Depremde yıkıntı altında kalan insanın organları ya doğrudan darbelerle ya da dolaylı olarak yaralanıyor. Ruh sağlığı da derinden etkileniyor. Enkaz altında kalmayanlarda da stresin yarattığı, yıllarca süren ruhsal bozukluklar ve kalp hastalıkları az değil
Van depreminin haberleri ve görüntüleri hepimizi derinden yaraladı. Erciş’teki trajedi, depremden sonra canla başla çalışılsa da kaybedilen canların geri getirilemediği, fiziki ve ruhi yaraların kolay iyileşmediği gerçeğini bir kere daha ortaya koydu. Ulusal bir seferberlikle ileride olacak depremlerde çok daha az yurttaşımızın etkilenmesini sağlayacak değişiklikleri yapmanın tek çıkar yol olduğu kesin. Bugünkü yazımda, depreme dayanıksız binaların altında kalanların kısa ve uzun dönemde başına gelenleri anlatarak bu teze destek vermeye çalışacağım.
Depremde yaralanmayan organ yok
Depremzedelerde en sık görülen yaralanma kemik kırıkları, kesiler ve ezilmelerdir. Yaralanmaların dörtte üçünü oluşturan bu travmalarla baş edebilmek için yeterli sayıda ortopediste, travma ekiplerine ve bu uzmanların çalışabileceği donanımlı hastanelere ihtiyaç vardır.
Düşen enkaz parçalarının çarpmasıyla oluşan yaralanmalar, dışarıdan görünmeyen iç kanamalara yol açabilir. Bu tip künt darbelere, en çok korunmasız olan karın organları maruz kalır. Karaciğer veya dalağın küçük yaralanmalarında bile karın boşluğuna dolan kan durdurulmazsa ölüm önlenemez.
Göğüs içindeki organlar omurga ve kaburgaların oluşturduğu göğüs kafesinin içinde nispeten korunmalı olsalar da yaralanmaları ender değildir. 1999’daki Marmara depreminde hastaneye kaldırılan her 10 yaralıdan birinde göğüs yaralanmaları vardı. Göğse isabet eden darbe, kaburga kırıklarının yanı sıra akciğerin delinmesine de yol açabilir. İçindeki hava açılan delikten çıkıp göğüs içine kaçınca akciğer büzüşüp görev yapamaz olur. Ağır hatta öldürücü olabilen solunum sorunları ortaya çıkar. Daha ender de olsa kalp ve kalpten çıkan büyük damarlarda ezilmeler, yırtılmalar oluşabilir.
Boyna ve kafaya gelen darbeler beyin sarsıntısına, beyin kanamalarına, boyun kırıklarına, omurilik yaralanmalarına yol açabilir. Yıkıntının altından çıkarılırken bilinci bulanık veya kapalı olan kişi muhtemelen kafasına çarpan sert bir cisim nedeniyle böyledir. Beyni hasar görenlerin birçoğunun boyun omurgası ve omuriliği de etkilenmiş olabilir.
Toz ve soğuk tehlikesi
Depremzedenin hiçbir iç ve dış yarası olmasa da toz topraktan etkilenip solunum güçlüğü çekebilir. Çöken binadan ortaya yayılan tozlar kapalı ortamda nefes almayı güçleştirir. Sanayi bölgelerinde, havaya karışan gazlar ve kimyasal tozları solumaktan boğulanlara rastlanır.
Enkaz altındakileri bekleyen tehlikelerden biri de vücudun ısı kaybıdır. Hava soğuk olmasa bile yaralı vücut kolay ısı kaybeder. Vücut sıcaklığı 34 derecenin altına indiğinde hücrelerin çalışması bozulur, dokular oksijeni etkin şekilde kullanamaz olur, kanama varsa durdurmak güçleşir. İlkyardım önlemleri arasında yaralının daha fazla ısı kaybını önlemek de vardır.
Enkazda ilkyardım
Yıkılmış binanın altındaki yaralıya ulaşan görevliler hızla bir durum değerlendirmesi yaparlar. Kişiyi enkazdan en güvenli biçimde nasıl çıkaracaklarına, ilkyardım ihtiyacının aciliyetine karar vermek için yaralının bilinç durumunu, solunumunu ve diğer hayati fonksiyonlarını ölçerler. Bazı durumlarda depremzedeyi enkaz altından çıkarmadan bile solunum desteği veya serumla sıvı verilmesi gibi tedavilere başlamak gerekebilir.
Darbe yemeyen organ da etkilenir
Yıkılan binanın altında kalan kimsenin ezilen bölgesi bacağının bir bölümü olsa bile, sorun bacaktaki kemik ve kaslarla sınırlı kalmaz. Ölen kas hücrelerinden kana karışan maddeler vücudun hemen her sistemini etkiler. Akciğerlerden kana oksijen geçişi zorlaşır, kanın pıhtılaşma düzeni allak bullak olur, kana karışan mikropların hastalık yapma şansı artar, kalp atımları zayıflar ve kalbin ahengi bozulur. Ezilme sendromu denilen bu durumda en önemli sorunlardan biri böbreklerin çalışmasının bozulması sonucu ortaya çıkan üremidir. Ezilme sendromunun oluşması için vücudun üstüne bir şey düşmesine bile gerek yoktur. Enkaz altında sıkışıp kalan biri uzun süre sert bir yerde hareketsiz yatmak zorunda kaldığında da benzer bir tablo ortaya çıkabilir. Bu sendromu bilen ilkyardım uzmanlarının ezilmiş olan yaralıya ilk yaptıkları işlerden biri bolca serum vermeye başlamaktır.
HANGİ ORGAN NASIL?YARALANIYOR?