyım, aspirin almalı mıyım?

Şeker hastalarında pıhtı oluşumunun kolaylaştığı ve damar içinde oluşan pıhtıların eritilme gücünün azaldığı biliniyor. O zaman, pıhtı oluşumunu önlemek için bütün diyabetiklere aspirin verelim diye düşünülebilir. Yapılan çalışmalar ancak yüksek riskli diyabetiklerde aspirinin yararlı olduğunu gösteriyor. Risk yüksek değilse sağlanan küçük yarar, aspirinin artırdığı kanama riskini göze almaya değmiyor. Kısacası doktora danışmadan aspirin almamalı.

3 - Diyabetin etkisi ne zaman başlıyor?

Şeker hastalığı açlık kan şekeri 126 mg/dl üstüne çıktığı zaman diyabet tanısı konur. Bu demek değildir ki, bir gün önce her şey güllük gülistanlıkken, sabah kalkınca aniden diyabet ortaya çıkar. Glikoz metabolizması dediğimiz, vücutta şekerin enerji kaynağı olarak kullanılması ve depolanmasını sağlayan sistem, diyabet teşhisinden yıllar önce bozuk çalışmaya başlar. Glikoz metabolizması rayından çıktıktan sonra damarlarda ve daha birçok organdaki tahribat yıllarca, sessiz sedasız devam eder. “Hiçbir şeyim yoktu. Bir gün kalp krizi geçirdim, o zaman şeker hastalığı teşhisi kondu” diyen hasta gerçekte buz dağının su üstündeki küçücük parçasından söz etmektedir.

4 - İnsülin direnci ne demek?

Yediğimiz karbonhidratlar bağırsaklarımızdan kana geçtikten sonra karaciğerde glikoza çevrilir. Oradan kana salınan glikoz kendi başına işe yaramaz. ‘İnsulin’ adlı molekül elinden tutarsa hücrelere girebilir. Düzen bozulduğu zaman, hücreler kapıya gelen el ele tutuşmuş bir glikozla bir insülini içeri almazlar. Bir insülin yetmez bir kaç tane gelsin derler. İstedikleri sayı giderek artar. İşte buna insülin direnci denir. İnsülini üreten midenin arkasında karnımızın derinliklerinde yer alan pankreas bezidir. Pankreas artan talebi karşılayabilmek için fazla mesai yaparak üretimi artırır. Ama fazla insülin damar sertliği ve daha birçok illetin ortaya çıkmasında en önemli rolü oynar. Yıllarca fazla mesai yapan pankreas yorulup yeterli üretimi yapamaz hale gelince diyabet ortaya çıkar. Ama çoğu kişide atı alan Üsküdar’ı geçmiş, o zamana kadar damar sertliği oluşup ilerlemiştir bile.

5 - Kan şekerinin kontrolü kalbi korumaz mı?

20 yıl önce tamamlanan iki büyük karşılaştırmalı araştırma ve daha sonraları yapılan çalışmalar o zaman için “sıkı” olan kan şekeri kontrolünün yararlarını ortaya koydu. Şimdi standart tedavi olan eskinin “sıkı” kontrolünü daha da güçlendirmenin kalbe daha fazla yararı olur mu sorusunun cevabı ise o kadar açık değil. Son 5 yılda yapılan 3 büyük araştırmada kan şekerini ilaçla her zaman normal sınırlarda tutmaya çalışmanın ek bir yararı olmayacağı hatta zararlı olabileceğini düşündüren sonuçlara ulaşıldı. En doğru yol, doktorun hastanın tüm özeliklerini göz önüne alarak kan şekeri hedefini belirleyerek tedavi planını yapmasıdır.

6 - Diyabetiklerin damarları daha mı ince?

