Gençlerde görülen yüksek tansiyon çoğunlukla bir hastalığa bağlıdır. Kalbin pompaladığı kanı vücuda taşıyan büyük atardamar aortta doğuştan darlık varsa kan basıncı yükselir
Darlığın bulunduğu noktadan sonraki kısımda ise basınç düşüktür. Bu yüzden başta ve kollarda yüksek tansiyona, bacaklarda ise düşük tansiyona bağlı şikâyetler ortaya çıkar
Salih baş ağrısıyla uyandı, midesi bulanıyordu. Baş ağrıları hep olurdu ama bu sefer farklıydı. Ağrı hiç olmadığı kadar şiddetliydi, ayrıca midesi bulanıyordu. Okula gitmesi gerekiyordu ama yerinden kalkabilecek gibi değildi. İlçedeki lisenin son sınıfındaydı. Şimdiye kadar baş ağrısı nedeniyle hiç okula gitmediği olmamıştı.
Ortokulun ilk yıllarında başlamıştı baş ağrıları. Kasabanın sağlık ocağındaki doktor psikolojik olduğunu söylemişti. Lise için geldiği ilçede gittiği doktor tansiyonunu ölçmüş ve yüksek bulmuş, incelenmesi gerektiğini tembihlemişti. Arada olan burun kanamalarının yüksek tansiyona bağlı olabileceğine değinmişti. Çocukluğundan beri pek sağlıklı olduğu söylenemezdi. Hep çabuk yorulur, arkadaşları kadar koşup oynayamazdı. Bacakları çabucak halsiz kalır, koşacak olsa kramp girerdi. Kasabadaki doktor birkaç kez görüp muayene etmiş, ciddi bir sorunu olmadığını sonucuna varmıştı.
Sabah başlayan baş ağrısı ve mide bulantısı giderek arttı. Bir süre sonra konuştukları anlaşılmaz oldu, dalgınlaşmaya başadı. Arkadaşları ne olduğunu bilmeseler de ciddi bir şeyler olduğunun farkındaydılar. Elbirliğiyle okul revirine götürdüler. Hemşire hanım gördüğünde Salih’in bilinci epeyce bulanıktı, söylenenleri anlamıyor, sadece “Başım, başım” diye inliyordu.
Beyin damarındaki balonlaşma ve yırtılma
Beyni besleyen damarlarda, vücutta diğer bir çok damarda olduğu gibi balonlaşma görülebilir. Anevrizma denilen bu genişlemelerde incelen damar duvarının yırtılıp ölümcül kanamalara yol açma riski vardır. Doğuştan olan bazı kalp hastalıklarında beyin damar anevrizmaları sık görülür.
Bir kaç dakika içinde gelen ambulans hastanenin acil servisine ulaştığında Salih’in bilinci tümüyle kapanmıştı. Ne söylenenlere cevap veriyor, ne sarsmalara tepki gösteriyordu. Acil konsültasyon için gelen nörolog doktor da durumu teyit edip hemen beynin bilgisayarlı tomografisinin çekilmesi için talimat verdi. Kısa sürede teşhis kondu: Salih beyin kanaması geçiriyordu. Muhtemelen, beyin damarlarından birinde var olan bir balonlaşmaydı bu sorunu yaratan. Tıbbi adı “anevrizma” olan genişlemiş damarın yırtılmasıyla ortaya çıkan kanama, hastanın hayatına mal olabilirdi.
Konsültasyon için çağrılan beyin cerrahı bir kaç dakika içinde hastayı muayene edip, çekilen tomografiyi inceledikten sonra derhal ameliyathanenin hazırlanması talimatını verdi. Beyinde toplanan kanın boşaltılması gerekiyordu. Kalıcı beyin hasarının önlenmesinin ve Salih’in sağlıklı bir yaşama döndürülebimesinin tek çaresi buydu.
Salih acil ameliyattan sonra bir süre yoğun bakım ünitesinde makinenelere bağlı olarak yaşadı. Bir süre sonra gözünü açtı, yavaş yavaş iyileşti. Gerçi nasıl hastaneye geldiğini ve ondan sonraki günleri hatırlamıyordu ama hafızasında başka ciddi bir boşluk yoktu.
Aort koarktasyonu olan hastanın ana atardamarı dar olduğu için bacaklara giden kan miktarı azdır. Bu durumda darlık öncesi bölgede kan basıncı yüksek, sonrası bölgede düşüktür. Kol ve bacakta tansiyon ölçülecek olursa belirgin fark olduğu görülür.
Tansiyon neden yüksek sorusu
Hastanede yattığı ilk günlerde Salh’in kan basıncı yüksek bulunmuştu. Doktorları tansiyonu çok düşürmeden kontrol altına almak için temkinli bir ilaç tedavisine başladılar. Bir taraftan da 17 yaşında bir gencin tansiyonun neden yüksek olduğunu araştırdılar.
Bu yaşta görülen yüksek tansiyonun, çoğu zaman altta yatan başka bir hastalığa bağlı olduğu bilindiği için önce böbrekler incelendi. Ne böbreklerde, ne böbreğe kan götüren atar damarlarda ne de böbrek üstü bezinde bir anormallik yoktu. Beyin cerrahı tarafından çağrılan iç hastalıkları konsültasyon ekibindeki genç asistan doktor, Salih’in dosyasını baştan sona okuduktan sonra hiç bir ayrıntıyı ihmal etmeden muayene etti. El bileklerinde ve şah damarlarında nabız çok kuvvetliydi. Buna karşılık, kasık, diz arkası ve ayak sırtında hissedilen nabız çok hafifti. Tekrar el bileğinde güçlü hissedilen kalp atımıyla kasıkta hafif ve gecikmiş olarak hissedilen nabzı karşılaştırdı. Sonuç aynıydı. “Bu işin içinde bir iş var” diye düşündü.
