Çiğli’den Menemen’e İzmir’in kuzeyindeki kötü koku, Ankara’da bile duyulmuştu! Deri Serbest Bölgesi’ndeki işletmelerin arıtma tesislerini çalıştırmadığı, atıkları yaktığı iddiası üzerine Başkent’ten üst düzeyde heyet gelmiş, sorunun ne kadar hayati önem taşıdığını ortaya koymuştu.
Başta Villakent sakinleri olmak üzere o bölgede oturanların dert yandığı, bu köşede kaleme aldığım kirliliğin ne boyuta ulaştığı şimdi de resmi açıklamayla belgelendi.
Vali Yardımcısı Mustafa Aydın imzasıyla İl Çevre ve Orman Müdürlüğü’nün yazısı oldukça çarpıcı. Çünkü deri sanayicileri birkaç yıl içinde tam yedi kez denetlenmiş, her defasında da burun direklerini sızlatan, hayatı zehir eden o kokunun kaynağı yerinde görülmüş.
İşte sizlere tarih tarih bir çevre kirliliği dosyası...
Uyarı üstüne uyarı yapılmış
27.05.2006... Çevre Müdürlüğü ekipleri denetim yaptı. Arıtma çamurlarının depolandığı görüldü. Bu tehlikeli atıkların lisanslı bir bertaraf tesisine gönderilmesi için 15 gün süre verildi.
27.09.2007... Görevliler bir kez daha dericileri ziyaret etti. Tehlikeli atıkların depolanmaya devam edildiği belirlendi. 65 dönüm alandaki atık miktarı 100 bin ton olarak tahmin edildi. Numune alındı, Dokuz Eylül Üniversitesi’nde analiz yaptırıldı. Arıtma çamurundaki organik karbon değerlerinin limitin üzerinde olduğu ortaya çıktı.
31.10.2007... Atıkların ön işlemden geçirilerek tehlikesiz hale getirilmesi için uyarıda bulunuldu. Aksi halde 2872 Sayılı Çevre Kanunu uyarınca yasal işlem yapılacağı bildirildi.
21.05.2008... Çevre Müdürlüğü ekipleri yine aynı manzarayla karşılaştı. Arıtma çamurlarının bekletildiği bir kez daha tespit edildi.
18.06.2008... Arıtma çamurlarının toprak zemine ve üzeri açık olarak gelişigüzel serildiği yeniden görüldü. Tehlikeli Atıkların Kontrolü Yönetmeliği’ne göre analiz yaptırılmak üzere numune alındı.
02.09.2008... Uyarılara rağmen pek birşey yapılmadığı bu defa fotoğraflarla belgelendi.
27.11.2008... Arıtma çamurlarının bertarafına ilişkin çalışmaların hangi aşamada olduğu soruldu.
07.01.2009... Tehlikeli atıklardan alınan numunelere yapılan analizlerin sonucu gönderilmediği için İzmir Menemen Deri Serbest Bölgesi Kurucu ve İşleticisi A.Ş. uyarıldı.
Hem ceza hem suç duyurusu
19.03.2009... Çevre kirliliği yaratan atıkların depolanabilmesi için işletme içerisinde bir alan oluşturulacağı, bu amaçla lisans başvurusunda bulunulacağı; deri tıraşlama atıklarının geri kazanılmak üzere Denizli’deki bir firmaya gönderileceği İl Çevre ve Orman Müdürlüğü’ne beyan edildi.
02.06.2009... Yeniden denetim gerçekleştirildi, atıkların biriktirilmeye devam edildiği tekrar anlaşıldı.
08.07.2009... Ekipler kirliliği bir kez daha görüntüledi.
Tüm bu denetimler sonucunda Çevre Kanunu ve ilgili yönetmeliklere göre toplam 93 bin 186 lira ceza kesildi. Ayrıca Menemen Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunuldu.
Şimdi söz yargıda...
Bak postacı inadına hep geç geliyor
Şeker Bayramı’nın üzerinden kaç gün geçti saymakta zorlanıyorum.
Ama gel gelelim bayram tebrikleri gelmeye devam ediyor. Daha doğrusu daha yeni yeni geliyor. Zarfı merakla açıp, “Ramazan Bayramınızı...” diye başlayan cümleleri görünce, “Hoppala. Bayram değil, seyran değil” demekten ister istemez kendini alamıyor insan... Bayram mı kaldı?
Buna rağmen pek şaşırmıyorum. Alıştık artık bizim posta işletmesinin çağa kafa tutan hızına...
Elektronik postanın dünyanın öbür ucuna ışık hızında gittiği bir dönemde, birkaç kilometre uzaklıktaki iki yer arasında bir mektubun ulaştırılması hiç kolay olmamalı bence de! Teslim süresi neredeyse bir ayı bulmasın da ne olsun..?
Beni asıl şaşırtan, PTT’nin mektup ulaştırmakta hasret kaldığımız hızını, bize cevap göndermekte azimle sergilemesi..!
Ne zaman, “Bu çağda bu sürat! Pes doğrusu vallahi” diye yazsak, daha mürekkep kurumadan şak diye elimizde buluyoruz yanıtı...
En son, “Dağıtım elemanlarına takviye yapıldı, yaş ortalaması da aşağı çekildi. Üstelik yeni motosikletler de alındı” demişlerdi.
Biz de, “Tamam, bu sefer bitti bu iş” diye sevinmiştik.
Bakalım şimdi ne denecek?
OKUR HATTI
Trafik levhaları ya çalınıyor ya da zarar görüyor
OKUR HATTI’nı arayan İzmirliler hayati önem taşıyan bir uyarıda bulunuyor. Uyarıcı ve bilgilendirici trafik levhalarına dikkat çekiliyor. Kazaları önleyen, sürücülerin yön bulmasını sağlayan bu levhaların çalındığı, kimileri tarafından da boyanarak ya da kırılarak zarar gördüğü belirtiliyor. Bu yüzden yollarda tehlikenin kol gezdiğine işaret ediliyor, “Bir trafik levhasının olmaması yüzünden kaza yaşanabilir, canlar yanabilir. Hurda bedeli için çalanlar veya zarar verenler mutlaka engellenmeli” deniliyor.
66 numaralı otobüs neden seferde değil?
Bornova’nın Taşkent semtiyle Gümrük arasında yolcu taşıyan 66 numaralı belediye otobüsünün seferlerine yaz başında ara verilmişti. Gerekçe olarak okulların kapanması gösterilmiş, yeni eğitim yılıyla birlikte tekrar hizmete alınacağı belirtilmişti. Ancak okulların açılmasına rağmen bu otobüs seferlere başlamadı. Bu aracın sadece öğrenciler tarafından kullanılmadığını da hatırlatmak istiyoruz. Taşkent sakinleri
Büyükşehir’e geçince su faturaları kabardı
İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne sonradan bağlanan yerlerde su faturaları birden bire fırladı. Aliağa’da önceden hem su bedeli hem de bakım onarım ücreti düşüktü. Şimdi aynı tüketimde çok daha fazlasını ödüyoruz. Çoğu kişi mağdur durumda. Kimi esnaf baş edemeyince su saatlerini söktü, civardaki kuyu sularını kullanmaya başladı. Gelinen nokta ne yazık ki bu. Yanlıştan bir an önce dönülmeli. İbrahim Özden