Anjiyo filmini incelerken kalbi besleyen koroner damarların ince olduğunu gören kardiyologlar, “Acaba hasta diyabetik mi?” diye sorarlar. Gerçekten de yapılan çalışmalar şeker hastalarında damar çaplarının diğer hastalara göre daha küçük olduğunu gösterdi. Damarlar inceyse koyulan baypasın tıkanma riski, stent takılmışsa daralma ihtimali daha büyük damarlara göre yüksektir.
Diyabetiklerin damarları niye ince sorusunun cevabı tam olarak bilinmese de iki neden üstünde duruluyor.Yaygın damar sertliği damarları boylu boyunca doldurduğu için kanın aktığı bölüm genel olarak daralır ve damar öyle olmasa da inceymiş gibi gözükür. Diğer bir neden de, bu hastalıkta koroner damarların gevşeme kabiliyetinin azalması, büzüşmeye eğilimin artmasıdır.

7 - Kardiyoloğum idrar tahlili istedi, neden?

Şeker hastalarında idrar tahlilinin önemi büyüktür. İdrarda şeker varsa kanda şeker çok yükselmiş demektir. Diyabetiklerde idrar yolu enfeksiyonu sık görülür ve bir damla idrarın mikroskop altında incelenmesi teşhis koydurur. Ama kardiyoloğun diyabetik hastasına idrar tahlili yaptırmasının esas nedeni ne “Şeker var mı?” diye bakmaktır, ne de mikrop aramaktır. Amaç idrarda albumin var mı, varsa ne kadar olduğunu anlamaktır. Çünkü, idrarda belli miktarın üstünde albumin varsa hem böbrek hem kalp için tehlike var demektir. Tedavinin güçlendirilmesi gerekir.

8 - Böbrekler bozulursa kalp etkilenir mi?

Kalp damar sistemi ve böbrekler hem sağlıkta hem hastalıkta beraber hareket ederler. İkisi de birbirlerinden etkilenirler, ötekinin bozduğunu düzeltmeye çalışırlar. Bazan başarılı olurlar, bazan iyi niyetli çabaları ters etki yapar durum daha da kötüleşir.Böbrekler bozulacak olursa, kalbin baş etmek zorunda kalacağı kan hacmi artar, kan basıncı yükselir, damar büzücü maddelerin etkileri yoğunlaşır, kalp çok kolay yorulur hale gelir. Bu nedenle diyabetin çağdaş tedavisinde, çok yönlü koruma ve önleyici tedavilere öncelik verilir ki kalbin doğrudan zarar görmesi de dolaylı yoldan etkilenmesi de önlenebilsin.

9 - Diyabetiğim, tansiyonum da var, tehlikeli mi?

Eğer bir şeker hastasının başının derde girmesini garanti etmek istiyorsanız yüksek tansiyonunu ciddiye almayın. Uzun dönemde mutlaka problem çıkacaktır. Problem kalp krizi, inme, kalp kası kalınlaşması, kalp yetmezliği olabilir ya da kendini böbrek yetmezliği olarak gösterebilir. Ama, kan basıncı hayat tarzı düzenlemeleri ve ilaçla kontrol altına alınacak olursa bu risk yarıya yakın azalır. Elimizdeki tansiyon ilaçlarının bir bölümü kan basıncı kontrolünün yanı sıra böbrek koruyucu özelliğe de sahiptir.

10 - Şeker hastasıyım statin almalı mıyım?

Kalp damar hastalığı olan kişilerin, diyabetik olsun olmasın statin grubu kolesterol düşürücü ilaç alması, ölüm, kalp krizi ve inme riskini azalttığı tartışılmaz bir gerçektir. ‘Tip 2’ diyabeti olan bir hastanın bilinen kalp hastalığı olmasa da, diyabete ek olarak başka risk faktörü varsa, kötü kolesterol düzeyi ideal sınırın üstündeyse, statin kullanmasında yarar vardır. Tedavi kararı kapsamlı bir risk değerlendirmesinden sonra verilmelidir. ‘Tip 2’ diyabeti teşhisi konulduğunda damar sertliğinin başlamış olma ihtimali yüksektir. Amaç, damar sertliğinin yaygın bir hale gelmeden önlenmesidir.