Parmak uçlarında hissettiği basınç farkını teyit etmek için tansiyon ölçümleri yaptı. İki koldan yapılan ölçümlerde büyük tansiyonu 170 mmHg buldu. Aletin manşonunu uyluğun çevresine sardı, dinleme aletini dizin arkasına koyup kan basıncını ölçünce şaşırdı. Bacaklarda büyük tansiyon 90 mmHg den fazla değildi. Kollarla bacaklar arasında kan basıncı çok farklıydı.
Barajdan sonra nehir suyu azalır
Kollarla bacaklar arasında böylesine büyük bir basınç farkı olması Keban’dan önce gürül gürül akan Fırat’ın barajdan sonra sakin sakin akan halini hatırlattı genç doktora. Bir yerde kan akımını engelleyen darlık olmalı diye düşündü.
Çekilen MR resimleri genç hekimi haklı çıkardı. Her atımda sol karıncığın fırlattığı oksijenden zengin kanı vücuda taşıyan büyük atardamarda bir darlık olduğu görülüyordu. Aort damarında, sağ kola, beyne ve sol kola giden damarlar çıktıktan sonra bir boğum vardı. Sanki 4 şeritli yol ancak bir bisikletin geçecebileceği kadar daralmıştı. Kollarla bacaklar arasındaki kan basıncı farkının nedeni bu darlıktı.
Tıbbi adı “aort koarktasyonu” olan bu durum, doğuştan gelen bir kalp damar hastalığıdır. Bazan yeni doğanda kendini kalp yetersiziğiyle gösterir, hemen tedavi etmek gerekir. Bazen de Salih’te olduğu gibi genç yaşta şikâyetlere yol açar. Uzun yıllar hiç sıkıntı çekmeden yaşayan hastalar da vardır.
Aort koarktasyonu tek bir anormallik olarak kendini gösterebilir. Ya da kalp ve damarlarda ona eşlik eden, doğumdan beri var olan başka bozukluklar olabilir. Beyin damarlarında anevrizma denilen balonlaşma bu anormalliklerin başta gelenidir. Yırtılıp beyin kanamasına yol açmadıkça hiç bir belirti vermez. Eğer zamanında fark edilecek olursa ameliyatla ya da kasıktan sokulan ince bir kateter yoluyla tedavi edilip tehlikesiz hale getirilir.
Yüksek tansiyon da, bacaklardaki halsizlik de damardaki boğuma bağlı: Kalbin attığı kan aortun boğum yerinden geçmekte zorlandığı için buraya kadar olan damarlarda basınç yükselir. Bu nedenle yüksek tansiyon sadece baş, boyun, kollar ve göğsün üstünde vardır.
Salih’in yıllardır var olan baş ağrılarının, burun kanamalarının sebebi başa giden damarlarda artmış olan kan basıncıdır. Kalp de yüksek tansiyondan nasibini alır. Yapılan ultrason incelemesi, hasta gencecik de olsa yüksek basınca karşı çalışan kalp kasının, 60 yaşındaki tansiyon hastalarında olduğu gibi, kalınlaştığını gösterdi.
Göğsün alt bölümünden başlayarak vücudun aşağı bölümlerinde baş ve kolların tersine kan basıncı düşüktür. Darlık nedeniyle kalbin pompaladığı kanın bacaklara rahatça ulaşamaması yorgunluğa ve kramplara neden olur. Hastalar ayaklarının hep üşüdüğünü söyler. Salih’in çocukluk çağında bile akranları kadar koşup oynayamamasının nedeni bacaklarına giden kanın azalmış olmasıdır. Koltukta otururken bile koldakinden daha düşük olan bacak kan basıncı, yürürken ya da koşarken ölçülecek olsa daha da düşük bulunur.
MR ile çekilen bu resimde aort damarı çok daralmış. Boğumun öncesinde aort genişlemiş.
Kalpten çıkan ana atardamar başa ve kollara giden damarları verdikten sonra bir noktada iyice daralmış.
Koarktasyon için yapılan bir kaç çeşit ameliyat vardır. Cerrah ya dar yeri kesip çıkarır, ya yamayla genişletir ya da sentetik bir tüp koyarak onarır.
Aorttaki darlık kasıktan sokulan bir balonla genişletilebilir. Ya da stent koyup destekleyerek yeniden darlık oluşmasını önlenmeye çalışılır.
Nasıl tedavi etmeli
Uzun yıllar aort koarktasyonun tek tedavisi ameliyattı. Kateter denilen ince borular aracılığıyla yapılan tedaviler geliştikçe yeni seçenekler ortaya çıktı
Salih beyin ameliyatından toparlandıkdan sonra tekrar hastaneye yattı. Aort koarktasyonu stent konularak genişletildi. Yüksek tansiyonu tamamen normal dönmese de oldukça iyileşti. Aldığı ilaç sayısı azaltıldı. Baş ağrıları geçti, çok daha rahat koşup oynar oldu. Doktorları durumunun çok düzeldiğini, sağlıklı ve uzun bir yaşamı olacağını söylediler. Çok sık rastlanmasa da aortun onarılan bölgesinin yeniden daralabileceğini ya da balonlaşıp yırtılma tehlikesi yaratabileceğini, onun için düzenli olarak kontrole gelmeyi ihmal etmemesini tembih ettiler.