İzmir Büyükşehir Belediyesi de zor durumdakileri sevindirdi. Ramazan Bayramı öncesinde 47 bin aileye 150’şer TL olmak üzere toplam 7 milyon 50 bin lira dağıtıldı. Hesaplara yatırılan paraları almak için bankalara akın edilince uzun kuyruk oluştu. Bu yardımla bayramlık alınacağını ümit edip gelen çocuklar işte böyle yorgun düştü.Geçtiğimiz günlerde gittiğim Konak Kaymakamlığı mahşer yeri gibiydi. Adeta insan duvarına çarpmıştım. “Bu da ne böyle” dedirten tuhaf bir kalabalık karşılamıştı beni. Daracık koridorda adım atacak yer yoktu. O insan selini aşmak için kan ter içinde kalıp güçlükle ilerlerken, “Bu kadar kişi neden burada acaba” sorusu zihnimi kurcaladı durdu. Bu görüntü sıradan bir manzara değildi. Olağan dışı bir durum olduğu kesindi. Yoksa bu kadar kişi neden gelecekti ve sırasını kaptırmamak için tüm gücüyle mücadele edecek, birbirleriyle kavga etmekten bile geri kalmayacaktı..?
Bu şaşırtan tablonun merak ettiğim perde arkası, nedenini sorduğum görevlinin açıklamasıyla aralandı. Sabahın köründe oraya akın akın gelinmesinin sebebi, kaymakamlık bünyesindeki vakıftan yardım alabilmekmiş. Oysa çoğu gençti ve sağlıklı görünüyordu. İçimden “Kriz yüzünden işsiz ve çaresiz kaldılar herhalde” diye geçirirken, görevlinin söyledikleri şaşkınlığıma şaşkınlık ekledi. Meğer o kadar kişi kaymakamlığın kadrolu işsiz takımıymış. Çoğu, işsizliği kendilerine meslek edinmiş! Sadece buraya değil, başka kaymakamlıklara da gidiyorlarmış. Anlayacağınız kaymakamlık kaymakamlık gezip, hepimizin vergilerinden oluşturulan fonlardan geçimlerini sağlıyorlarmış bir güzel...
Devleti suiistimal ediyorlarYan gelip yatmak, kahvede seramik dizmek, aylak aylak gezmek varken çalışmaya ne gerek vardı? Kaymakamlıkların o dar koridorlarında beklenen birkaç saatlik sıranın ardından alınan yardımlarla yaşamlarını yorulmadan sürdürüyorlardı! Yeşil Kartları da vardı, sosyal güvence sorunu da yaşamıyorlardı, daha ne olsun..?
Söyledikleriyle beni hayrete düşüren o kaymakamlık çalışanı, içlerinde gerçek ihtiyaç sahiplerinin de olduğunu, ancak büyük bölümünün devleti göz göre göre suiistimal ettiğini anlattı. İstenen belgeleri tamamlayınca ne yazık ki pek birşey yapılamıyordu. Elde o belgeler kaymakamlık kaymakamlık dolaşıp, “Zor durumdayız” demek yetiyordu...
Yardımlarla geçinmeyi kendilerine iş edinmiş o yüzsüzler ortada cirit atarken, asıl ihtiyaç sahipleri pek ortada yok. Onlar belki de işsiz ve parasız kalmalarını gururlarına yediremedikleri için el açmıyor, çaresizliklerini yüreklerine gömüp sessiz kalmayı tercih ediyor. O sessiz kesimin sayısı ne yazık ki ekonomik krizle birlikte arttı.
Yüzsüzlere yüz verilmemeli Her Ramazan’da karınca kararınca yardım yapan çevremdeki hayırseverlerin söyledikleri kara kara düşündürüyor. Bu sene yardım yapmanın mutluluğundan çok, tanıyanların söyledikleriyle durumlarından haberdar oldukları çok sayıda kişiye yardım eli uzatamamanın üzüntüsünü yaşamışlar. O kadar kişiyi sevindirmek hiç de kolay değil. Gönül zenginliği yetmiyor, sınırlı bütçeler kafi gelmiyor. Daha çoğu gerekiyor ama bu ne kadar mümkün?
