Özgür Kaynar

Özgür Kaynar

ozgur.kaynar@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

İzmir yeni bir üniversiteye kavuşuyor. Gediz Üniversitesi önümüzdeki hafta kapılarını açıyor. Uzunca bir süredir devam eden hazırlıkları, bu yola nasıl heyecanla çıkıldığını iyi biliyorum. Çünkü kurucuları arasında yakından tanıdığım çok sayıda isim var.
Mütevelli Heyet Başkanı Abdullah Kavuk, beraber çalışma fırsatı bulduğum, hayırseverliğiyle ve iş dünyasındaki başarılarıyla bilinen örnek bir işadamıdır. Mütevelli heyetinde yer alan eski İçişleri Bakanı Kutlu Aktaş da danışmanlığını yaptığım dönemde çok şey öğrendiğim, benim için ayrı yere sahip bir isim... İzmir’in yıldız takımı gibi bu listede yer alan diğer isimlerden eski Devlet Bakanı Işılay Saygın, İzmir’e kazandırdıklarıyla gönüllerde taht kuranlardandır. O, yardımseverliğiyle İzmirlilerin “Işılay Ablası”dır... Siyasetin renkli simalarından ekonomi uzmanı Bilal Doğan’la Orkide Yağları’nı dünya markası yapan Ahmet Küçükbay’ı da unutmamak gerekir.

Tam bir kampus üniversitesi

Akademik eğitime yepyeni bir ufuk getirmek için ve daha da önemlisi hiçbir beklentileri olmadan el ele veren bu değerli isimlerin eseri üniversitenin son halini yakından görmemek olmazdı. Abdullah Kavuk’un işadamı kardeşi Şahin Kavuk’un adeta gecesine gündüzüne kattığı Seyrek’teki kampuse geçtiğimiz günlerde gittim. Şahin Kavuk’un her gördüğünde anlattığı kadar vardı, her şey tüm detaylarıyla düşünülmüştü. Öğrencileri olmadan bile üniversite havasını daha ilk adımı atar atmaz hissettiriyordu. 35 ve 70 öğrenci kapasiteli derslikleri, bölüm laboratuvarları, açıkhava tiyatrosu, geniş sosyal alanları, 350 kişilik merkezi kütüphanesi, 450 kişilik konferans salonu, kapalı spor salonu, fitness merkezi ve sergi salonuyla tam bir kampus üniversitesi, küçük bir şehirdi. Kampus mükemmeldi ama o koku... İnsanın boğazını yakan o koku, hani derler ya “burun direklerini sızlattı” diye, işte öyleydi. Ne yaparsanız yapın peşinizi bırakmıyordu, kabus gibiydi...

Haberin Devamı

Gediz’den Villakent’e


Bir de o kötü koku olmasa...

Nedenini az ilerdeki Villakent’te, bir dostumuzu ziyaret edince öğrendim. 25 yılı geride bırakan Ege-Koop’un gurur projelerinden tam iki bin villalık bu yerleşim yerinde oturanlar kokudan meğer perişan durumdaymış. Gediz Üniversitesi’nde öğrenim görecek öğrencilerin de barınmasını sağlayacak Villakent’in yakınındaki İzmir Deri Organize Sanayi Bölgesi’ne (İDESBAŞ) herkes öfke saçıyordu. Arıtma tesislerinin çalıştırılmadığı, sorunun dayanılmaz hale geldiği, insan sağlığını tehdit edecek boyuta ulaştığı belirtiliyordu.
İnsanlara hayatı zehir eden bu sıkıntıyı kaleme alacakken, Ege-Koop Genel Başkanı Hüseyin Aslan benden önce davrandı. Aslan’ın, İDESBAŞ’taki sanayicilere yönelik, “Artık yeter” dediği açıklamaları gazete sayfalarında geniş yer buldu. İşte o sözler Ankara’da da duyuldu. Villakent’ten Gediz Üniversitesi’ne, Seyrek’ten Çiğli’ye geniş bir alanı etkileyen kötü koku, Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) ve Planlama Genel Müdürü Fevzi İşbilir’i harekete geçirdi. Ekibiyle birlikte İzmir’e gelen İşbilir hem İDESBAŞ’ta incelemede bulundu hem de Villakent’e konuk oldu. Hüseyin Aslan’dan ve çevre halkından bilgi alan İşbilir, gerekirse kapatmaya varan ceza uygulanacağını ifade etti, “Geçmişte Yeşildere kapatılmıştı” dedi.