Bir yanda Konak Kaymakamlığı’nda gördüğüm o yardım yüzsüzleri, diğer yanda kimseye yüzünü göstermeyen gerçek ihtiyaç sahipleri... Onlar bugün yarın iş bulurum diye ne bir kurumun kapısını çalıyor ne de Yeşil Kart almak akıllarına geliyor. Devlet kaynakları hilebaz yöntemlerle sömürülürken, o yardımları analarının ak sütü kadar hak edenler çaresiz, bekliyor... Devlet eliyle yapılan yardımlara çekidüzen verilmesi gerektiği kesin... Yardımlaşmanın ve dayanışmanın sadece Ramazan Ayı’yla sınırlandırılmaması gerektiği de bir gerçek. Keşke kimse zor durumda olmasa, herkesin yüzü gülse, hilecilere de prim verilmese... Bu dileklerle bayramınızı kutluyorum. Mutlu bayramlar...
BU NE ACİZLİK BÖYLEBayramda evinizde rahatça oturacağınızı, sakinlik ve huzur içinde tatilin tadını çıkaracağınızı düşünüyorsunuz değil mi..? Hiç de koltuğa kurulmayın. Şundan emin olun ki gürültü patırtı peşinizi bırakmayacak. Evinizde, mahreminizde olsanız bile... Gürültü canavarı megafonlu seyyar satıcılar var ya, onlar bayramı zehir etmekten geri kalmayacak.
Biri gitmeden diğeri sokağın başında görünecek. Kimi ‘karpuz’ diye bağıracak, kimi ‘domates’ diyecek. Bu arada hurdacılar da var. Onlar da vargüçleriyle ortalığı inletecek. Ne yaşlının, hastanın hali düşünülecek ne de yatağındaki bebek...
“Ekmek parası, ne yapalım” diyen işportacıya sözüm yok. Kimsenin ekmeğiyle oynamaya niyetim ise hiç yok. En azından gürültü yapmayın. Sözüm asıl, bu gürültü terörüne göz yumanlara. İzmirlilerin feryadına rağmen önlem alındığını göremedim. Bazı göstermelik girişimler dışında ne yazık ki her yerde acizlik hakim. İzmir bunu haketmiyor. Vatandaşın bayram hediyesi bu olmamalı! Ayıp oluyor, hem de çok ayıp..!
OKUR HATTIBakım ve onarım yapılıyor Yeşilyurt Şehit Hasan Tahsin İlköğretim Okulu’nun duvarlarının bakımsız kaldığı belirtildi. Çirkin görüntüye tepki gösterildi. Karabağlar İlçe Milli Eğitim Müdürü Latif Susuz bunun üzerine OKUR HATTI’na açıklamada bulundu. Susuz, şu an bakım ve onarım yapıldığını belirtti, şöyle konuştu: “En son olarak bahçe duvarları boyanacaktı. Okullar açılıncaya kadar bu da tamamlanacak, eğitim yuvamız öğrencilerimiz için hazır hale getirilecek, yeni ders yılına sorunsuz girilecek. Sadece bu okulda değil, diğerlerinde de aynı hassasiyetle çalışıyoruz. İlçemizdeki tüm eğitim binalarının pırıl pırıl hale getirilmesine gayret ediyoruz. Karabağlar’da yeni eğitim ve öğretim yılı sıkıntısız başlayacak.”
Ters yön var ama bir de uyan olsa!BOSTANLI’DA birbirlerine paralel sokaklar tek yönlü. Ancak bu kurala uyulmuyor. Sokak başındaki “girilmez” levhalarına rağmen, çoğu sürücü giriyor, sıkışıklığa neden oluyor. Onların yüzünden yollar ilerlenemez hale geliyor. Emniyet Müdürlüğü’nün internet sitesinde bu konuyu daha önce ifade ettim. Bana gelen cevapta polis görevlendirileceği belirtildi. Bu gerçekleşti, kimilerine ceza kesildi, ancak devamı gelmedi. Kuralsızlık hala sürüyor.
R. Aslanİçme suyu hortumu mikrop saçıyorSOĞUKKUYU içme suyu istasyonundaki su hortumları çok pis, adeta mikrop saçıyor. Buradan günde 200-300 kişi yararlanıyor, bu hortumdan akan su, evlere ve işyerlerine götürülüyor. Sık sık temizliğinin yapılması ve değiştirilmesi gerekiyor. İzmir Büyükşehir Belediyesi yetkililerinden bu konuda yardım istiyoruz. Halk sağlığı dikkate alınmalı.
Macit Kuruhan