Müdürün uyarısı rahatlattı

Fevzi İşbilir’in bu sözleri Villakent’te oturanları rahatlattı. Gediz Üniversitesi, yakındaki Doğal Yaşam Parkı ve modern yerleşim yerleriyle İzmir’in yıldızı parlayan bu bölgesinde koku sorununun artık bir daha yaşanmamak üzere son bulacağı ümit ediliyor.
Dileriz umutlar yerini hayal kırıklığına bırakmaz. Ve dileriz ki bu sorun daha da büyümeden ve deri sanayicileri de üzülmeden çözülür.

Haberin Devamı

Gediz’den Villakent’e
Her lambaya kamera
“Trajik trafik” yazımın ardından çok sayıda olumlu tepki aldım. Kırmızı ışıkta geçmeyi alışkanlık haline getiren, trafikte tehlike saçan kural tanımaz sürücülere büyük öfke var. “Bu gidişin gidiş olmadığını” düşünenlerin, bir an önce önlem alınması gerektiğine inanların sayısının bu kadar çok olduğunu bilmek insanın yüreğine su serpiyor. Başta İzmir Emniyet Müdürü Ercüment Yılmaz olmak üzere konunun tüm ilgililerinden yardım isteniyor. Tedbirlerin artırılması, hem tehlike saçan hem de bunu yaparken kuralsızlık gibi toplum yaşamını sarsan çok tehlikeli alışkanlığa teşvik edenlere engel olunması isteniyor.
Ancak şu da bir gerçek ki her trafik lambasının başına bir polis görevlendirmek mümkün değil. Çözüm görüntülü takipten geçiyor. Daha önceki yazımda hatırlattığım kamera sisteminin artık uygulanması gerekiyor. Büyükşehir Belediyesi’yle İzmir Emniyet Müdürlüğü işbirliğiyle gerçekleştirilmesi planlanan bu projedeki belirsizliğe son verilmeli. Her trafik lambasına kamera yerleştirilir ve kural ihlallerini yapanlar cezasız kalmazsa göreceksiniz çok şey değişecek...

Haberin Devamı

OKUR HATTI
Baz kurulmayan bir mezarlık kalmıştı!
Yeşilyurt Mezarlığı’nın girişindeki elektrik direklerine baz istasyonu yerleştirildi. Her iki direk arasında
20 metre bile yok, üstelik yerleşim bölgesine de çok yakın mesafede.
İmza toplayıp dilekçe verdik ama tüm çabamız sonuçsuz kaldı. Yetkililer nedense bize hiç kulak vermiyor. Baz istasyonu kurulmayan bir mezarlıklar kalmıştı, sonunda buraya da el attılar! Çevre sakinleri

Okulun bakımsızlığı büyük tepki çekiyor
Yeşilyurt Şehit Hasan Tahsin İlköğretim Okulu’nun Mızraklı Caddesi’ne bakan tarafındaki duvar çok kötü durumda. Ne sıvası var ne de korkulukları boyalı. Demirlerden sızan pas her yeri kapladı. Bakımsızlığın eseri olan kötü görüntü bu eğitim kurumuna yakışmıyor, tepki çekiyor. Yetkililerin bir an önce gerekli çalışmayı yapması gerekiyor. Duyarlılık bekliyoruz. Battal Karataş

Yağmur yağdığında sokak göle dönüyor
Bayraklı Mansuroğlu Mahallesi 293 Sokak, her yağmur yağdığında çile yoluna dönüyor. Çünkü sular burayı göle çeviriyor. Çoğu kez evimizden dışarı çıkamıyoruz. Bir yerden bir yere gitmek dert oluyor, araç geçişi bile aksıyor. Belediye yetkililerinden bir kez daha yardım istiyoruz. Gerekli altyapı çalışması yapılsın, bu sokaktaki yağmur kabusu artık sona ersin. Çevre sakinleri